-
201.
087Tümünü Göster
• *odaya çıktım denizde kullandığımız havluları balkona astıktan sonra
diğer havluları alıp aşşağı inerken
çok hızlı hareket ediyordum
ebru bu belli olmaz binbir mazeretle odaya gelir
nasıl olsa gece beraber yatacağız
aceleye ne gerek var
sonra havuza indim
ebrunun havlusunu serip kendimde yerimi aldım
babası elinde iki tane bira ile geldi
bana doğru
-ben içmeyecektim dedim
-ikisini de kendime aldım zaten dedi
ama o gülerek söylediği için şaka olduğu hemen belli oldu
sonra babasının dikkatini otelde asılı olan bir afiş çekti
-bu gece burda canlı müzik varmış akşam yemeğini burda yiyelim mi dedi babası
bana bakarak.
bana ne bakıyon amk.ben miyim patron siz nere giderseniz bende oraya gelicem
-hanımlar karar versin dedim. üzerimdeki yük azalsın diye
-beraber karar verelim dedi annesi
-ya iyi çalmıyorlarsa dedi ebru
-benim bir fikrim var dedim
bütün gözler üzerime toplandı
-akşam üstü biraz balkonda otururuz. onlar çalmaya başlayınca müziği biraz dinleri
eğer hoşumuza giderse burda kalırız dedim
-daha mantıklı bir fikri olan yoksa katılıyorum dedi babası
diğerleri de katıldı başka ne yapacaklardı ki
havuzda bir iki saat durduktan sonra
biz peder beyle 3 er tane bira devirmişiz
muhabbet de yavşamaya başladı tabi haliyle
adam iyice samimi oldu benimle
ebru postasını koydu hep babasıyla konuşunca
-bir daha ki tatile ikiniz gidin isterseniz dedi
-git de sustur şunu dedi şaka ile
-seni kim susturacak beyefendi dedi ebrunun annesi
vay amk. kadınlar bize cehpe almış
ağız tadıyla bi kaç bira içirmiyorlar
-dağılalım bence dedim ebrunun babasına
-onlar dağıtmadan dağılsak iyi olcak dedi
ben ebrunun yanına geçtim
beni takip et dedim
-gelmiyorum dedi
-kes lan gel diyorsam gel dedim. yavşak bir ses tonuyla
-bak sen hadi bakalım gücün yetecek mi getirmeye dedi
-sen bilirsin dedim
balıklama atladım havuza atladığım yerden geri çıkıp
vücudumdan akmakta olan bütün suyu üzerine akıttım
elleri ile mani olmaya çalışsada ıslanmıştı
sonra elinden tutup ayağa kaldırdım
havuz kenarına yaklaştırıp havuza ittim
hemen arkasından da ben atladım
bana kızmış gibi görünerek odaya çıktı
havlusunu bile almadan
ben nevaleyi toplayıp arkasından koştum
ama o çoktan asansöre binip
yukarı çıkmıştı
merdivenlerden koşsamda kapı yüzüme kapatıldı
15 dakika bekletti kapıda beni
sonra kapıyı açtığında duşunu almış
üzerinde sadece iç çamaşırları vardı
sarılmaya çalıştım şakaydı diye
hiç yüz vermedi
-git duşunu al kelebek dedi
-tamam ama ben çıkıncaya kadar üstünü giyinme dedim
-çok beklersin canım dedi
-geceyi beklerim o zaman dedim ebrunun kardeşi arkadaşlarından başkasına asosyal birisiydi o zamanlar.
takıldığı arkadaşlarını otele getirir yerler içerler sonra da gezerlerdi. tatile onsuz gitme amacımızın altında
ebru ve annesinin parmağı vardı. ebrunun kardeşine sormuşlar o da gelmek istememiş onlarda ısrar
etmemiş. zaten çocuk zengin bini istediğini yapabiliyor babasının otelinde sürekli tatil halinde.o yaşlardaki
çocuklar ailesinden ayrı şeyler yapmayı çok sever o da öyle birisiydi. **banyoya girdim. duşu aldıktan
sonra saçları kuruttum
sonra üzerime boxer ve havluyu sarmalayıp dışarı çıktım
ben duş alırken ebru üzerine bir t shirt giymiş
koltukta otururken
ojeleriyle uğraşıyordu
yanına gidip bende oturdum koltuğa
bir süre onu izledim.
sanki ghost filminin başrol oyuncularıyız ben yokmuşum gibi davrandı
baktım olacak gibi değil o otururken bacaklarına uzandım
ellerini biraz yukarı kaldırıp başımın üzerinde ojelerine devam etti
tepki vermeden durması bişeyleri ekgib yaptığımın farkına vardırdı
sahte öksürük numarasını da yemedi
gülümsüyor olsa bile yüzünü göremiyordum
-ebruu dedim
ses çıkarmadı
tekrarladım yine tepki vermedi
benimle konuşmuyordu lan resmen
-ben bu akşam yemeğe gelemiyecem midem ağrıyor dedim
ellerimle midemi tutarak
ve hastaymış gibi bir ses tonu ile
buna bile tepki vermedi
ne yaptık ki amk. bu kadar altı üstü biraz ıslatıp sonra da havuza attım
-size iyi eğlenceler ben biraz uzanayım dedim
kalktım yatak odasına gittim
uzandım yatağa
10 dakika kadar sonra yanıma geldi
ben yüz üstü yatıyordum
başım bir tarafa çevirik olarak
yanıma yaklaşıp biraz bekledi
elinin tersiyle ateşime baktı
-hiç bişeyin yok numaracı kelebek dedi
-mimarlık okuyorsun ebru doktor değilsin ayrıca mide orda değil dedim
-ne oldu ki şimdi yaa. doktora gidelim istersen dedi
-doktora gitmene gerek yok. eczaneden bir hap alman yeterli. daha öncede olmuştu dedim
-tamam ben giderim hangi hap dedi
-affet diye bir hap dedim
-o ne yaa dedi. anlamayarak
benim pis pis gülüyor olmam jetonunun düşmesine yardımcı oldu
-bende gerçekten hastasın diye çok korkmuştum dedi
-kıyamam sana ver hadi hapımı dedim
-affedilecek birşey yok dedi
-o zaman ispatla dedim
-nasıl dedi
-karşılık ver dedim
-neye dedi
dudağına yaklaştım yattığım yerden
bi kere öptüm ama karşılık vermedi
yine yatağa uzandım karşılık alamayınca
-vayyy midem nasıl yanıyor bilemezsin dedim.
-hadi kalk giyin geç kalıcaz dedi
-ben gelmiyorum hapımı almam lazım dedim
kısacık ve çok hızlı bir öpücük verdi
-hadi kalk dedi
-bu ne yaa bu dozla insan iyileşir mi?dedim
-offf dedi
-tamam zorla öpüşüyoruz artık dedim. sahte kızgınlıkla
kalktım yataktan
üstümü giyinmeye başladım
-tamam affettim dedi
dudaklarım öpülmeye hazır bir şekilde ona döndüm
bir kaç saniye süren bir dudak temasından sonra bıraktı
ben ona sarılıp devam ettim öpmeye
karşılıksız bırakmadı
ben daha birşey demeden
-şimdi olmaz dedi
böylece o işin de naz kısmıyla tanışmış oldum.
şimdilik zamanı gerekçe göstererek olmaz demişti
bakalım gelecekte ne mazaretler bulacaktı
-şimdi olmaz deyip işin zevkini kaçırınca
formalite maçına döndü olay
kazanan olmayacaktı amk.
ben bu formalite maçında kendimi fazla yormadım
akşama kupa maçı olma ihtimali yüksek gibi gözüküyordu çünkü
aşşağıdan akort sesleri gelmeye başladı
müzisyenler tarafından
ebruyla ben maçı tatil edip
üstümüzü giyindikten sonra
annesi ve babasının odasına geçtik
onlarda balkonda oturuyordu ama henüz giyinmemişlerdi
bir süre oturup müziği dinlediler
beğenip akşam yemeğini otelde yemeye karar verdiler
biz ebruyla aşşağı indik 4 kişilik bir yerde havuz kenarına oturduk
onlarda bir süre sonra
üzerlerini giyindikten sonra
aşşağı geldiler
menüleri aldık
ve birazdan siparişi garson tavsiyesi ile verdiğim steak
hayatım boyunca yediğim en güzel steak olacaktı
cafe de paris soslu steak
içinde 40 farklı baharat olan bu sosu yapmasını öğrenecek kadar çok sevdim
onlar beyaz şarap söylediler
bende pek şarabı sevmem ama radikalizme gerek yok diye bende içerim dedim
ama gazoz da istedim karıştırıp tadını yumuşatmak için
kaliteli şarap olduğu şişesinden belli olan şarap gelince
gazozla mundar etmeye kıyamadım
yağ gibi kayıyordu amk. boğazdan
yemeği yedikten sonra
bryan adams dan heaven şarkısı çalınca romantikleşen ortamda
ebruyu dansa kaldırdım
ama bu cesareti diğer dans edenlerden buldum
geceye sarhoşlaşarak devam ettim
ama yalnız değildim
diğerlerinin de dilinde çözülmeler vardı
hesap istenip
babasının kredi kartının büyük limitleri sayesinde hesap da ödendikten sonra
odaya gittik
ben yüzümü yıkayıp dişlerimi fırçalamak için banyoya geçtim
dışarı çıktığımda
-hadi çok beklettin diyen. ebru çakır vardı
biraz öpüştük
saha sıkı sarılarak öpüşmenin cinsel çağrışım bölümü artınca
-şimdi olmaz dedim
-sen bilirsin dedi
bırakmadım gitmesine izin vermedim.
ikimizde hafiften sarhoştuk ama o benden biraz daha sarhoştu
sadece konuşmalarda harf yutmaları vardı
yoksa ikimizde ayakta durabiliyorduk
-yatak odasına geçelim mi dedim
-uykun mu var dedi
-evet ama uykumu kaçırma hakkı senindir dedim
yatak odasına geçtik
ben üzerimdekileri çıkarıp takxerla kalarak klimayı kapatıp yatağa geçtim
-neden kapatıyorsun dedi
-üzerindekileri çıkarmanı sağlamak için dedim
• *çıkarmadan yaklaştı yatağa
ben çıkardım o yine utanmışken
uzun uğraşlar sonucu tekrar acıyacak korkusunu yenerek
başlık yok! burası bom boş!