-
26.
+2
Kalbime düşen ilk yağmur...
Henüz sekiz yaşında bir çocukken başlamıştım onu sevmeye. Bahçelerinde bir o tarafa bir bu tarafa koşturan bir kız çocuğuydu. Bense daha o yaşlarda içindeki boşluğu hissetmiş olan ve hayatımdaki her şeyi dedesi Yusuf Efendi ve annesi Müberra Hanım'an ibaret olan bir çocuktum.
Yağmur ne zaman bahçelerinde "Baba!" diye bağırsa için tuhaf olurdu, çünkü ben hiçbir zaman baba diyemeyecektim. Yağmur'un babası Sinan Amca çok sevecen bir adamdı. Herkesin özendiği baba kız ilişkisi onlarda vücut bulmuştu.
içten içe kıskankanırdım Yağmur'u ve yine içten içe severdim. Nasıl oldu da onu sevmeye başladım hiç bilmiyorum. Hayat bazen, bazı insanları sevmemiz için karışımıza çıkarıyor ve biz, "Neden o insan ?" diye soramıyoruz.
Yağmur çok güzel ve çok şımarık bir kızdı. Bir evin bir kızıydı. Benim de ondan pek farkım yoktu, ben de evin bir oğluydum. Bi bizim ilk ortak yönümüzdü. Bizi ilk ayıran özelliğimiz ise benim bir babamın olmamasıydı. Yağmur babasıyla sürekli eğlenirken, ben dedemle büyük bir adam gibi sohbetler içinde buluyordum kendimi.
başlık yok! burası bom boş!