/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
  1. 101.
    +3
    48

    karşımda olsan sesini duysam daha anlamlı şiir olur benim için dedi hep
    bazen o beni teselli etti bazen ben onu
    tam çıkmaza girip ikimiz birden özlem moduna geçince
    bazen ağlaştık
    isyan ettik
    ama sevgimizi hiç kaybetmedik
    hiç bir zaman laf olsun diye seni seviyorum demedim
    hiç bir zaman içimden gelmeden seni özlüyorum da demedim
    çoğu zaman dayanamıyorum binip geliyorum desede
    hep ikna ettim gelmemesi konusunda
    okulunun her zaman benden daha önemli olduğunu söyledim
    ilk başlarda çok sıkıldı bu okul konusunda söylediklerimden
    bizi ayıran şey okul değil mi zaten dedi her seferinde
    bu arada alanyadaki turist sayısında kış mevsimi nedeni ile azalma olduğu için
    işler de doğru orantılı bir şekilde azaldı
    babası ebrunun yokluğunda iki kere geldi dükkana
    bir tanesinde yine tavla oynadık
    diğerinde de çay içip konuştuk sadece
    ebrunun her konusu açıldığında
    üzerine toprak attım muhabbetin
    her iki gelişinde de eve davet etti beni
    ama evlerine gitsem herşey ebruyu hatırlatacağı için kendimi daha fazla üzmek istemedim
    bunu da açık bir dille babasına anlattım
    hak verdi
    zaten dükkanda her tarafa bakışımda onu görüyor sebebsiz yere durup dururken
    darlanıp üzülüyordum
    zordu onsuzluk **bende kendimi sağdaki soldaki esnaflarla geyiğe vurarak zaman geçirmeye
    çalışıyordum
    gelen turistlerle makara yapıyordum
    ebru geleceği tarihi söyledi
    ramazan bayramı
    günler yaklaştıkça heyecanım daha da arttı
    beraberce kalan günler saat dakika ve saniye olarak hesaplanıp matemetiğimiz güçlendirildi
    az kaldı diyerek birbirimizi tesselli ettik.
    bir gün sabah hiç atmadığı bir saatte mesaj attı
    bende yenip kalkmış dükkana gidiyordum
    -günaydın aşkım yazıyordu
    -günaydın uyuyamadın mı yoksa dedim
    -ben senin gibi bu saatlere kadar uyuyorum mu sandın dedi
    saat 10 civarıydı
    -gece rahat bırakmıyorsun ki uyuyayım da erken kalkayım dedim
    -göndermeyeyim istersen bir daha??ne yapıyorsun bu arada dedi
    -sana mesaj parası yetiştirmek için çalışmaya gidiyorum dedim
    -hayırlı işler dedi
    ben dükkana geldim
    kepenkleri açtım
    dışarı çıkarılması gereken malları çıkardım
    sonra dükkanın önü toz yapmasın diye dışarıya su fışkırtırken yoldan geçen tek tük turiste de
    onlara su fışkırtıyormuş gibi yapıp makara yaptım
    sabah sabah kendi kendimi eğlendirmekti benim ki
    dükkandan içeri girdim ama
    sonra dükkana vuran güneşi engelleyen bir gölge gördüm
    dönüp baktım kim diye
    karşımda gördüğüm kişinin bende uyandırdığı duygu
    şaşkınlık değildi
    ne gülebildim ne ağlayabildim
    suratımdaki mallık ifadesini kim olduğunu söyleyeyim siz tahmin edin
    ebru
    o an ayaklarım ilk adımı atabilse o güne kadar kırılmış kısa kulvar sprintçilerden bile daha hızlı koşarak o
    rekorun dıbına kordum ama
    atamadım
    dondum kaldım
    bir gün sonra gelecekti amk.
    sonra beynim ellerime hükmedebildi sadece aslında kendimi tokat manyağı yapıp rüya mı gerçek mi onu
    test etmek istiyordum ama
    saçlarımı düzeltebildim sadece
    evet amk. ebruydu işte. sonra konuştu bile
    -hasta edeceksin turistleri niye su fışkırtıyorsun onlara dedi
    gülümsedim şuursuzca
    bana yaklaştı kıpırdayamadım bile
    sarıldı
    vay amk. öyle duygunun
    belimi saran ellerine kurban olduğum yanımdaydı
    sonra yanağımda bir öpücük almaya çalışırken
    -dur orucumu bozacaksın dedim
    -iftarı bekleyeyim o zaman dedi
    -sensizlik orucumu erken açtın hayırdır dedim
    -hoca bazen erken okuyor işte dedi
    -o hoca en büyük din adamıdır gönlümün dedim
    -bizim eve ezan sesi duyulmadı henüz dedi
    -haberleri yok mu geldiğinden dedim
    -yok söylemedim senin gibi yarın geleceğimi sanıyorlardı dedi
    -ne zaman eve gideceksin dedim
    -akşam iftara beraber gideriz ama ben niyetli değilim haberin olsun dedi
    -aç mısın dedim
    -biraz dedi —ne yersin canım dedim
    -menüde ne var dedi
    -simitçiden simit. tostçudan tost. pastaneden de ne istersen dedim
    -çeyrek tost yeter dedi
    diafondan yarım tost istedim.
    -çeyrek yeter bana dedi
    -küfür eder şimdi adam çeyrek tost mu olur ilkokullu gibi dedim
    -ne içersin dedim
    -kahve söyle de uykum açılsın dedi
    -bir dakika sen ne zaman geldin dedim
    -saat 8 de alanyaya indim dedi
    -peki ben gelinceye kadar ne yaptın dedim
    -seni bekledim dedi
    -annenlere gidip sonra gelseydin bari yada haber verseydin erken kalksaydım dedim
    -en çok kimi özlediysem ilk onu görmek istedim dedi
    -otobüsde uyuyabildin mi dedim
    -sence dedi??
    -ben seni görmeye geliyor olsam bırak uyumayı her otobüs durduğunda küfür ederdim şoföre dedim
    -bende etmedim sayılmaz. dedi
    vay amk. uyumadıysa uyuması lazımdı bu kızın zira akşam onlara yemeğe gidecektik
    ama bu uykusuzlukla ebru iftara bile çıkmadan uyurdu
    önemli olan iftar yemeği değilde onu öpebilecek olmamdı
    onu uyutmam lazımdı ama nasıl
    dükkanda yatacak yer yok.
    kız yanıma gelmiş sana bir apart tutayım yat biraz desem muhtemelen benden ayrılmak istemeyeceği için
    kabul etmeyecek
    tabure de uyunmaz
    eve git desem o zaten planı kurmuş akşam ailesine ben geldim diye sürpriz yapmayı düşünüyor
    vay amk. saksı durdu
    nasıl yapsam ne etsem diye düşünürken
    tost u geldi
    biraz daha düşünme fırsatı buldum
    tostunu yedi
    bir yandan da bana bakıp bakıp sevgi ile gülüyordu
    dışarı çıktım dışardaki malları içeri almaya başladım
    o bana ne yapıyor acaba diye bakarken
    dükkanın kepengini de yarıya kadar indirip
    -hadi gidiyoruz dedim
    -nereye dedi
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster