+1
99
5 dakika sonra mesaj geldi
-kaldırdım hadi gel dedi
vay amk inş benim için kaldırdığını söylememiştir
umudu ile gittim evlerine
son gün kahvaltısı hazırlanmış
evin içinde matem sessizliği var
beni öyle bir karşıladı ki annesi
sanki yakınımı kaybetmişim
surat bükük
geç oğlum geç dedi
peder bey kalkmış
kahvaltıya oturmuş bile
ebru sarıldı bana
-hoş geldin aşkım dedi
mutlu görünmeye çalışarak
masaya bende oturdum
çay dolduruldu
kahvaltı yapıldı
benim de işe gitme vaktim geliyordu
izin alacagım adam yanımda duruyordu ama
zütüm de yemiyordu amk. sormaya
o kahvaltısını yaptıktan sonra
planlar konuşulmaya başladı
ufak bir kaç alışveriş
valizin son şeklini aldırmak
öğle yemeği için otel
planlardan bazıları idi
ben hala izin alamadım
ve bu planlar işlerken ben nerde olacağımı bilmiyordum
izin alamadan da babası gitti
otelde görüşürüz diye
ben biraz daha oturdum iş vaktimin gelmesine kadar
annem aradı
onunla konuştuk
kapattıktan sonra
-telefonu begenmedin mi yoksa dedi ebru
cünkü hala eski telefonu mu kullanıyordum
-cok begendim de alışamadım henuz hem bu daha çalışıyor dedim.
-yok yok begenmemişsin sen dedi
-tamam söz onu kullanacağım cok begendim dedim
iş saatim geldi
müsade istedim otele gitmek için
ne işi diye ikiside çıkıştı bana
-siz ufak tefek hazırlıklarınızı yapadurun otelde görüşürüz öğlen yemeğinde dedim
ebru biraz üzüldü ama kabul ettiler işe gittim
hiç birşey yok gibi çalıştım
öğlen yemeği için geldiler
ebru bana bakarak ben ona bakarak arasıra çalışıyor olduğumu hatırlayıp çalışarak yemeğini yemesini izledim
yemeklerini yedikten sonra
biraz oturdular
ebru bara gelip
bi kaç işlerinin daha oldugunu söyledi
-akşam antrende görüşürüz dedi
gittiler
ben işten çıkmama yakın ebrunun babasının yanına gidip
-ebrunun gitme saatinde ben çalışıyor olacağım biraz erken çıkabilir miyim dedim
-diğer barmenlerle konuşun kendi aranızda halledin bana sormana gerek yok dedi
-sağolun dedim.
diğer barmenlere gittim
olayı anlattım
lan olm bi gibtir git gelme amk. akşam dediler
valla mı lan dedim
vallaymış beyler ciddiymiş adamlar
ne olur ne olmaz müdüre de ilettim olayı
o da onay verdi
ebruyla buluştuk aksam 5 den sonra
bizim yerimize gittik
oturduk bir saat kadar
bilindik ayrılık konuşmaları
gizlenmeye çalışılan bir kaç damla yaş ama
işin kötüsü
ben alışmış gibiydim ayrılığa
öncekiler kadar koymadı
ama aynı durum ebru için geçerli değildi
o gizleyemeden ağlamaya başladı vakit azaldıkça
ebrunun annesi aradı
kızım nerdesiniz bişey yemeyecekmisiniz diye konuştuklarını tahmin ediyorum cünkü
bu sorulara karşılık cevaplar verdi
birazdan geliriz diye de telefonu kapattı
onlara gittik
oturduk
ebru yemek yemek istemedi
o yemeyince bende yemedim
bekle bekle derken
zaman geldi
evden çıktık
otogara vardık
valiz arabadan çıkıp otobüsteki yerini alırken
ebrunun gözyaşları yuvasından çıkıp yanağındaki yerini aldı
uzun sarılma tek bir öpücük
defalarca söylenmiş seni seviyorum dan sonra otobüse bindi
o an'a kadar alışmış olan ben içimdeki onsuzluğu hissetmeye başlayınca üzüntü kudurması yaşadım
tek yapabildiğim el sallamalarına karşılık vermek oldu
yine yalnızlık yine ortada kalma
yine teselli verecek dostum mertebesine ulaşamamış kişilerin ekgibliğini hissettim
halden anlamaz soför bastı gitti
gelde bil amk. şimdi ne yapacagını
nereye gideceğini
annesi babası ve kardeşi benden önce alıştılar onsuzluğa
hadi gidelim kelebek dediler
-valla mı ankaraya mı dedim üzüntümü gizleyen gülümseme ile
-deli dedi annesi benimkinin aynısı gülümsemesi ile
beni eve bıraktılar
yattım
ertesi gün iş
ertesi gün yine iş
daha ertesi gün yine iş
erteler arası hasret konuşmaları
özlemi başka dillerde anlatma çalışmaları
günler geçti gitti
ben bu arada geçen sene okulda kalmış
tekrar hakkımı da kullanmamıştım
bu durumda askerlik olasılığı beliriyordu
bir gece tam 4 saat konuşarak
ebruya durumu açıkladım
o illaki olmaz gitme askere okula devam et dedi
bende illaki gideyim aradan cıksın senin okulun bitmesine yakın benim askerlik de bitmiş olur dedim
oku ondan sonra kısa dönem git dedi
bi sene kaldım en iyi ihtimalle senden bir sene sonra biter sonra 6 ay da askerlik çok uzar iş müsade et gidip geleyim dedim
altından girdim üstünden çıktım kabul ettirdim
ama çok gönülsüz bir şekilde
askerlik şubesine ebrunun babasının hatta haberi olmadan
hatta ebrudan başka kimsenin haberi olmadan gittim
4 tertiplerin alınma vaktiydi
tecili bozdurup gitmek istiyorum kasımda dedim
sen istediğin zaman gidemezsiz dediler
en yakın subatta 1 tertip gidersin bozdurmak istiyormusun dediler
kısa bir hesab yaptım
subatta gitsem
mayıs ortasında falan biterdi ertesi sene
bozdurdum
soyup zütüme başıma baktılar muallakmiyim diye
baktılar herşey normal askere gidenlerin ki gibi
bizden haber bekle evine yazı gelir dediler
ebruya durumu anlattım
başladı ağlamaya ya doğuya gidersen
ya sana bişey olursa
vay beni unutursan
yok böle olursa diye bütün karamsarlıkları gün yüzüne çıkardı
benim de zütüm tutuşmadı degil amk
biraz zaman geçti ebru alanyaya döndü
iki günlüğüne
beraber geçirdik
müşteri sayısının az olması sebebi ile
rahat rahat gezebildik ama
gündem konusu askerlikti
iki gecenin birinde beraber yattık
diğerini ailesi ile geçirdi
3.sünüde yine ankara yollarında
o gittikten bir kaç hafta sonra sonuçlar belli oldu
şubat 23 te askersin olm kelebek diye bir yazı geldi
15 ay eben gibile vatanın kıymetini bilesin
akan kanların azizliğini kavrayasın diye seni de alacağız dediler
askerdik ama nereye
amasya çavuş talimgah
hemen asker moduna geçtim saçlarımı kestirdim 3 numaraya
saçları kestirince
babasına da açıkladım durumu
çok şaşırdılar
sanki ben sünnetsiz bir cavur turistiyim gibi şaşırdılar
tepki bile veremediler
ebruyla konuştuk
gelmemesini söyledim
ankarada ineceğimi
onunla günü geçireceğimi
sonra amasyaya gececeğimi söyledim
anlaştık
bütün kabile ve arkadaşlarım beni uğurlamaya gelmeden önce
bin bir kişi bana askerlik anısını anlatıp tavsiye verdi
çoğu dayak yemeden geldiğini artislik yaparak anlattı
nelere dikkat edilmesi gerektiğini hepsi söyledi
gideceğim gün
cebime paralar sıkıştırıldı
annem ağladı
havaya atıp
düşürmeden tuttular
ve başladık amasya yolculuğuna ilk mola ankarada olacaktı benim için
•
*genelde ebrunun katettiği kmler geçildi ve ankaranın buz gibi olacağı
verilen molalardaki hava soguklugundan belli oluyordu
normalde sabah altıda orda olmam gerekirken
saat 6 30u buldu
garip yerlerde yolcu indiren şoföre ettiğim küfür
cehenneme reserve yaptırdı
sonunda elimdeki kücük bir valizle ankaraya indim
hem sabahın hem ankaranın hem de kışın sogugunu
ebruyu görünce unuttum
kafamda bere vardı
otogarın içinde sıcak bir yere geçtik
kafamdaki bereyi çıkarınca ebru
saçlarımın halini görüp
ağlama ihtiyacı hissetti
benim onu teselli etme ihtiyacı hissetmeme sebeb oldu
tekrar tekrar konuştuk
askerlik olayını
ama artık yapabilecek bir şey yoktu
askerdim artık
onun bana hediye ettiği telefonu çıkarıp ona teslim ettim
almak istemedi ama
askeriyeye telefon sokmanın yasak olduğunu söyleyip
ikna ettim
neden getirdiğim konusunda bana yine kızdı
telefonumdaki bir kaç önemli numarayı bir kagıda yazıp
telefonsuzluğa da alışmaya başladım
neyin nasıl olacağını bende tam olarak bilmediğim için
ebruya oraya gidince sana bilgi veririm dedim görüşmelerimiz konusunda
-bana mektup adresini de ver oraya gidince dedi
kendi yurt adresini de telefon numaralarını kaydettiğim kagıda ekledi
tek korkusu benim amasyadan sonra
doğuya gitmemdi
bir de beni 3 ay göremeyecek olması
birer tost yedik
hava dışarı çıkılıp gezilemeyecek kadar soguktu
zaten öğlen 12 gibi amasya otobüsüne binmem lazımdı
o zamana kadar oturduk konuştuk
ebru tek kişilik
askere uğurlama töreni düzenledi benim için
hem annem oldu ağladı
hem arkadasım olup en büyük asker benim aşkım dedi
belki havaya atacak kadar gücü yoktu ama
onun sevgisi ile zaten havalarda uçuyordum
otobüse binmeden önce bana bir zarf verdi
bu nedir dedim
-oraya gidince aç lütfen dedi
sevgilim olarak sarılıp
ankaranın acımasız soğugu
ebrunun gözyaşlarını suratımda dondurdu beni öpmeye çalışırken
askere gittiğim için hiç korkum yoktu
Tümünü Göster