-
326.
+1122Tümünü Göster
• *elifi bulsam askerlik boyunca geneleve dahi gitmemiş askerlerin arasına atmak istiyordum
ben yine ebruya aşk durumumu itiraf edince utandı mı sıkıldı mı yoksa duymak mi istemedi bilinmez
telefonu kapatmak istedi
-neyse görüşürüz az bir işim var dedi
-tamam kendine iyi bak dedim
kapattım telefonu
iç bahçeye gidip kimse yokken bir sigara yaktım
ekşın sıkılmış aşşagı inmiş beni telefon kulubelerinin orda görmeyince saga sola bakmış
silahlıktakine sormuş
sonra o da dışarı gelmiş
ama ben boynum önde alnım bir avucumun içinde kara kara yere bakarken onu farketmemişim bile
sigara bitinceye kadar izlemiş
dalgınlıktan izmariti yere atınca
-dıbına çakim arkadaşım yakaladım seni dedi
işin gücün yok mu amk ekşın yaa
-emredin komutanım dedim
-mıntıka zamanı gelmiş şu iç bahçeyi bi elden geçir dedi
bi izmarit attım diye koca bahçedeki tüm izmaritleri yarı aydınlıkta topladım
gittim mıntıkayı yaptığıma dair tekmil verdim
hiç üşenmedi iyice her köşesine baktı var mı diye ama bulamadı
git yat veya tamam demeden çekti gitti yine odasına
odasına gidip bir emriniz var mı komutanım dedim
olmadıgını söyledi bende gittim
yatağa biraz uzandım ama içimdeki sıkıntıyı gidermek için arka arkaya sigara yakmam gerekiyordu
uyumak inanın mümkün değildi herşey bu haldeyken
aşşağı inmek yasak
wc de sigara içmek yasak
ekşının nerden çıkacağı belli değil
ama yine de yakalanmadan hızlı hızlı wc de bir tane içtim
biraz debelendikten sonra uykuyu da becerdim
günler eğitim timinde hızla geçti
artık ebruyu aramaya korkar olmuştum
çünkü o kadar uğraşıma rağmen bana karşı hiçbir yumuşaması
en azından bir kez daha konuşalım demesi yoktu
öyle ki konuşmalarımızda benimle mecburen konuşuyor gibi geliyordu
yılların hatrına bir askeri üzmemek için gibiydi herşey
denemedim mi denedim unutmayı
• *ben denedikçe daha çok acı çektim
beni tek mutlu eden şey tekrar beni sevebileceği ihtimali kalmıştı
anladım ki ne kadar üstüne gidersen unutmaya çalışmanın o kadar zütüne giriyor herşey
boş zamanlarda askerlerin eğlenmek için yaptığı makaralar bile sıkıcı geliyordu
lan kelebek bişey anlat da gülelim diyenlere ana avrat sövesim geliyordu
nasılsın diye hal hatır soranlar bile herşeyi tekrar hatırlamama sebeb oluyor çektiğim acılar tazeleniyordu
demekki neymiş aşk acısı ile askerlik aynı hayatını birleştirirsen doğan çocuğun ismi hayat olurmuş ama en ızdıraplısından
tek ekşın değil diğer komtanlarda bir acayip
bana kalırsa hepsi bir acayip
hepsi otorite kurmak
komutan olduğunu farkettirmek
rütbelerine saygı duyulmasını isteme derdinde
onlarda haklı
askerler çok fena çünkü
biraz yumuşayan askerlerin kötülüğünü istemeyen komutanların burnundan getiriyorlar yavşaklıklarıyla
askerlere karşı iyi tutumlu olan komutanların nöbetlerinde inanın daha uzun iştimada bekliyoruz
herkes nasıl olsa x komutan bişey demez ceza vermez diye ne sıraya geçiyor ne laf dinliyor ne de esas duruşu esas duruş gibi yapıyorlar
bir kaç uyarılma sonrası anca kendilerine geliyorlar
artık askerlerden bıkmış bazı komutanlar pgibopat ayağına yatıyor
bazı komutanlar hiç bir askeri gibine takmıyor hiç biri ile muhattap olmuyor
yanlışını gördüğü askeri direk mahkemeye veriyor veya hakkında yazılı işlem başlatıp kendi bölük komutanına teslim ediyor
bazı genç komutanlar kimi örnek alacagını ve ne yapacağını tam olarak tecrube azlıgından dolayı bilemediği için daha tehlikeli olabiliyorlar
kolay değil 500 tane 20li yaşlarda hepsinin muhtemelen en az bir tane sorunu olan ve bu sorunlardan kurtulabilmek için binlik peşinde olan askerleri idare ve komuta etmek
geçmiyordu beyler günler
geçiyordu ama geçmiyordu işler
yeni gelmiş olmak çevrede neler olup bittiğini izlemek aslında benim için bir avantajdı
askerleri ve komutanları ve düzeni yeni tanıyordum
yani tam alışmadığım için herşeye sıradan ve rutinleşmemişti henüz askerlik
ama o yoktu
onun olmamasına da alışamamıştım henüz
kalbim sıradanlaşamadı
rutinleşmedi henüz ayrılık
çatır çatır birini giberken yakalansam bu kadar üzülmezdim bu kadar dert olmazdı bana
• * hafta sonu nizamiyeden telefon geldi
benim ziyaretçim gelmişti
istanbulda bir dönem alanyada beraber çalıştığımız bir arkadaşım vardı
mecidiyeköyde oturduğu için karşılaşamadık ben anadolu yakasında oldugum için
ama bir iki kere telefon açıp çarşıya çıkınca haber vermemi yanıma geleceğini
vakti olursada ziyarete geleceğini söylemişti
demekki gelmişti
kamuflajları giyip gittim
yasaktı çünkü askeri eşofmanla gitmek
biz henüz kep takıyorduk
mavi bereyi eğitim timi bitmediği için haketmemiştik
bi tane üst devre al olm havan olsun amk giy şunu öyle git dedi
neyse aldım bereyi gittim
görevli asker sizinle görüşmek isteyen kişi nin ismi ebru ... görüşmek istiyor musun tanıyor musun dedi
ebru mu??
istanbula mı gelmiş
beni ziyarete hemde
düzeltecek saç yokki söyle bir yana alsam
elim ayağım nereye gitti lan benim
neden heyecanlıyım bu kadar
gözlerim neden sürekli ufuktan belirecek kişiyi gözlüyor
ve çıktı beyler
belirdi ilerden yavaş yavaş geliyor
bi kaç adım sonra beni gördü
hadi gül bi kere ebru
bir gülümseme lütfen
içim ısınsın da korkmayayım artık yüzükleri elime teslim etmeye geldiğinden
gülmedi beyler
-merhaba dedi sadece
sarılmadı bile
oturduk kamelyaya
-ben bişey içer misin diye sordum
-hayır içmeyecem dedi
-bişey yer misin dedim
-hayır dedi
-borç tahsil etmeye gelmiş gibisin dedim
konuşmadı
---kiminle geldin dedim
-okuldan bir kız arkadaşım burda kalıyor ama yanında kalmayacağım gece dönüyorum dedi
-gezmeye mi geldin dedim
-evet istanbulu görmeye geldim dedi
-bende istanbulun bir parçası olduguma sevindim dedim
-sana birşey vermeye geldim dedi
yüzükleri verecek sandım beyler herşey bitti diyecek sandım
hani birden ağlama hissi duyarsınız da yaşlar nerden çıkacağını bilemez genzinizde kalırya bir kaç damla
o modla ne vereceksin dedim
cüzdanından şimdinin parası ile 10 lira çıkardı
-bunu al dedi
şaşkın şaşkın baktım hiç bişey anlamadım
-karnın mı acıktı bişey mi istiyorsun kantinden ben alırım var param dedim
-hayır dedi. içeriye sokmaya çalıştım ama almadılar
seneler geçirdik seninle .her anını çok sevdim seninle olmanın dün gibi her saniyesi ezberimde. hiç sana yanlış bişey yapmadım
hep sana ait kaldım. hergün benim seni sevdiğim kadar sende beni seviyor musundur diye merak ettim.ama hiç ikna olmadım
hep kendim seni daha çok sevdiğimi hissettim. beni sevdiğini biliyorum. yada belki de sadece inanmak istiyorum sevdiğime
burda mutlaka satıyorlardır.bu parayı al git bir kalem bir defter al sonra ne kadar dolu aşk yaşadığını hatıralarımızı yazarak anlat dedi
-anlamadım ki dedim
-laf olsun diye mi sevdin beni bu güne kadar dedi
-hayır dedim
-kalbin beni sevmeye alıştı diye mi seviyorsun dedi
-hayır dedim
-hayatında sırf biri olsun diye mi sevdin beni dedi
-hayır dedim
-o zaman ispatla kelebek dedi
-ne yapmamı istiyorsun anlamadım dedim
-beni sevdiğine inanmak istiyorum. sensizlik ne kadar zor oluyor bilemezsin kelebek. uykular girmiyor her hatıra saniye saniye gözümün önüne geliyor.
sensizken bunlarla boğuşuyorum en az benim kadar beni seviyorsan her anımızı hatırlarsın o zaman inanırım sana dedi.
anladım ne demek istedigini ama taku yemiştim amk. tamamen bir zaman karmaşası geldi gözümün önüne zaman dizini beynimle ön sevişme yaptı
oraya gittik buraya gittik onu konuştuk bunu konuştuk şunu dedim bunu dedi vay amk ne tak yicem lan ben
-bu mu affetme sebebin olacak dedim
-evet dedi
başlık yok! burası bom boş!