/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 626.
    +5
    ve o,

    bunu düşünmüş olabileceğimi de tahmin etmişti..oha..oha..ve oha.. nasıl bir yaratıkla karşı karşıyaydım lan ben?

    yüzüne uzandım, artık etrafımdaki kalabalığa aldırmaksızın uzun uzun öptüm dudaklarından.. kadınım..

    bir süre sonra yüzünü çekti yüzümden..

    ayağa kalktı, benim de elimi yakaladı,

    "hadi.. kalkalım.."

    kalktık..

    neredeyse koşar adım, fakültenin içine daldık, elimden tutmuş beni de peşi sıra sürüklüyordu,
    bizim mühendisliğin katına çıktık.. öğle arasının verdiği tenhalıkla, koridorlarda kimsecikler kalmamıştı..
    sınıflardan birine daldık,
    bizim sınıf..
    tıpkı koridor gibi boş..

    bunu fark eder fark etmez, omuzlarımdan tutup hemen giriş kapısının sağına, duvara yapıştırdı beni, vücutlarımız birbirine geçmeye başlarken, sağlıklı düşünme yetimi tamamen kaybetmiş, "ya biri gelirse?" sorusunu çoktan zihnimin arkalarına fırlatıp atmıştım bile..
    az yazayım demiştim ama gene kaptırmışım (:

    bu gecelik burada kalalım, takip eden panpalarıma iyi geceler,

    görüşmek üzere ;)
    iyi geceler panpalar (:

    bu gece yazamayacağım programımdan ötürü, hafta sonuna kadar da epey sıkışık durumdayım ancak boşluk buldukça yazmaktan geri durmam, dediğim gibi, buraya yazdıkça ben de içimi boşaltmış oluyorum, iyi hissettiriyor..

    görüşmek üzere ;)
    selamlar panpalar,

    çarşamba sabahından beri neler yaşadım inanamazsınız, ayrı bir hikaye olabilir yani..

    bu gece fener maçından sonra kaldığımız yerden devam ediyoruz, çok doluyum, sabaha kadar bile yazabilirim.

    gece görüşmek üzere ;)
    tekrar iyi geceler panpalar, birazdan başlıyorum.

    yorumlarınızı okudum, hepinize teşekkürler (:

    bu gece biraz ilerleyelim, eğer gücüm yeterse dönemin sonunu görürüz
    ..apar topar girdiğimiz sınıfta, yine aynı acele ile birbirimize girişmiştik, beni lcd tv ler gibi duvara monteleyen ceyda, sanki kudurmuş gibi bir biri ardına, bir sağıma bir soluma dalıyor, bense sadece ayak uydurmaya çalışıyordum..

    bir iki dakika insan üstü bir tempoda üzerimizdeki enerjiyi attıktan sonra, nihayet nerede olduğumuzu hatırladık aq..en azından ben hatırladım,
    hala üzerime yüklenen kızı biraz iteledim,

    "bebeğim, okuldayız?"

    "biliyorum (:" dedi nefes nefese".."zaten asıl zevki burda değil mi? :p"

    güldüm.. haklıydı, yeniden öpüşmeye başladık,
    yalnız o ara, heyecandan mıdır (zira sözsüz bir kuralı ihlal etmekteyiz) yoksa olayın ani ve kontrolsüz gelişmesinden midir bilmiyorum (belki de her ikisi birden) boşalacak gibi oldum, halbuki çok daha açık saçık durumlarda kendimi bunun en az iki katı tutardım.. neyse, okulun orta yerinde ıslak donla dolaşmak istemediğim için ceydayı bir kere daha ittim üzerimden,

    "ne var ya, kız gibi davranıyorsun?" deyip kıkırdadı,

    "kızım, şey olacak yeter.. yavaş biraz" dedim utana sıkıla, bu daha da gülmeye başladı,

    "heyecan mı yaptın? (:"

    "eeh, yani, normal olarak".."hem biri görürse hoş olmaz cidden,bir de bizim sınıf zaten burası.."

    bu ayrıldı üzerimden, ben de direkten dönmüş olmanın verdiği rahatlıkla gayri ihtiyari bir oh çektim, kızdı,

    "oh? kurtuldun yani benden?" deyip alnını alnıma dayadı, beni duvara sıkıştırmaya başladı yine, aklıma lisedeki tuvalet korkutmaları geldi, gülebildim..
    böyle adamın alnına alnımızla ittirip fayansa yaslar, "baahh goçum, bu sana son uyarımız ağıllııı olcağğn" gibisinden triplere girerdik..hey gidi..

    tam da benzer bir durumdaydım şimdi, tabi ceydanın kızgınlığı ve tehdidi fakedendi malum..ben gülünce bir de ellerini beline dayadı, tam asabi mahalle karısı gibi dikiliyor,

    dalga geçmek için ağzımı açtım ki, o ana kadar orada bulunduğunu fark etmediğimiz birinin sesiyle irkildik..
    "arkadaşlar?"

    ceyda üzerimden iki adım geriye attı, kafalarımızı hemen sağımıza, girişe çevirdik,

    okula henüz bu yıl gelen, yeni bayan araştırma görevlilerinden biri ağzı açık bize bakıyor,

    basıldık..

    zaten alışkınız basılmaya aq..

    kız devam etti,

    "okuldasınız biliyorsunuz değil mi?" deyip bunu şaşkın ve imalı mimiklerle destekledi..

    şimdi, işin açıkçası, üniversite gibi bir ortamda, hele ki bizim üniversitede, gibişmedikçe, kimse sana bir şey diyemez, buna hakkı yok, ama öyle kuytu sınıf köşelerinde kafa kafaya basılınca da, ister istemez bu algıyı veriyorsunuz insanlara,
    halbuki bahçeye çıksanız, (hele de yaza doğru) bizim on yakalandığımız durumdan iki kat daha samimi 5-10 çift görebilirsiniz bir yürüyüşte..ve eminim ki aynı hoca, onları sanki orada durmakta olan çöp bidonuymuşcasına sıradan karşılayıp yoluna devam eder..

    ama işte sınıf.. kimse yok.. falan filan..

    yine de yakalandığımız durum, o kadar da kötü sayılmazdı, ceyda alnını alnıma dayamış, elleri belinde, beni köşeye sıkıştırıyordu alt tarafı (:

    her lafa cevabı olduğunu sanan ben, züt gibi kalmış, ağzımı açamıyor bir haldeyken ceyda konuştu,

    "hocam arkadaş beni biraz kızdırdı da..hesabını kesiyordum" deyip güya kızgın, yarı muzip şekilde gülümsedi,

    güzel bahane evet.. yersen..

    genç hoca (araştırma görevlisi yazamıcam uzun uzun aq..) derin bir nefes alıp söyleyeceklerini toparlamaya çalıştı, şaşırdığı, dahası utandığı belliydi, sonuçta o da genç bir insan evladı, aramızda en fazla 4-5 yaş vardır,

    "anladım, ama, yanlış anlaşılmayın diye uyarayım dedim" diyerek yeniden iğneledi kendi çapında, "dışarda, havadar bir yerde hesaplaşsanız daha iyi olur"

    ceyda yeniden atıldı, ben ise salak salak bakınmakla yetiniyordum,

    "haklısınız hocaamm, ama elimden kimse alamasın istedim" deyip pis pis gülümsedi, karnıma şakadan bir yumruk patlattı..eli ağırmış, ben de güya çok acımız gibi yapıp iki büklüm oldum, genç hocaya pek de samimi gözükmeyen bir "kurtarın beni" bakışı attım..

    kızın söyleyecekleri bitmişti sanırım, artık ne desin..hem zaten karışmak onun işi değil, artı öyle öpüşürken sevişirken de yakalamadı (eğer 1-2 dakika önce gelseydi..of of of..)..
    bir şeyler daha geveledikten sonra, kaçar gibi ayrıldı sınıftan,
    ceyda ise, bırakın zerre utanmayı, aksine neredeyse karşısındakini utandırıp, bizi gördüğüne pişman etmişti, muzaffer bir komutan edasıyla gülümsedi,
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster