-
276.
+2105Tümünü Göster
• *odalara geçme zamanı geldiğinde herkes memnundu geceden
son bir buse ile ayrılıp odalara döndük
bir kaç zaman süren yaşanmışlık sevinci ile uykuya daldım
gecenin bir tanesini geride bıraktık
ben askeriyeye alışmışlıktan öyle fazla uzun uyuyamadım erkenden kalktım
amk. ortada koğuş kalk diye bağıran birisi de yoktu ama kalktım işte
kalkıp üstümü giyinirken benim çıkardığım sese peder de uyandı
duş almam gerekiyordu beyler gece ses çıkarmayayım diye almamıştım
ben hemen duşa girdim
duştan çıkıncaya kadar ahali planları yapmış
kahvaltıya gidiyoruz
askeriyede botluk nöbeti gibi bekledim ebrunun hazırlanmasını
sonra hep beraber kahvaltı yapılabilitesi olan bir yere gittik
tamamen asker style menemen söyledim ben özledim amk
ebruyla birbirimize bakarken dün geceki haylazlığımızı hatırlıyor gibiydik utangaç gülümsemelerimizden
kahvaltı faslı bittikten sonra çaya doyuncaya kadar çay içtim
yine bilindik ne yapsak muhabbetti başladı
bu sırada kahvaltı yapılan yerden de ayrılmıştık
30 dakikada her yerini gezebileceğiniz amasyanın o işlek caddesinde ebrunun babası gözüne bir hamam kestirdi
hamama mı gitsek konusunu açtı
ebrunun gitme şansı yoktu
ne işi var erkeklerin arasında
babam fena olmaz deyince siz gidin biz ebruyla dolaşaduralım biraz dedim
sonra yine burda buluşuruz dedim
benim pederin durumdan haberi yoktu ama
ebrunun babasının bizi yalnız bırakma anlayışı içerisinde olduğu belliydi
hadi madi diye ısrar ederek babamın da gönlünü aldı onlar hamamda kaldı
1 saat sonra görüşürüz diye ayrıldık onlardan
onlar hamama girer girmez ebruya bir saatimiz var dedim
-bi yere gidip oturalım mı dedi
-otel odasına gidip oturalım dedim
-böyle direk söylemesen dedi
vay amk ebru auta çekecek şutumuz mu var amk. topu topu 1 saat işte
-otele gidelim mi ebru dedim
-ne yapacağız dedi çok yavşak bir ses tonu ile
-gidince kararlaştırırız dedim
tuttum elinden başladık yürümeye otele doğru
genelde önde yürüyen bendim onu asılarak çünkü acelesi olan ben gibiydim
otele geldik
anahtarı aldık
odaya çıktık
hakan şükürün dünya kupasında rekor saniyede erken attığı gol gibi gerçekleşti herşey ama
daha maç bitmemişti 60 dakikalık müsabaka devam etti
sonra çarşıya geri döndük bende bir yüz gram civarında bir azalma ile
ben artık rahatlamış bir şekilde hamamın önüne gittim babamlar da rahatlamış bir şekilde hamamdan çıktı
hamam çıkışı biraz gezdikten sonra öğlen yemeği yedik
amasya kalesine gezmeye çıktık
araba ile çevre köylere de gezmeye gittik
annemle yine konuştum.
patronun telefondan iş arkadaşları ile görüştüm
akşam oldu
askerlikten bir gün daha azalmıştı ama ebru ile veda ma da bir gün daha yaklaşmıştık
son gecemiz olacaktı
ertesi gün beni en geç 17 de teslim etmeleri gerekiyordu
akşam yemeği için yemekler yendikten sonra yine oturup konuşulabilecek bir yer bulduk
o gece bira içme peşinde degildim
sigara ihtiyaçlarımı wc ye kaçarak giderdim
tek isyanım kalmıştı ebruyla başbaşa geçirilemeyen zaman
durumdan haberdar olan ebrunun babası tekrar tavla müsabakasına davet etti babamı
o da kabul etti panpa olma yolunda iyi yollar katettiler bu ziyarette
biz bu defa gitmedik
ayrılmadık yanlarından
ebru babasını ben babamı desteklerken
atılan zara pür dikkat bakılma esnasında ben ebruya gizli yanak öpücükleri konduruyordum
muhtemelen hissediyorlardı ama ne yapayım amk özlemişim
babam yenilince sıra bana geldi
adam benimde tozumu aldı
ebrunun dalga geçmek için eline yine bir koz geçmişti
sonra yine yorulmuş ihtiyar heyeti ile otele geçtik
herkes kendi odasına
dünki plan geçerliydi ama
bu defaki adres koridor değil nehir kenarında bir yer oldu
havanın serinliğini birbirimize sarılarak bir bankta oturarak ısıtmaya çalıştık
konuşulası çok şey vardı ama genelde ikimizde susmayı yeğledik
çünkü konuşmalar muhtemel gözyaşlarını da beraberinde getirecekti
geç saat olunca otele döndük
dışarda bankta kaybettiğimiz zamanın acısının hepsini kapı önünde çıkardık
bir türlü veda edemedik
alı koyamadık kendimizi sarılmaktan ve öpüşmekten
