huur melteme kalsak ceyda ile çıkıcaz aq..
bugün var, yarın yok kızla eve mi çıkılır?
beyler, sevgiliyle eve çıkılmaz.. bunu net söyleyeyim..ha, çıkılmış evin üzerine sevgili getirilir, herhalde yani..ama direkt olarak sevgiliyle eve çıkmak çok büyük hata olur söyleyeyim, hele ki üniversite yıllarında..
"bu yılbaşı işini napıcaz peki?"
"napalım?..nilay kızar mı ki sana çok?"
"kızar.. hatta giber..ama sonuçta ben ne dersem o olur tabi"
"ooo erkeek..(:"
"seninki?"
"benim ki ne tepki verir bilemiyorum..ama sonuçta aynen, ben ne dersem o olur"
"ehehe..iyi lan o zaman.. kalalım?.."
"kalalım anasını satiym!"
"çak!"
"huahahahaha"
yılbaşı planımız hayırlı olsun..
sonumuz hayrolsun aq..
http://fizy.com/#s/3wl7au
tolganın durumu cidden zor, nilayın tersi pistir bilirim..hele ki yılbaşını birlikte geçirmemek!
çocuğun burnunda getirecek muhtemelen..
bana gelince..
aslında bu durum işime bile geldi denebilir, zira şu ceyda üzerinde uygulayacağım testlerin ilki olabilir..bakalım nasıl bir sonuç alacağım..
cicişler gibi trip atıp, nihayet gerçek yüzünü mü gösterecek
yoksa abartılı bir rahatlıkla "elbette hayatım, sen nasıl istersen" diyerek rolüne devam mı edecek?
belki de, dönüşmeye çalıştığı (ya da zaten olduğu) kızın vermesi gerektiği gibi bir tepki verip beni şüphelerimden biraz olsun uzaklaştıradabilir..
ama doğrusu böyle kızların (bana uygun-benim gibi) gerçekte ne tepki vereceğini bilemiyorum..
hatta gerçekte böyle bir kadın formunun varlığından bile emin değilim..
ceyda tamamen sanal bir karakteri oynuyor olabilir..erkeklere özgü bir karakterin, gerçekte var olmayan, sanal yansımasını..
sahi, acaba ben olsam ne tepki verirdim?
bunun üzerinde yola çıkarak tutarlı bir sonuca ulaşmaya çalıştım..
muhtemelen çok kızarım..ama sonuçta ben erkeğim..kızmam doğal..kendi yapımı, bir kadının düşünce ve duygularına göre nasıl modifiye edebilirim diye düşünmeye başladım... kadın olsam..ve aynı bu kafada olsam, ne düşünürdüm?
biraz düşünüp sıçtığımı farkedince bu hareketten vazgeçtim zira nonoşluk başlangıcına doğru gitsin istemiyorum durumun..amk..
cevabını henüz bulamadığım bir soru daha..ceydadan öğrenecektim..
ama öğreneceğim cevabın gerçekliğini kıyaslayabileceğim bir cevap anahtarım yoktu elimde..ilk defa kendi kendime yetemediğimi farkettim..kadın pgibolojisi üzerine biraz daha okusam iyi olacak..onları anlayabiliyor, gerekirse yönlendirebiliyorum ama onlar onlar gibi düşünebilmekten hala çok uzağım..
oysa ceyda beni çözmeyi başarmıştı... bir kaç hafta içinde..
ömürünü bu işlere adayıp kafa patlatarak geçiren, edebiyatçılara, pgibologlara bir kez daha acıdım..yazık..yüz yıllardır, kadınlarda varlığına dair hiç bir geçerli kanıtın bulunmadığı, tamamen kendi yarattıkları bir gizemi çözmeye uğraşıyorlar..
oysa ben hayatı basit yaşamayı severim..erkek dediğin de böyle olmalı..
horoza sormuşlar,
"tavuk mu yumurtadan çıktı, yoksa yumurta mı tavuktan?"
"valla ben polemiğe girmem, giber geçerim" demiş..
akıllı hayvan..
kurnaz..
işte biz de horoz gibi olmalıyız..ciddiyim... polemikler, ince hesaplar, taktikler bize göre değil..biz gibişimize bakmalıyız..çünkü karşı tarafın anladığı dilden konuşmaya en çok yaklaştığımız zamanlar, bu tarz zamanlar..
bilinenin aksine, kalbimizi, ruhumuzu ve daha bir sürü romantik zımbırtıyı değil, gibimizi konuşturduğumuz zamanlar..bu dilden anlıyorlar..onlara bu gerekiyor..
4s kuralından haberdar olmayan kaldı mı?
belli ki, hala kadınların gizemini (!) çözebileceğine inanan ve ağzında her daim bir adet gül, elinde klagib gitar, arka cebinde tek taş ile gezen bazı romantikler hariç herkes duydu bu kuralı..
işin kötüsü ise,
o romantiklerden etrafımızda çok fazla var,
ve "sizi anlıyoruz, değer veriyoruz" ayağına kadınlarımızı çalıyorlar..
bizim kadınlarımızı!
gül
gitar
tek taş
iyi düşünün bakalım..bunlar neyi ifade ediyor..
her birinin bir gizli anlamı ve özel tanımı var..
tek bildiğim ise, en etkilisinin sonuncusu olduğu ve bazen ne gitara ne de gül e gerek kalmadığıdır..
iyi düşünün..
siz önüne gül yapraklarından yollar serip, penceresinin önünde serenat yaparken,
birileri sadece arka ceplerindeki tek taşı kullanarak kadınlarınızı çalıyorlar... belki de hayatınızı çalıyorlar..
sanırım ben de ayşen i bu şekilde çaldırmıştım..
işte o günden beri de, değerli, değersiz ayırt etmeksizin, radarıma giren her kadının kalbini soyuyorum..yağmalıyorum..
ve hala kaybettiğim miktarı telafi edemedim..
edebilecek gibi de hissetmiyorum..