-
476.
+11size aşık olurlar, ama yine de hem onları farketmenizi hem de ilk adımı sizden beklerler..Tümünü Göster
lan bir olay geldi aklıma anlatayım hemen,
ikinci yılın 2. yarısında bizim alperin tayfadaki kızlardan biri, tolganın sınıfından bir elemana abayı yakıyor, ama öyle tanışma filan yok, uzaktan uzağa,
neyse, bu ve bir arkadaşı önce bana geliyorlar, böyle böyle, sen çocuğu tanıyor musun gibisinden, bana geliyorlar çünkü bana güveniyorlar, aramız iyi. ben de, "çocukla muhabbetin var mı?" diyorum,
yok diyor ama biraz araştırttım, sevgilisi yokmuş filan diyor,
e peki benden ne yapmamı istersin diyorum,
zira çocuğun kızın ondan hoşlandığından haberi bile yok, işte bu "tolganın sınıfındaymış, onu pek tanımadığımız için sana söyledik, hani sen de ona, oradan da çocuğa bir şekilde..
ohoooo bahçıvan uşağa, uşak aşçıya, aşçı şöföre aq..
sonra da diyor ki "onun beni farketmesini sağlayamaz mıyız?"
dedim sen bir şey yapıyor musun seni farketmesi için?
"bakıyorum işte uzaktan.. gördükçe.."
lan gerizekalı, hoşlanan sensin zaten, elemanın haberi bile yok, buna rağmen onun gelmesini bekliyorsun, araya bir sürü köprüler filan koyuyorsun.. afedersin ama mantığını gibeyim, özgüvensiz kişiliğine sıçayım..
sonuç olarak iş olmadı beyler,
kız da fena değildi, bence o çocuğa fazlaydı bile * * eğer bir şekilde tanışsaydılar ya da kızın ondan hoşlandığından haberi olsaydı, kesinlikle o da evet derdi diye düşünüyorum.
ama ruhu bile duymadan gayet güzel bir kızdan ve güzel bir ilişkiden mahrum kaldı.. farkında bile olmadı..
ama siz farkında olun, ayık olun arkadaşlar.. çevrenize düzenli aralıklarla rutin taramalar yapmaktan kaçınmayın..kim bilir, belki bir yerlerde bir çift göz farklı amaçlarla sizi izliyor olabilir..
nilayın heyecanlı halleri karşısında ben de sevindirik oldum..ne de olsa iki arkadaşımın arasını yapmaya çalışıyorum,
tekrar sordu neredeyse haykırarak, "ya nolur söyle bak bir şey mi dedi benim hakkımdaa * "
"bilmem, belki de demiştir * ..benim sana diyeceğim ise, eğer içinde bir şeyler varsa işin peşini bırakmaman.. gurur yapma kızım, insan şu hayatta kaç kere seviyor?"
"üff.. çok kafamı karıştırdın ya sen şimdi * " bir yandan gülüyor, bir yandan yalvaran bakışlarla, daha fazlasını söylememi istiyor, zira daha fazlasını bildiğimi anlamış durumda..
bu da kollarını benim kollarımın üzerine atıp beni sarsalayarak " sen daha fazlasını biliyorsun ya neden söylemiyorsun, ben öyle mi yaptım sana mineyle tanıştırırken?" bunu söyledikten sonra bir anlığına ikimizin de yüzleri asıldı.. evet pek hoş bir örnek olmamıştı..ama konuyla alakası var mıydı, vardı.
ben tekrar soğukkanlılıkla gülümseyerek, "nilaycım.. bence sizin iş olacak..hem de çok güzel olacak yeter ki sen biraz çaba göster.. ;)"
heyecandan gebermek üzere olduğunu hissedebiliyorum.. midesinde kelebekler uçuşuyor olmalı.. elleri üşürken, yüzüne boynuna ise ateş basmıştır şimdi..
kendim hissedemediğim ve bana oldukça uzak gelen duyguları, başkasının hissetmesini izleyerek tatmin olabiliyorum artık..ne acı..
biz böyle lego gibi birbirimize geçmiş bir vaziyetteyken ebrunun karşıdan geldiğini gördüm, nilay da görünce o hemen kollarını çekti üzerimden, ama ben çekmedim, beklenmedik bir durum değil, basıldığımı düşünmüyorum.. kızarsa mantıklı açıklamamı yaparım..
soğuk bir yüz ifadesiyle sınıfa geçti.
"off bu bizi böyle gördü trip yapmasın şimdi?"
""bu" dediğin benim kız arkadaşım oluyor yalnız hatırlatırım" dedim gülerek
"aman tamam her neyse" deyip ukala bir surat ifadesi takındı..
bu iki kızdan hangisinin yanında olsam bana karşı diğerini kötülüyorlar ve benden de destek vermemi bekliyorlar.. manyak mısınız kuzum siz? *
"bu arada geçen gün yaptığını da unutmadım ""kız arkadaşının!"" " deyip ters ters gülümsedi..
"kötü gününe denk gelmişsindir, olabilir, ben sahibi olan bir erkeğim sonuçta, bir dahakine ondan izin alırsın benle görüşmeden önce ahahaha"
"pislik * "
"bak, sen benim dediğimi unutma tamam mı? bu akşam mesaj atıyorsun tolgaya, konuşuyorsun biraz, yani tabi, bir şeyler hissediyorsan. yoksa zorla değil" diye feykimi de attım.
utana sıkıla, "iyi tamam.." deyip yüzüne yayılmak için dudaklarını zorlayan gülümsemeyle mücadele etti..
sınıfa geçtik, görevin ilk aşaması tamamdı, şimdi bu ikisi biraz arayı sıcaklaştırdıktan sonra, eğer kendileri akıl etmezlerse, bir şekilde bir araya getirmek, buluşturmak lazımdı, onu da hallederim ben sorun değil.
sınıfa geçip ebrunun yanına oturunca kendimi biraz sonra gelmesi muhtemel triplere karşı hazırladım, dediğim gibi,ona karşı her zaman mantıklı bir cevabım ve tüm tartışmaları lehime çevirmek için yeterli cephanem vardır..
onun laf atmasını beklemeden ben girdim mevzuya, böylece onu daha az üzmüş olurdum,
"nilaya bomba bir haber verdim * " dedim neşeyle,
"hıı belli, ne güzel sevişiyordunuz öyle" dedi yarı alay yarı kızgınlıkla..
"valla nilay uzun vadede biriyle sevişecekse bile o ben değilim canım * " dedim,
yüzüme tip tip bakıp, "bir tak anlamadım tsigalko kusura bakma" dedi ve ukala bir gülüş koyuverdi.. ebru, bu hallerin beni o kadar tahrik ediyor ki bilemezsin.. böyle trip atmaya çalışıp da beceremediğin, kızgın görünmeye çalışırken bile muzurluğundan vazgeçemeyişin..o yanaklarını ısırmak, mıncıklamak istiyorum.. sevimli şey.
"nilayla tolganın arasını yapıyorum" deyip göz kırptım yine neşemden bir şey eksiltmeden.. zaten ebru da tripkar başlamasına rağmen bugün pek tartışacak modda değil gibiydi, ben öyle deyince gözleri şaşkınla büyüdü, şaşkın şekilde gülümseyerek,
"ciddi misin?"
"evvvet, hayrına sevenleri kavuşturuyorum, bizim ilişkimizin de nazarlığı olur hem :p"
"vay be..iyimiş * tolga-nilay ha..fena çift olmazlar.. becerebilecek misin?"
"beceririm beceririm.. ikisi de hoşlanıyor birbirinden de, işte, malum sizin cinsin klagib gururlu halleri, oğlan tarafının çekingenlikleri filan.." böyle diyerek dalga geçmeye çalışmıştım ama daha laflar ağzımdan çıkarken yanlış ata oynadığımı farkettim, ebrunun ceza üçlüğü gecikmedi,
"doğru tabi, ben de epey gurur yaptım ya sana karşı haklısın" dedi imalı bir şekilde gülümseyerek,
utanır gibi yapıp başımı öne eğdim, bu kaşları havada gülümseyerek beni süzdü, ben gülümsedim, tüm bu jest ve mimiklerin finalini bir kaç saniyeliğine de olsa birbirini bulan dudaklarımız yaptı..
sınıf içinde pek coşmuyoruz, en azından böyle kalabalıkken..
ayşen ve ozan ın ilk zamanlarını düşünüyorum da..amk görmemişleri...
iyi, ebru durumu olumlu karşılamıştı, hatta en az benim kadar sevindi bile denebilir, keza bu durum nilaydan dolaylı olarak kurtulmasına yarayacaktı,
tuhaf ama nilayı dahi söz konusu ben olduğumda kendine tehdit olarak görüyordu, bunu ilerleyen zamanlarda bana kendisi de itiraf etti..
ebrunun sevgisi aşktan ziyade saplantıya daha yakın bir yerlerdeydi ve ben olmaz ama, olur ya bir gün bir şekilde aramızdaki şeyler son bulacak gibi olursa, neler olabileceğini düşünemiyorum bile (çok fazla "olmak" fiili kullandım farkındayım)..
başlık yok! burası bom boş!