/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 626.
    +3
    Pazartesi günü okula gittim allahın şubatında hava tak gibi sıcak, o kazağı giymeseydim iyiydi..artı, ben zaten genelde ilk
    haftaları asarım, ama kayıt işinde sıkıntı çıkınca, hem de şöyle bir ne var ne yok diye bakmak için gittim bu sefer,

    Ve bu kez şunu net olarak fark ettim ki, ne zaman düzenimin dışına çıksam, normal alışkanlıklarımdan farklı bir şey yapsam, muhakkak başıma tuhaf ve normalde istesen olmayacak cinste tesadüfler gelmekte..evet evet..benim olayım bu beyler,

    Hatta okurken siz de bunu kolayca tespit edebilirsiniz, tsigalko ne zaman her zamanki rutininden farklı bir şey yapsa, illa ki olumlu ya da olumsuz bir acayiplikle karşılaşıyor, sanki hayatının akışı, kaderinin dokusu bozuluyor..

    işte o pazartesi de, hani şu normalde okula gitmemiş olmam gereken gün de, tuhaf bir tesadüfle karşı karşıya kalmıştım..

    Danışman hocamla kaydımı tamamlamış, panolara göz atmış, koridorlarda salak salak dolanmış ve nihayet fakülteden çıkıp kampüs dışına doğru yönelmiştim ki, golf marka siyah bir otomobil hızla gelip sert bir manevrayla binanın yanına park etti,

    Böyle bir stiliniz olmanız için ya arabayı sert kullanmayı seven hoyrat bir şöför, ya da kadın olmanız lazım (ehehe evet gene şu kadın şoförler beceriksizdir dalgası..bu geyiği yapmasam ölürdüm)..nitekim göz ucuyla bakınca içerdeki hanımı şöyle bir fark edip isabetli tahminimden ötürü kendimle gurur duydum, yalnız tuhaf olan, şoförün oldukça tanıdık ve aynı zamanda oldukça tanıdık gelmesiydi, kim la bu, düzgün de göremedim ki, ünlü biri filan mı lan yoksa, nerden tanıyorum?

    Ben bu sorularla cebelleşirken kapı açıldı, ben de merakıma yenik düşüp, hıyar gibi görüneceğimi bildiğim halde olduğum yerde kalarak içerdekinin inmesini bekledim,

    Tıpkı filmlerdeki gibi..

    Önce topuklu bir çizme göründü, sonra güneş gözlüğüyle yatıştırılmış, gür kahverengi, dalgalı saçlar savruldu, halka küpelerin ve kararında bir makyajın çevrelediği güzel yüz göründü..

    Karşımdakine önce ünlü, sonra hanım filan tarzı yakıştırmalar yapmakla hata etmiş sayılmazdım aslında, zira dizin biraz üzerinde, iş kadınlarına has koyu lacivert eteği, içinde hafif fırfırlı gri bluzu, onun üzerinde, kelebekli bir broşun takılı olduğu şık, etekle uyumlu lacivert ceketiyle, karşımda sanayi ve işadamları derneğinin kadın üyelerinden biri gibi giyinmiş oldukça abiye ve ağır bir kadın duruyordu,

    Sözün kısasına gelirsek,

    Aslında gördüğüm ebrudan başkası değildi beyler..
    http://fizy.com/#s/2b7d3t

    Ben öyle hıyar gibi dikilmiş, büyülenmiş gözlerle az önce arabasından inen eski sevgilimi süzerken, kendisi de başta gözü dünyayı görmez tavırlarının ardından beni farketti, delici bakışlarını üzerime dikince ezildiğimi hissettim, oha..ne kadar şık ve güzel olmuştu..aynı zamanda da olgun ve korkunç derece öz güvenli-ulaşılmaz..

    Topuklar yere vurmaya başlayıp, bana doğru (aslında girişe doğru) yaklaşırken, biraz da o anın verdiği gibkoluktan sıyrılmak çabasıyla, dilimi tutamayıp,

    “ou..hayırlı olsun” diyebildim..dediğim anda da pişman oldum aq..gerizekalı herif..daha hala utanmadan, ne yüzle konuşuyorsun sıçıp sıvadığın kıza..

    şimdi orda bana bakıp, “sen ne diyon yarrrrraaağğm” dese, hiçbir şey diyemem yani..haklı..

    Ama öyle bir şey demedi tabi (ben söylemesem siz tahmin edemezdiniz zaten (: ), onun yerine ukala ve küçümseyen bir gülümseme yayıldı dudaklarına, “sağol” dedi soğuk ama anldıbını koruyan bir sesle (anlamı, “seni dıbına koduğumun çocuğu seni” gibi bir şey olsa gerek)

    Tabi ben yüz bulunca, az önce yaptığım salaklığa devam ederek,

    “artık arabayla mı gidip geleceksin? Çok yakmaz mı ;)” diye, güya umursamaz ve gır gır yapan bir tavırla sordum..aklımca onu hala ezmeye, küçümsemeye çalışıyordum ama kendim yanında bit gibi kalmıştım aq..

    “arada sırada sadece” dedi yüzüme bakmadan ve yürümeye devam ederek, “bugün merkezde biriyle buluşmam lazım, o yüzden arabayla geldim” diye ekledi..sesindeki “ahanda koydum çocuğu” tonu ve sevincini hissedebiliyordum,

    Sormadığım halde, nereye varmaya çalıştığımı anlamış ve beynime gazap tohumlarını saçarak uzaklaşmıştı,

    Girişte gözden kaybolmadan hemen önce,

    “ha..iyi..iyi buluşmalar” diyebildim, yine cool olmaya çalışan ama son kelimede çatallaşmasını engelleyemediğim bir ses tonuyla..

    Kimle buluşacak lan?

    Ebru böyle süslenmiş püslenmiş, kimle buluşacak?

    Okula niye geldi?

    Tüm bunlardan bana ne peki?

    He?

    Hiiişşt..aloouu?
    ………

    Yarak gibi hissediyorum..

    Ve daha da kötüsü, tıpkı onun gibi, dikine hareket ediyorum..
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster