/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 326.
    +1
    129

    • *saat ona kadar özlenmişleri giderdikten sonra
    bir kaç damla yaşıyla bıraktım ebruyu
    11.40 civarında nizamiyeye geldim
    gerekli sorgudan sonra tabur arandı
    ekşın haberim var dedi ve bölüğe gittim
    odasına girip tekmil verdim
    saat 12 ye 7 vardı
    bacaklarını masanın üzerine atmış
    klagib müzik dinliyor
    geldiğimden hiç haberi yokmuş gibi davrandı
    ta ki 12 yi bir geçene kadar
    bana baktı
    -dıbına çakim geldin demek ben sana 12 yi geçirme demedim mi dedi. çok yumuşak bir ses tonuyla
    daha önce geldim desem o da biliyor geldiğimi ama adam garip adam amk kaçarı yok gibicek beni
    suçumu kabul etmişcesine durdum karşısında
    -dur dıbına çakim klagib müzik eşliğinde gibersem tempomu yavaşlatır oynak bişey çalayım dedi
    bekledim ne tak yiyecek acaba diyerek
    bi tane hareketli parça açtı
    masasından kalktı
    ben muhtemel vurma ihtimali olan yerlerimi sıkmaya başladım esas duruştayken
    -vukuat var mı dedim
    -yok kumutanım dedim
    -tamam git yat dedi
    -emredersiniz dedim
    tam kapıdan çıkıyordum
    -bu kadar basit olmasın dıbına çakim dedi
    komutan konuşunca esas duruşa geçmek askeri farzdır
    geriye dön komutu verdi
    sırtım ona dönük kaldı
    içimden gerçekten gibecek mi lan diye bile geçti
    ben beklerken tekrar geriye dön komutu verdi
    -yok dıbına çakim bugün gibimin kalkmayacağı tuttu. gidebilirsin dedi
    -emredersiniz dedim gittim yattım
    sabah içtimasında görev devri yaptıktan sonra o evine gitti ben yine çarşıya çıktım
    o gün geç kalma lüksüm yoktu

    • * ebrularla buluştum
    beraber kahvaltı yaptık kadıköyde
    daha sonra onlarla saat 3 30 da buluşmak üzere ayrıldık ebru ve ben
    saat 3 e kadar ebru ile yüzüğü tekrar taktığı yerde oturduk
    öğlen yemeği hiç aklımıza bile gelmedi
    izin kullanmam konusunda ısrar etti
    bakarız diyebildim sadece
    genelde onun başı omzumda bazen dizimde
    bazen elleri ellerimde
    bazen ellerim saçlarında
    kulağının kıvrımlarına
    kaşlarının çizilişine
    dişleri gülümsemesine yakışan
    kirpiklerinin güzelliği gözlerini kaçırınca anlaşılan
    gözlerime bakınca dünyaları unutturan
    sözlerine bakınca aşkı tattıran
    hasreti hayata isyan
    varlığı yaşama hayran bırakan
    ebrumla saat 3 olunca birazdan gerçek anlamda yapacağımız vedanın ön provasını öpüşmelerle takviye yaparak yaptık

