/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
  1. 276.
    +1
    99

    5 dakika sonra mesaj geldi
    -kaldırdım hadi gel dedi

    vay amk inş benim için kaldırdığını söylememiştir
    umudu ile gittim evlerine
    son gün kahvaltısı hazırlanmış
    evin içinde matem sessizliği var
    beni öyle bir karşıladı ki annesi
    sanki yakınımı kaybetmişim
    surat bükük
    geç oğlum geç dedi
    peder bey kalkmış
    kahvaltıya oturmuş bile
    ebru sarıldı bana
    -hoş geldin aşkım dedi
    mutlu görünmeye çalışarak
    masaya bende oturdum
    çay dolduruldu
    kahvaltı yapıldı
    benim de işe gitme vaktim geliyordu
    izin alacagım adam yanımda duruyordu ama
    zütüm de yemiyordu amk. sormaya
    o kahvaltısını yaptıktan sonra
    planlar konuşulmaya başladı
    ufak bir kaç alışveriş
    valizin son şeklini aldırmak
    öğle yemeği için otel
    planlardan bazıları idi
    ben hala izin alamadım
    ve bu planlar işlerken ben nerde olacağımı bilmiyordum
    izin alamadan da babası gitti
    otelde görüşürüz diye
    ben biraz daha oturdum iş vaktimin gelmesine kadar
    annem aradı
    onunla konuştuk
    kapattıktan sonra
    -telefonu begenmedin mi yoksa dedi ebru
    cünkü hala eski telefonu mu kullanıyordum
    -cok begendim de alışamadım henuz hem bu daha çalışıyor dedim.
    -yok yok begenmemişsin sen dedi
    -tamam söz onu kullanacağım cok begendim dedim

    iş saatim geldi
    müsade istedim otele gitmek için
    ne işi diye ikiside çıkıştı bana
    -siz ufak tefek hazırlıklarınızı yapadurun otelde görüşürüz öğlen yemeğinde dedim
    ebru biraz üzüldü ama kabul ettiler işe gittim
    hiç birşey yok gibi çalıştım
    öğlen yemeği için geldiler
    ebru bana bakarak ben ona bakarak arasıra çalışıyor olduğumu hatırlayıp çalışarak yemeğini yemesini izledim
    yemeklerini yedikten sonra
    biraz oturdular
    ebru bara gelip
    bi kaç işlerinin daha oldugunu söyledi
    -akşam antrende görüşürüz dedi
    gittiler
    ben işten çıkmama yakın ebrunun babasının yanına gidip
    -ebrunun gitme saatinde ben çalışıyor olacağım biraz erken çıkabilir miyim dedim
    -diğer barmenlerle konuşun kendi aranızda halledin bana sormana gerek yok dedi
    -sağolun dedim.
    diğer barmenlere gittim
    olayı anlattım
    lan olm bi gibtir git gelme amk. akşam dediler
    valla mı lan dedim
    vallaymış beyler ciddiymiş adamlar
    ne olur ne olmaz müdüre de ilettim olayı
    o da onay verdi
    ebruyla buluştuk aksam 5 den sonra
    bizim yerimize gittik
    oturduk bir saat kadar
    bilindik ayrılık konuşmaları
    gizlenmeye çalışılan bir kaç damla yaş ama
    işin kötüsü
    ben alışmış gibiydim ayrılığa
    öncekiler kadar koymadı
    ama aynı durum ebru için geçerli değildi
    o gizleyemeden ağlamaya başladı vakit azaldıkça
    ebrunun annesi aradı
    kızım nerdesiniz bişey yemeyecekmisiniz diye konuştuklarını tahmin ediyorum cünkü
    bu sorulara karşılık cevaplar verdi
    birazdan geliriz diye de telefonu kapattı

    onlara gittik
    oturduk
    ebru yemek yemek istemedi
    o yemeyince bende yemedim
    bekle bekle derken
    zaman geldi
    evden çıktık
    otogara vardık
    valiz arabadan çıkıp otobüsteki yerini alırken
    ebrunun gözyaşları yuvasından çıkıp yanağındaki yerini aldı
    uzun sarılma tek bir öpücük
    defalarca söylenmiş seni seviyorum dan sonra otobüse bindi
    o an'a kadar alışmış olan ben içimdeki onsuzluğu hissetmeye başlayınca üzüntü kudurması yaşadım
    tek yapabildiğim el sallamalarına karşılık vermek oldu
    yine yalnızlık yine ortada kalma
    yine teselli verecek dostum mertebesine ulaşamamış kişilerin ekgibliğini hissettim
    halden anlamaz soför bastı gitti
    gelde bil amk. şimdi ne yapacagını
    nereye gideceğini
    annesi babası ve kardeşi benden önce alıştılar onsuzluğa
    hadi gidelim kelebek dediler
    -valla mı ankaraya mı dedim üzüntümü gizleyen gülümseme ile
    -deli dedi annesi benimkinin aynısı gülümsemesi ile
    beni eve bıraktılar
    yattım
    ertesi gün iş
    ertesi gün yine iş
    daha ertesi gün yine iş
    erteler arası hasret konuşmaları
    özlemi başka dillerde anlatma çalışmaları
    günler geçti gitti
    ben bu arada geçen sene okulda kalmış
    tekrar hakkımı da kullanmamıştım
    bu durumda askerlik olasılığı beliriyordu
    bir gece tam 4 saat konuşarak
    ebruya durumu açıkladım
    o illaki olmaz gitme askere okula devam et dedi
    bende illaki gideyim aradan cıksın senin okulun bitmesine yakın benim askerlik de bitmiş olur dedim

    oku ondan sonra kısa dönem git dedi
    bi sene kaldım en iyi ihtimalle senden bir sene sonra biter sonra 6 ay da askerlik çok uzar iş müsade et gidip geleyim dedim
    altından girdim üstünden çıktım kabul ettirdim
    ama çok gönülsüz bir şekilde
    askerlik şubesine ebrunun babasının hatta haberi olmadan
    hatta ebrudan başka kimsenin haberi olmadan gittim
    4 tertiplerin alınma vaktiydi
    tecili bozdurup gitmek istiyorum kasımda dedim
    sen istediğin zaman gidemezsiz dediler
    en yakın subatta 1 tertip gidersin bozdurmak istiyormusun dediler
    kısa bir hesab yaptım
    subatta gitsem
    mayıs ortasında falan biterdi ertesi sene
    bozdurdum
    soyup zütüme başıma baktılar muallakmiyim diye
    baktılar herşey normal askere gidenlerin ki gibi
    bizden haber bekle evine yazı gelir dediler
    ebruya durumu anlattım
    başladı ağlamaya ya doğuya gidersen
    ya sana bişey olursa
    vay beni unutursan
    yok böle olursa diye bütün karamsarlıkları gün yüzüne çıkardı
    benim de zütüm tutuşmadı degil amk
    biraz zaman geçti ebru alanyaya döndü
    iki günlüğüne
    beraber geçirdik
    müşteri sayısının az olması sebebi ile
    rahat rahat gezebildik ama
    gündem konusu askerlikti
    iki gecenin birinde beraber yattık
    diğerini ailesi ile geçirdi
    3.sünüde yine ankara yollarında
    o gittikten bir kaç hafta sonra sonuçlar belli oldu
    şubat 23 te askersin olm kelebek diye bir yazı geldi
    15 ay eben gibile vatanın kıymetini bilesin
    akan kanların azizliğini kavrayasın diye seni de alacağız dediler
    askerdik ama nereye
    amasya çavuş talimgah
    hemen asker moduna geçtim saçlarımı kestirdim 3 numaraya
    saçları kestirince
    babasına da açıkladım durumu
    çok şaşırdılar
    sanki ben sünnetsiz bir cavur turistiyim gibi şaşırdılar
    tepki bile veremediler
    ebruyla konuştuk
    gelmemesini söyledim
    ankarada ineceğimi
    onunla günü geçireceğimi
    sonra amasyaya gececeğimi söyledim
    anlaştık
    bütün kabile ve arkadaşlarım beni uğurlamaya gelmeden önce
    bin bir kişi bana askerlik anısını anlatıp tavsiye verdi
    çoğu dayak yemeden geldiğini artislik yaparak anlattı
    nelere dikkat edilmesi gerektiğini hepsi söyledi
    gideceğim gün
    cebime paralar sıkıştırıldı
    annem ağladı
    havaya atıp
    düşürmeden tuttular
    ve başladık amasya yolculuğuna ilk mola ankarada olacaktı benim için

    • *genelde ebrunun katettiği kmler geçildi ve ankaranın buz gibi olacağı
    verilen molalardaki hava soguklugundan belli oluyordu
    normalde sabah altıda orda olmam gerekirken
    saat 6 30u buldu
    garip yerlerde yolcu indiren şoföre ettiğim küfür
    cehenneme reserve yaptırdı
    sonunda elimdeki kücük bir valizle ankaraya indim
    hem sabahın hem ankaranın hem de kışın sogugunu
    ebruyu görünce unuttum
    kafamda bere vardı
    otogarın içinde sıcak bir yere geçtik
    kafamdaki bereyi çıkarınca ebru
    saçlarımın halini görüp
    ağlama ihtiyacı hissetti
    benim onu teselli etme ihtiyacı hissetmeme sebeb oldu
    tekrar tekrar konuştuk
    askerlik olayını
    ama artık yapabilecek bir şey yoktu
    askerdim artık
    onun bana hediye ettiği telefonu çıkarıp ona teslim ettim
    almak istemedi ama
    askeriyeye telefon sokmanın yasak olduğunu söyleyip
    ikna ettim
    neden getirdiğim konusunda bana yine kızdı
    telefonumdaki bir kaç önemli numarayı bir kagıda yazıp
    telefonsuzluğa da alışmaya başladım
    neyin nasıl olacağını bende tam olarak bilmediğim için
    ebruya oraya gidince sana bilgi veririm dedim görüşmelerimiz konusunda
    -bana mektup adresini de ver oraya gidince dedi
    kendi yurt adresini de telefon numaralarını kaydettiğim kagıda ekledi
    tek korkusu benim amasyadan sonra
    doğuya gitmemdi
    bir de beni 3 ay göremeyecek olması
    birer tost yedik
    hava dışarı çıkılıp gezilemeyecek kadar soguktu
    zaten öğlen 12 gibi amasya otobüsüne binmem lazımdı
    o zamana kadar oturduk konuştuk
    ebru tek kişilik
    askere uğurlama töreni düzenledi benim için
    hem annem oldu ağladı
    hem arkadasım olup en büyük asker benim aşkım dedi
    belki havaya atacak kadar gücü yoktu ama
    onun sevgisi ile zaten havalarda uçuyordum
    otobüse binmeden önce bana bir zarf verdi
    bu nedir dedim
    -oraya gidince aç lütfen dedi
    sevgilim olarak sarılıp
    ankaranın acımasız soğugu
    ebrunun gözyaşlarını suratımda dondurdu beni öpmeye çalışırken
    askere gittiğim için hiç korkum yoktu
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster