-
626.
+7yeni nesil tsigalko..Tümünü Göster
artık kendine kızmayı bırakmış, hata yapsa bile kolayca görmezden gelebilen, gamsız bir adam,
eh, o kadar acı ve mücadelenin ardından, herhalde sinir uçlarım hissizleşti, hücrelerim öldü ki, daha fazla hissedemez oldu sonunda..
eskiden olsa, "ceydacığımı nasıl aldatırım!" diye ağlardım muhtemelen ama şimdi ise tam tersi, üzerimde bir hafifleme var..
pazartesi geldi, okula gittim,
necoyla takıldık, öğle arası alperle nurettini gördük beraber yedik, aradım tolgayı o da geldi,
ayak üstü 5 liyi kurmuştuk gene,
malum gece paylaşılan hikayeler ve birbirine uyuşan kafaların samimi muhabbeti sonrası, grup o günden sonra ilk kez bir araya geliyordu..
buna rağmen pek uyum sorunu yaşanmadı, tabi birbirini az tanıyanlar arasında yine bir temkinlilik hali var ama, hissediyorum, olacak bu çocuklar..
o ara konuşurken laf yılbaşına geldi,
alper,
"aga siz kızlarla baş başa mı takılmak istersiniz? eğer öyle değilse bize katılabilirsiniz, necati, kardeşim, sen de tabi" dedi,
"siz napıcaksınız ki?"
"ya öyle, 7-8 kişi bizim grup, canlı müzik olan mekanlar var, her yer organizasyon zaten, birine damlarız ;)"
"7-8 mi? lan olm bölünerek mi çoğalıyorsunuz anlamadım ki? kim o 7-8?"
masa koptu ben böyle söyleyince, alper biraz utandı,
"ya işte, çoğunu sende tanıyorsun zaten (: bizim kızlar, nuri, ben, hatta ayşegül de gelicek" deyip imalı bir sırıtışla öcünü aldı..
tolga hemen "ayşegül kim la?" diye sorarken, ben de konuyu değiştirmek için,
"nuri kim amk?" dedim,
"nuri, nurettin işte bea.." deyip yanındaki arkadaşının sırtına vurdu, "olm adı çok uzun lan nu-ret-tin böyle isim mi olur..söylerken ağzım yoruluyor..hatta nur diye bile kısaltabiliriz (:"
masa gene koptu, nurettin siyah çerçeveli gözlüğünün üzerinden bakar halde pgibopata bağlayıp "dalga geçmeyin olm, haşmetli isim bu, nur-ettin, amk sizinkiler gibi pale ismi değil" deyip şakadan bozuk attı, bizle gülmeye başladı..
o günden sonra nurettin e nuri demeye başladık,
başta kızıyordu filan ama sonra alıştı :p
o ara benim ayşegül bilmem ne de kaynamış oldu tabi..gereksiz sorulardan kurtuldum..sonra tolga,
"kardeşim, biz yurtta kutluycaz ya, gelmek isterdik ama.."
alper şaşırdı,
"nası..yurtta mı? abi sap olsanız neyse de, sevgilisi olan adam yurtta kutlar mı ya?" deyip şaşkın bir gülüş koyverdi,
ben,
"çocuklar çok ısrar etti kardeşim, baya organizasyon filan yapıcaklarmış, bir de bizim yurt ortamı çok iyi biliyon mu, o yüzden bulmuşken böyle bir şeyi kaçırmayalım dediler, harbiden öyle bir jenerasyon daha gelmez yani (:"
"hadi ya..valla..ne olursa olsun, beni epey şaşırttınız..kızlar ne dedi bu işe?"
tolgayla birbirimize baktık, suçlu suçlu gülmeye başladık,
alper,
"daha söylemediniz?..vay amk ya..komedisiniz var ya.."
ardından nurettin (makinacı-ya da nuri de diyebilirsiniz) beklenmedik anda ölümcül soruyu sordu,
"ee kanka geçen sene nerde kutlamıştınız siz?"
haydeeaaa..
geçen sene nerde miydim?
tolga,
"yurttaydım ben ya" dedi,
ben de hemen
"a..ayn..aynen.."
tolga bana döndü,
"sen de mi yurttaydın o gece?"
"ee..evet?"
"hatırlayamadım da.."
"o aralar pek samimi değildik şekerim, farketmemişsindir" deyip yanağında bir makas aldım, işi geyiğe vurdum.
alper,
"neyse şimdi epey samiminiz maşallah" deyip hepimizi yine masaya yıktı.
neyse,
muhabbet böyle şen şakrak sürdü, yemekler yendi, sonrasında üzerine turuncu kantinde bir de çay keyfi yapıldı, derslerimize dağıldık.
neco sordu,
"harbi aga napıcanız ya siz? (:"
"valla kanka, benim işim nispeten kolay, ceyda anlayışlı kızdır da, nilay tolgayı oyabilir (:"
"hadi ya..öyle bir kız mı nilay? hiç öyle görünmüyor?"
"tersi pistir" deyip sırıttım..
http://fizy.com/#s/1ah0jn
neyse biraz ilerleyelim,
önce ceyda ile o akşam ki mesajlaşmamızdan bahsedeyim,
ben daha ne diyeceğimi düşünedururken, ceyda bana yılbaşı için ne "plandığımızı" sordu, şurda kalmış 5-6 gün..
dedim ki "bir şey planlamadım, yarın bir konuşmamız lazım"
şimdi, cumaya konuşsam (beraber olduğumuz gün), epey geç kalmış olucam zira zaten haftasonu malum gün..
mecbur, yarın konuşmam lazım..öyle üzerimde bir çekince filan yok, misal böyle bir şeyi ebruya yapacak olsam, herhalde ortadan çatlardım..o da beni çatlayan yerlerimden şişlerdi..
şimdiyse, ceydanın bir şekilde fazla trip atmayacağına inanır haldeyim..bu inancı oluşturan her neyse bilmiyorum ama kıza karşı bir sevgi azalması yok bende..sadece biraz şüpheliyim hallerinden..yani, eğer o şüphe de tutmazsa, zaten tam gaz gideriz biz, bir daha da hiç bir şey ayıramaz..
ertesi gün oldu,
öğle arası kızla buluştuk, durumu izah ettim,
mümkün olduğunca güzel bir dille ve rahatlığımı gizleyerek (hatta çok sıkıntılı taklidi yaparak) durumun kendi açımdan zorluklarından bahsettim,
"erkeklerin bazen böyle bir araya gelmesi gerekir bebeğim..bunlara da ihtiyacımız var..hayat bizim için sadece kadınlardan ibaret değil ;)"
sözümü hiç bölmeden dinledi, az önceki, ona özgü enerjik hali kaybolmuştu..düşünceli gözlerle masayı taradı, nihayet yüzüme baktı, ne tepki vereceği benim için müthiş önemliydi ve sanırım bu kez harbiden heyecan yaptım..bakalım ceyda bu engelin üzerinden atlayabilecek miydi?
http://fizy.com/#s/3fxaqo
konuştu,
"anlayabiliyorum..ama beraber olsak çok güzel olurdu.." deyip buruk şekilde gülümsedi..
"biliyorum..ceydacım..yani, biz henüz bir plan yapmamıştık malum..eğer öncesinde sana söz vermiş olsaydım asla dönmezdim ama ne bileyim..öyle de bi eğlensek, çok güzel olacak..bir salonda kuduran 25 erkeği düşünsene, kendilerinden geçmiş, ellerde biralar, bağıra bağıra şarkı söylüyoruz..tribün atmosferi gibi..kaynaşık, sıcak.."
güldü,
"(: ııımm hayal etmesem daha iyi, bana bir tane kuduran erkek yetiyor da artıyor bile"
gene beni överken utandırmayı başarmıştı..gerçi kudurukluk ne derece bir övgü sözcüğüdür bilemiyorum..
"neyse işte..güzel olucak yani..bak, bunu fazlasıyla telafi edebilirim, hani mesele özel günlerde bir arada olmaksa, bir sürü özel gün var, hatta bir tanesi daha pek yakınlarda ;)" deyip 14 şubatı ima ettim..
suskun halde gülümsemeye devam etti, o kadar sevimli ve masum bakıyordu ki, resmen köpek yavrusu gibi lan..oracıkta üzerine atılıp sarasım, öpesim geldi ama kantin kalabalığından çekindim..
bir de kalkmış bu kızı deniyorum bilmem ne aq..pff tsigalko..yemin ederim deli gibmiş seni..
"ee" dedim, "bir şey demiycek misin?"
omuz silkti,
"ne diyim aşkım..sen kararını çoktan vermişsin (:"
trip atar gibi bir tonda söylememişti ama yine de emin olmak istedim,
"ceyda, ama böyle deyince kötü hissediyorum kendimi..üzüldüğünün farkındayım, hatta yaptığım şeyi odunluk-hanzoluk olarak da görsen haklısın..en az senin kadar ben de üzülüyorum ama diyorum ya, bir yandan da... ya..öyle bir kalabalıkla eğlenmeye ihtiyacım var..sen, senin yerin ve seninle eğlenmemizin yeri bambaşka..ama bu da ayrı bir şey..anlatabiliyor muyum..ikisi farklı... "
başlık yok! burası bom boş!