    • *diğer aile fertleri ile buluştuktan sonra
    ayak üstü biraz konuşup iyi dileklerimizi karşılıklı sunduktan sonra bir miktar parayı cebime sıkıştırdılar
    almak istemesemde yapacak birşey yoktu
    ebru ağlıyordu ama gözyaşı kuru kuru akıyordu
    onu fazla üzmemek için hemen gittim
    kışlaya döndüm
    o gece uyuyamadığımı az çok hepiniz zaten tahmin ediyorsunuzdur
    esas ekşın ertesi gün yaşandı
    pazartesi sporu için ekşın tüm bölüğü 9 km lik koşuya çağırdı
    gelip tamamlayabilenlere herzamanki gibi çift çarşı vereceği vaadinde bulundu
    nöbeti olanlar hariç herkesi spora zütürdü
    bir kaç km koşup milletin pestili çıkmaya başlayınca
    bölüğe yerinde say komutu verdi
    -evet dıbına çakim arkadaşlar şimdi çarşı izninden geç gelenlere ön uyarıyı uygulamalı olarak göstereceğim dedi
    evet beyler ekşının gibi kalkmıştı bu defa
    -dıbına çakim şimdi bana bir asker lazım gösterebilmek için,hmm kim var çarşıdan geç dönmüşlerden seçelim benim aklıma kelebek geldi uzman çavuşum ne dersiniz dedi
    -kelebek gel dıbına çakim arkadaşım dedi
    beyler mevsim yaz. hava bunaltıcı
    üstümde askeri şort var yani dizlerim çıplak
    üzerinde bulunduğumuz arazi yer yer taşla kaplı toprak arazi.
    yere adım atınca kalkan tozu hesab edin
    -yat dıbına çakim dedi
    bi kaç km koşmuşum zütüm dahil her yerim terli
    yatar yatmaz çamur adam a döndüm
    -sürün dıbına çakim dedi
    herşeye rağmen bana yaptığı o kıyak izinden dolayı hiç küfretmedim
    suratımı bile ekşitmedim
    her verdiği komuttan sonra emredersiniz dedim
    başım hep karşıya bakar haldeydi ve hiç isyan eder gözükmedim
    askeri parmak hesabı mesafe tahminime göre 700 metre yerde kaldım bu süre zarfında onlar fazladan bir tur attı çevrede
    ayağa kalktığımda üzerime yapışmış tozdan dizlerimin kanadığını sadece hissedebiliyordum
    bir süre sonra bölükle koşmaya devam ettiğimde de dizlerimde ılık ılık akan kanları hissettim ama eğilip hiç bakmadım
    ekşın koşamayanları uzman çavuşla kestirmeden gönderdi ama ben ve bi kaç kişi ekşını takip etmeye devam ettik
    onun ne amaçla yaptığını biliyordum
    diğer askerlerin bana verdiği izinden haberi olmasını istemiyordu haklıydıda
    olan bi kaç gün boyunca bükmekte bile zorlandığım dizlerim ve dirseklerime oldu ama
    ebru ile geçirilen o gece için herşeye değerdi.

    • *bölüğe döndüğümüzde bazı askerler tarafından dalga konusu oldum
    -sürüngen haberci diye
    bazıları benim adıma ekşına küfretti
    ama ben küfür etmelerini bile istemedim
    duşu alıp kamuflajı giydikten sonra
    tekrar görev yerime döndüm
    ekşının beni gördüğü zaman ekstradan topallamayı bırakın topallamadım bile
    çünkü birincisi o tip askeri sevmezdi
    ikincisi beni ezen insanlara ezilmiş gözükerek onlara daha fazla zevk vermem
    hiçbirşey yokmuş gibi karısı olmaya devam ettim
    ikimiz de erkeğiz ama rütbelerinden dolayı gibici olan o
    içeri çağırdı beni
    -emredin komutanım dedim
    -iki çay getir dedi
    odada ondan başka kimse yoktu acaba niye iki çay söyledi yanlış mı anladım diye emir tekrarı yaptım yine
    -emredersiniz komutanım iki çay getirip geleceğim dedim
    baktım bişey demiyor doğru anlamışım iki çay olduğunu
    gittim iki çay getirdim masasına bıraktım
    -başka bir emriniz var mı dedim
    -var dıbına çakim bekle orda dedi
    -emredersiniz dedim
    -çayı içiyormuş gibi yap ama içme dedi-
    emredersiniz dedim ne çay içmeden nasıl içiyormuş gibi yapılır ağzımı mı höpürdeteyim komutanın karşısında
    -ziyaat olsun komutanım dedim
    -ne çabuk içtin dıbına çakim dedi
    -biraz soğumuş komutanım dedim
    -vay dıbına çakim benimkide soğumuştur git bana yenisi getir dedi
    ekşınla makara yaparsan böyle olur
    -emredersiniz dedim gittim bir çay daha getirdim
    -aç dizlerini dedi

    ---emredin komutanım dedim anlamamış gibi
    -dizlerini aç ağda yapmışmısın ona bakıcam dıbına çakim dedi
    -yok komutanım yapmadım dedim
    -aç dıbına çakim gözlerim de inansın dedi
    açtım dizi bi baktı manzarayı görünce üzüldü biraz ama belli eder mi sizce
    -vay dıbına çakim bekle burda dedi yazıcının birine seslendi
    yazıcı geldi
    -git dıbına çakim bana revirciyi getir bu arkadaşım düşmüş galiba dedi
    -gerek yok komutanım dedim
    -feci düşmüşsün dıbına çakim dedi
    -askerim komutanım emirle düşer emirle kalkarım sorun değil dedim
    -vay dıbına çakim gidebilirsin dedi
    -başka bir emriniz var mı dedim
    -yok dedi
    ebruyu aramaya gittim yine
    nasılsın geyiği esnasında çok kötü oldugunu beni çok özlediğini
    bu duruma dayanamadığını hep yanımda olmak istediğini
    hiç bişeyden zevk almadığını gece gündüz benü düşündüğünü
    telefonu ne zaman çalarda benimle konuşur onu beklediğini
    tekrar istanbula gelmek istediğini
    geriye kalan günlerde buna nasıl dayanacagını
    ağlayarak ve isyan ederek söyledi
    her ne kadar geçecek diye teselli etmeye çalışsam da ne ağlamasını durdurabildim
    ne de isyanını
    baktım olacak gibi değil çözümü kaçmakta buldum 30 dakikalık teselliden sonra
    gittim iç bahçede plastik bardakta çay ile sigara içtikten sonra dayanamadım ve tekrar aradım
    -bişey mi oldu diye açtı telefonu
    -hayır sesini özledim dedim
    -daha yeni konuştukya deli dedi
    -sen daha yeni görüşmemize rağmen beni özlüyorsun ama dedim

    ---kelebek şu izne gel artık ben dayanamıyorum dedi
    -ebru daha yeni görüştük biraz zaman geçsin o zaman kullanayım izni dedim
    vay efendim ben özlememişim vay ben onu artık sevmiyor muymuşum
    hadi bunları gibtir et en sinir bozucu lafı da
    -tabi sen istediğini aldın kendini tatmin ettin(ciks)oldu
    -sen ne istiyorsun peki dedim
    -hep yanında olmak istiyorum dedi
    -ben istemiyorum öyle mi dedim?
    -öyle demek istemedim dedi
    -seninle her yattıktan sonra kaçtım mı senden dedim
    -tamam özür dilerim öyle demek istemedim dedi
    -ben burda keyfimden askerlik yapıyorum senden uzak kalabilmek için askerlik yapıyorum öyle mi dedim
    -kelebek lütfen dedi
    -tek sen seviyorsun ben bilmiyorum özlemek ne demek aşk ne demek sevdiğinsizlik ne demek.ben burda nelerle uğraşıyorum
    senin bana destek olacağın yerde hala sevgimin şüphesinde paranoyalarda yaşıyorsun
    -hayır inanıyorum sevdiğine dedi
    -o zaman firar sebebim olma ben senin okulunu bekledim ve hala bekliyorum bende kalmaya devam edemeyeceksende haberim olsun dedim
    tamam kızma dedi ama kızmamak elde mi amk
    beni gibtin simdi gibinde değilim diyor resmen
    olay sadece gibişten ibaret olsaydı
    turizmdeyken gibimi sokmadığım ülke kalmazdı
    baktım daha da çok sinirleneceğim ve sinirlenirken onu da üzeceğim
    -tamam geliyorum izne ne zaman istediğini söyle komutanla konuşayım dedim.
    -bilmiyorum ki dedi
    -tamam düşün bana haber ver o zaman dedim
    -tamam kapatıyor musun dedi
    -hayır dedim
    -kapatacakmış gibi konuştunda dedi
    -hayır konuşalım dedim
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster