-
626.
+4yarım saat kadar sonra, yeni yılın ilk uzun eşeği, yaklaşık 8 er kişilik takımlarla oynandı, yastık olduğum için, unutmam mümkün değil, yarısında değişmek zorunda kaldım, mesanemi patlattı itoğlu itler..Tümünü Göster
saatler gecenin 2 sine doğru yaklaşırken, müzisyenler gitmiş, içkiler neredeyse bitmiş, yemeklerin önemli kısmı mundar, ahalininse tamamı pert olmuş şekilde, sandalyelere, koltuklara çökmüştük..
azıp kudurulan, fena halde ter atılan gecenin sonunda yorgun bünyeler, alkolün de verdiği keyf ile iyice kadayıflaşmıştı..masanın üzerine yatan kimdi bak onu hatırlayamadım.. (:
o saatten sonra ise, aldığı yoğun alkolün de etkisiyle dünyanın muhabbeti en şekerli, içi en dolu insanına dönüşen türk erkeği, kendisiyle aynı durumda olan kalabalıktan da feyz alarak, "ne olacak bu fenerin hali"nden girip "bu bush tam huur çocuğu aq" den çıkmış, bir nevi "telegol" bir nevi "siyaset meydanı" atmosferi yaratmayı başarmıştı..
işin garibi, bugün mecliste bile, koca koca, kravatlı, takımlı adamlar birbirini dinlemeyi beceremezken, o gece sözü kesilen kimse olmamıştı neredeyse, bunda kafaların güzel olmasının verdiği mülayimlikte etkili olmuş olabilir tabi ama sonuçta oldukça keyifli bir kaç saat daha geçirmeyi başarmıştık, hem de minimum enerji harcayarak..
gece boyu en çok duyulan söz ise şüphesiz "aynen aga aq" idi..
sabaha karşı merdivenleri birbirimizi ite çeke çıkıp odalarımıza zıbarmaya gittik, kendimi yatağa attığımda salak salak gülümsediğimi fark ettim..ohh ulan..ne eğlenmiştik be..önce bedenen, sonra manen coşmuş, ibretlik sohbet ve paylaşımlarla muhabbetin dibine vurmuş, yeri gelmiş gülmekten nefessiz kalmış, yeri gelmiş efkarlanmıştık..
yeni yıla nasıl girersen öyle geçer derler ya,
geçen yıla nasıl girdiğim malum, nasıl geçtiği de tabi.. (sürtünme katsayısı)
bu yıl da girdiğim gibi geçerse, muhtemelen elizabete talim edeceğim ama fena halde abaza ortamı kasacağım sanırım (:
ne olursa olsun, bu kadar çok sevimli abazayla bir arada olmak, o topluluğun bir parçası olmak güzeldi..iyi çocuklarız lan biz aslında..valla bak..pamuk gibi adamlarız..üzüyorlar bizi.. (:
panpalar son bir part daha atayım sonra kaçacağım, gaza gelmiştim ama pilim bitti (:
http://fizy.com/#s/3wl5x2
dönemin son haftası gelip çatmıştı..
aslında tam şöyle genel bir değerlendirme yapmalık part bu ama, onu yarın geceye erteliyorum, onun yerine hikayeyi ilerletelim, zaten yeterince geri kaldı..
sınavlar yaklaşınca, adettendir, tüm dönem konuşmadığınız, hatta selamlaşmadığınız tiplerle bir anda samimi olursunuz, bunlar böyle kültür mantarı gibi sağdan soldan biterler, zira ya sizden not isteyeceklerdir, ya da yine sınavlarla ilgili bir takım menfaatleri filan vardır, vardır da vardır yani..
eh abiniz de iyi bir öğrenci sayılacağı için (inanılır gibi değil demi :p) bu kültür mantarlarına fazlasıyla maruz kalıyor,
vizelerim, yaşadığım duygusal karmaşalara rağmen beklentilerimin üzerinde notlarla noktalanmıştı, finallerde, kütle aktarımı denen gibilmiş ders haricinde barajı geçmem yetiyor, bu ders içinse biraz daha fazlası lazım..
neyse, gelen giden, danışan, paylaşan derken, bir gün sınıfımızın gülü, medar-ı iftiharı, yerli fıstığımız ceylin yanıma geldi(epey uzun zaman sonra),
vay vay, ceylin hanım, sen benim yanıma gelir miydin yeeaa, kaliteni düşürmeyelim la?
ona böyle demedim tabi,
klagib cicişliklerin ardından malum menfaatlerimizden faydalanıp (o benden ders amaçlı faydalanırken ben de göğüslerini, boynunu, dudaklarını bol bol inceleme imkanı bulmuştum, kötüye yormayın olm..gözlem yapıyoruz..)
neyse, bu alacağını aldı (ben de), teşekkür edip yol alır diye düşünüyordum ki, beni şaşırtarak, hem de şaşırtıcı bir konuda muhabbet açmaya çalıştı,
"tsigalko, bir şey sorucam sana?"
"tabi canım buyur? (:" (yavşak mode on)
"senin okanla aran iyiydi demi? gitti o epey üzülmüşsündür?" deyip buruk şekilde gülümsedi..
hım..bayram değil, seyran değil..
"aynen..kardeşimi kaybetmiş gibi oldum" dedim atmosfere uyarak..yalan da değildi hani..
"doğrudur ya..görüşüyorsunuzdur ama hala?"
hhaaaa şimdi anlaşıldı, hatun benim ağzımdan laf almaya çalışıyor, e tabi, sonuçta okanla olmak üzere olan bir münasebetleri söz konusuydu..ama işin garibi, insan bunu konuşmak için neden 1 yıl bekler ki?
"tabi tabi..msn den filan devamlı yazışıyoruz..hatta geçen yaz istanbuldaydı, 1-2 hafta takıldık beraber (:"
"aaa..ne güzel.." dedi, ama biraz bozulmuş gözüktü, sevgili okancığı türkiyelere kadar gelmiş ve ona haber bile vermemiş miydi yoksa?
"ya öyle" dedim, sonra pis pis gülümseyerek, "sizin de aranız iyiydi okanla sanki? görüşüyor musunuz?" diye olta attım,
kız bir an afalladı, "acaba okan bana aralarındaki şeyden bahsetmiş miydi? ama bahsetmiş olsa, böyle bir soru sormazdım değil mi?"
düşündü, sonra konuştu nihayet,
"yaaani, öyle, muhabbetimiz vardı tabiğğ"
hadi ya? demek muhabbetiniz vardı? o kadar yani?
ha ha..kıza bak lan..beni yemeye çalışıyor ayak üstü..tabi, muhabbetin vardı diye bilelim ki, senin de hem kısmetin kapanmasın hem de gizliden gizliye rahatça benim ağzımı arayabilesin arada canın istedikçe, merak ettikçe..demi?..
ama yemezler güzelim..sevgili olma aşamasına geldiğin, senden hala duygu dolu şekilde bahseden ve aranızdaki gerçekleri paylaşmaktan çekinmeyen bir adama bu yapılmaz..
çocuk, seni bırakırken, en az beni bıraktığı kadar üzülmüş belli ki, senin havalara bak..muhabbeti varmışmış..
yanına bırakır mıyım lan?
bırakmam..
"hımm..e, okan hoş sohbet adamdı tabi" deyip güldüm, "hatta ülke değiştirmesi bile bu özelliğini köreltmemiş"
"öyle mii, orda da ortdıbını bulmuştur inanıyorum ki (:"
"aynen, keyfi yerinde çok şükür" dedim ve öldürücü darbeyi indirdim, "bir de kanadalı bir manita yapmış ayıptır söylemesi..çok şeker bir kız, sevindim onun ikisinin de adına, gayet iyi gidiyormuş ilişkileri, e tabi okan yakışıklı çocuk, hem karakteri yerinde, bla bla bla bla afdsagfdsagsgsfdgs... "
ben konuşmaya devam ettim ama öylesine, zira ceylinin "manita yapmış" tan sonrasını duyduğunu sanmıyorum..
o dakikaya kadar şeker kız candy i oynarken, birden bire düşen yüzünü keyifle seyrettim..demek muhabbettiniz vardı ha.. muhahahaha..
neyse, ben lafımı bitirdim, tabi ceylinin de bir şeyler demesi gerekiyor..ama kitlenmiş salak, sonra konuşmak aklına geldi,
"aa ne güzel..yakışıyorlardır eminim..ben de sevindim..onun adına.." dedi yapmacık bir şekilde, "neyse tsigalkocum, benden de selam söylersin arada konuşursanız gene, notlar için teşekkür ederim" dedi hemen ardından..
sıradan kalktı, sırasına oturana kadar yaylanan biçimli kalçasını izledim, bir yandan da az önceki, cool takılayım derken aniden züt oluşu sonucu geçirdiği ambaleyi düşünerek bu keyfimin üzerine krema ve fındık parçacıkları serpiştirdim..
şimdi diyorsunuzdur, "lan salak herif, kız sana söylemek zorunda mı her şeyi, niye sinir kasıyorsun, triplere giriyorsun?" orası öyle tabi..ama o zaman gelip ağzımı da aramasın arkadaşım! öyle sözde cool havalara da girmesin..ne ki efendim, kendisi çok güzel olduğundan ötürü, asla sevmez, asla aşık olmaz, kimse ona ulaşamaz..
tevekkeli değil, bir ara okan harbiden çok durgunlaşmıştı..kim bilir neler çektirdi çocuğa, nasıl oyaladı..zaman kaybettirdi..en nihayetinde de, umulmadık bir şekilde kaybeden kendisi oldu..
bu düşüncelere dalmış, kendime az önceki akrepvari sokuş için tebrik ederken, sol tarafımda beni izleyen bir çift göz hisseder gibi oldum..halbuki görüş açımın tamamen dışında..malum oldu diyelim.., kafamı çevirdiğimde, ayşenle göz göze geldik, ben öyle aniden dönünce bir an şaşkınlık geçirdi, hemen kaçıramadı gözlerini, ben de kaçırmadım..ne kaçırcam aq? inadına bakarım hatta..
neyse..böyle 2-3 saniye göz göze durduk, sonra bu önüne döndü..
ben de..
al sana ilginç bir tesadüf daha..
hepinize iyi geceler panpalar, görüşmek üzere,
yorumlarınızı ekgib etmeyin ;)
iyi geceler panpalar,
bu gece erken geldim, kısa yazıp gideceğim, dönemi bitirelim, havada kalmasın.
http://fizy.com/#s/1ahg5c bu şarkıyı burda niye paylaştım bilmiyorum ama, 14 şubat saplarına armağan olsun bari..stres atarsınız biraz (:
sonunda, bütün dönemin emeklerinin meyvelerinin alınacağı (hangi emek?) final dönemi gelip çatmıştı..
son bir kaç gece cidden ağır kastım, hatta etüt odasında uyuyakalmışım bir iki kere,
nihayetinde sınavlara girmeye başladık,
sınav dönemleri, benim bir huyum vardır, kendime pek özen göstermem,
her gün giyeceği kıyafeti gecesinden seçip üzerinde deneyen adam (evet o mal benim), sınav dönemi geldiğinde, bazen 3-4 gün aynı şeylerle gider gelir, çoğu zaman saçını bile taramaz, iyiden iyiye kendini salar..
sadece derslere yoğunlaşmayı seviyorum..iş zamanı iş..
bu durumunsa bazı kişilerde tam tersi olduğunu gözlemliyordum,
özellikle bazı kızlar, normal okul zamanı kezban gibi gelip giderken, sınav dönemi, birden bire kabuk değiştirip saçlar, makyajlar aman efendim, özendikçe özeniyorlar böyle,
lan düğüne mi geliyon sınava mı geliyon zütüne vidanjör giresice?
ben çalışmaktan sandalye tepelerinde, duvar kenarlarında sızıyorum, stresten ağzım yüzüm şişiyor, gözlerim kermit in gözlerine dönüyor,
sen?
başlık yok! burası bom boş!