nihayet ayrılmamızla benim yatmam arasında 3 dakika oynamıştır en fazla
sabah kalktığımda güneşten nefret ettim amk
son gündü
ebruyla geçirilebilecek sadece bir kaç da biraz fazla bir zaman
kahvaltı için buluştuğumuzda
bana son tembihler edilmeye başlandı askerlik tecrube sahipleri babam ve babası tarafından
ona dikkat et buna dikkat et diye
babamın lavaboya kalktığı bir anda
ebrunun babası bir zarf çıkarıp bana verdi
içinde yine para olduğu belliydi
almam kesin kararım dedim
yarın maaşın bu hakettiğin para nasıl almazsın dedi
adam dogru söylüyordu aslında 23 günlük çalışma maaşını almamıştım ama istemedim almayı
zorla verdi ama
ben bırakırım sen ne yaparsan yaparsın çünkü alınterinle kazandığın para dedi
mecburen aldım
sonra çarşıya gittik
beni askeri diz seviye çorapları yeşil atlet gibi malzemeleri almaya zorladılar
askeri kantinde var desem de inandıramadım illa beni rezil ettiler ebrunun yanında
nerde kaldı amk o sivil boxerlar
orayı gez onu yap bunu yap derken vakit geldi beyler
ayrılık
veda
arefesindeydik
ebru sağlam gözüküyordu
beni kışlaya bırakmaya giderken
ama kışla görününce göz yaşları da erimeye başladı
elleri şimdilik yetiştirebiliyordu kurulamayı yanağını ama
ben babamlarla vedalaştıktan sonra sırayı ona getirip
-askerini unutma aşkım deyince benim ellerime de ihtiyacı oldu akan yaşlar için
ben görevimi yapıp sildim ama
içli içli ağlamasına tek çözüm kalan şafak sayısının bir kaç saniyeye düşmesi gerekliydi
etraf zaten oğullarından abilerinden kardeşlerinden ayrılabilmeye çalışan ailelerle doluydu
biz de onlardan sadece birisiydik
herkes gibi bizde ayrıldık
içeri girip üst aramam tamamlayıncaya kadar beklediler
içeri geçince
ebrunun gözyaşlarını göremeyecek mesafedeydim belki ama hıçkırarak ağladığı nefes alışından belliydi
onlara son bir el salayıp asker seldıbını çaktım
kendi gözlerimde dolmasına sebeb oldu bu selamım ama olsun
onlara verdiğim selam öylesineydi ama sağda solda komutanları görmeye başlayınca mecburiyet haline geldi yine
yine askerdik amk
açtık zütü koştuk yine komutan amcaların kıllı kucaklarına
yat dese yatıyon sürün dese sürünüyon öl dese ölüyon
bölüğe geldim herkes isyan
daha doyamamışlar ailelerine
ama birde ailesi gelmeyenler var yada gelemeyenler
millet bunun polemiğini yaparken akşam iştiması
herkes dönmüşmü sayımı
bir kaç geç gelen bini ayakta bekleme ızdırabı
onlar gelince mazaretlerini dinleme faslı
ordan dışarda yediğimiz yemeklere hiç benzemeyen yemek
yemek sonrası askerler toplantısı
toplantı konusu olarak benim şu gelmiş
şu böyleymiş muhabbetlerinde askerlerin yeni duydukları haberleri diğerleriyle paylaşma gereksinimi
bir köşede sessizce kalmış sigaralarında çekecek fırt kalmadığını farkedemeyecek kadar dertli askercikler
bu gün de geçsin diye erkenden yatağa koşmuş şafak mağdurları
ve tüm bu olup bitenleri izleyen izlerken ebrusu gözlerinin önünde olan ben
bir gün daha geçti
ertesi gün aynı yol
aynı adımlar
artık bildiğimiz eğitimlerin tekrarı
bunların üzerine biraz daha yenileri
eskiye göre tek değişik olan şey firarın artık hapis cezası olarak sana geri dönmesi verilen yeminden sonra öyle oluyormuş
geçen günlerde fırsat buldukça telefon konuşmaları
hangi askerin nasıl bir şahsiyet olduğunu yavaş yavaş anlamaya başlama
verilmiş bir kaç kilo daha
ve atışlar
genel söylenti
atışı iyi olanların doğuya düşeceği konusuydu ama
atışı kötü olanlarında çavuş olamama ihtimali vardı
ben ne olursa olsun dedim
salladım 3 mermiyi de
3 ü de aynı delikten geçmedi ama görev tamam dediler. üçgen yeterli küçüklükteymiş
sonra seçmeler için bir sürü komutan geldi
topladılar bütün kışlayı
yok berberim diyen bir adım öne yok terzi aşcı metal işler falan
barmenleri de çağırdılar
ben barmen grubunun yanına gittim
gelen komutan 15 kişi civarındaki askerlere genel sorular yöneltti
şu likör neyden yapılır falan filan
herkes parmak kaldırıp cevapladı
sonra garsonlarla ilgilenen komutan yanımıza geldi zaten yan yanaydık
başlık yok! burası bom boş!