/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 101.
    +5
    47

    zamanın hızlı geçmesi için eksta bir iki dua daha öğrenmem gerekiyordu
    çünkü artık akşam olup onunla buluşmayı beklemeyecektim sadece
    ayrılık ne zordu lan
    sevdiğini gönülde tutup gurbete yollamaktı benimki
    kalk gidelim diye kendimi kaldırdım
    ayağa kalktığımda hala aklıma gidecek yer gelmedi
    yok aga yok dayanılmıyordu amk
    ayağa kalktım
    bir tekele girip 5 tane bira aldım
    ilki beni saçma sapan yürüyen ne düşündüğünü bilemeyen birine çevirmeye yetti
    evet gittim
    yatağa yattım
    dünya hem sağdan sola hem yukarıdan aşşağıya dönüyordu
    ben yatakta uykunun kıblesini aradım durdum saatlerce
    akşam üzeri kaltığımda saat 4 olmuştu
    yataktan çıkıp hayata dönmek benim için çok zordu
    o koma halimle günlerce yatmak istedim
    • *ama işe de gitmek gerekiyordu
    duş aldım kendime gelmek için
    sonra kendimi toplamaya çalışarak hayata adapte olmaya çalıştım
    ama telefona bakmaktan da korkuyordum
    adaptasyon sürecimi mahvedecek
    bana yüzde 5 alkollü göz yaşlarını tekrar akıtacak bir mesaj almak başlıca korkumdu
    ama ne yaparsanız yapın yarağa hep merakla koşarsınız
    baktım telefona
    bir tane mesaj
    ebrudan
    -şimdiden bu kadar özlenir mi bir insan yazıyordu
    -denizin içinde boğulmakta olan bir balıkken bana insan olduğumu hatırlattın. bende seni özledim güzel
    insan dedim
    özlenmez mi amk. bende özledim işte.
    gib gib yazmaya devam et böyle mesajlar
    baktım olacak gibi değil beyler
    zaten yediğim yannan zütümden taşmış aşık olmakla
    böyle devam ederse gönüldeki şampiyonluk hep averajla ikici sırada kalacaktı
    taktik bulmak lazımdı da
    var mı amk ayrılığa bir çare
    kim bulmuş ki biz bulalım **tek yapılacak şey ben seni özledim
    sen beni özledin
    birbirimizi özlüyoruz
    peki 4 sene boyunca beraber değilken
    o ankarada ben alanyadayken
    birbirimize yazdığımız her mesajın sonuna seni çok özledim eklemek kime fayda getirirdi??
    sadece biraz daha üzülmek
    parmakların bir kaç tane fazla tuşa basması
    bir saatten sonra seni çok özledim cümlesi rutinleşecek
    kimi zaman yazmak zorunda hissedeceğimizden
    kimi zamanda en içten şekilde yazacaktık ama
    hangisi olduğu da bir zaman sonra tartışmalı ofsayt pozisyonu misali aşk maçınında mazi kalıp gidecekti
    bir de telefon şirketinin veliahtlarına süper bir gelecek hazırlamaktan başka bir şey olmayacaktı
    bu olayı ebru ile de konuşmak gerekiyordu
    her baktığımda beni titreten birisi ile günler geçtikçe monotonlaşacak bir ilişki istemiyordum çünkü
    aşk bana ne kadar şimdilik acı veriyor olsada
    bir ayrılığın ikimizin arasına böyle girmesine engel olmam lazımdı
    -annenler ayrılıp yalnız kaldığında ve kendini biraz toparladığında bana mesaj at arayacağım seni
    konuşmamız lazım
    dedim
    -yani hiç sesini duyamayacak mıyım dedi
    -gerçekten duymak istiyorsan erken toparlarsın kendini dedim
    konuşma randevusunu almıştım **mutlaka ne konuşacağımı merak edeceği için anneleri gider gitmez
    yalandan toparladım diye bana mesaj atacaktı
    kadın milleti alayı aynı amk. benim de önümde nerden baksan bir gün vardı çünkü anneleri orda kalacaktı
    bir gece
    elime defter kitap alıp konuşma taslağı çıkarmaya çalıştım boş zamanlarımda
    o kadar dertli birşey yazıp bunalım üstüne bunalım eklememeliydim
    aslında o telefon konuşmasına kadar geçen süre bana birşey öğretmişti
    yazarken özlem acısı azalıyordu içimdeki başka şeyleri düşündüğüm için
    ebruya yazacaklarımı hazırladım
    ebru yine bir kaç tane özlem içerikli ve aşkını belirten mesaj attı
    sonra bir mesaj daha
    -kalbim sendeyken kendimi toparlamış saymasam da yine de ağlamıyorum en azından dedi
    -hep ağladın mı annenler ordayken de dedim
    -annem benden çok ağladı. bana hak verdiğini söyledi. dedi
    -tamam hazır olunca haber ver o zaman dedim
    -galiba hazırım dedi
    aradım
    -senden bir söz daha istiyorum dedim.
    -bende seni özledim kelebek bey. dedi imalı imalı
    uzun bir süre sonra gülmek geldi içimden
    -hiç de komik değil.ben burda ölüyorum sen gülerek söz istiyorsun benden dedi
    -toparlanınca tekrar arayayım ben seni istersen dedim
    kızmış olsa gerek telefonu kapattı
    hemen arkasından o aradı bu defa
    —alo dedim
    -pardon dedi
    -önemli değil alışmaya başlamak şimdiden dedim
    -neye alışmaya dedi
    -aramızdaki mesafe mutlaka gerginleştirecek bizi sinirimizi birbirimizden alacağız mutlaka.
    seni sevdiğim kadar kimseyi sevmedim. aslında ben kimseyi sevmemişim sana kadar
    haliyle sensizliğide ilk defa yaşayacağım seni çok sevmeme rağmen
    en az senin kadar tecrübesizim senleyken yalnızlığa.
    ama böyle devam etmesi halinde sadece birbirimizi üzeceğimizi sende biliyorsun.
    bunlar sadece başlangıç
    daha ben senden sen benden şüpheleneceksin başkası var mı diye
    hep merak edeceksin. beni aldatıyor mu diye
    hep kendimize soracağız acaba sevgisi azalıyor mu diye.
    şimdiki duygularla açık konuşmak gerekirse ne başkası olur ne de sana sevgim azalır
    ama gelecek ne gösterir bilinmez ama geleceğe ikimizin birbirimize takınacağı tavırlar yön vereceği de bir
    gerçek
    iki haftamı hiç işim olmayan biri yüzünden mahvettin.
    kendine göre gerekçelerinde vardı
    haklı da olabilirsin kendince
    ama seni bu kadar seviyor olmam
    en azından sen bana tekme atarken popomda hissettme hakkı veriyor sanırım
    daha da açık konuşmak gerekirse
    tarkanı tekrar dinle.
    benim için gerçekten bir hayalsin bir macera
    seni seviyorum demek bile kalbimde parçalanmalar yapıyor
    sana bakmaya ve koklamaya doyamayacağım uzun bir süre
    ilk gün seninle tanıştığımızda ki sarhoşluk var hala üzerimde
    lütfen ayıltmaya çalışma beni sarhoşun da olsam izin ver hep seveyim dedim **tam olarak nedir amacın
    dedi
    -ben sana atla gelmedim. prensin olmayı haketmiyor da olabilirim. aklının bugüne kadar hayal ettiği birisi
    olmadığım için
    şu an benim için delice attığına inandığım kalbini benim için atmaktan vazgeçirmesinden
    korkuyorum.ama vereceğin her karara da saygı duyuyorum
    beni sevmek zorunda değilsin.ama dürüst olmak zorundasın. beni peşinde kopacağını bile bile bir halata
    bağlayıp süründürme lütfen
    inanmıyorsan biraz dur ben kendim çözeyim halatı dedim
    -sen beni sevmiyor musun kelebek dedi
    -çok seviyorum dedim. düşünmeden
    -benim seni sevdiğime inanıyor musun dedi
    -inanıyorum dedim
    -o zaman şimdilik bunları unut.şu üzüntü halimize bir çözüm düşün dedi
    -koşarak gelsem kaç dakika ankara acaba dedim
    -belli oldu hızlı düşününce iyi kararlar veremiyorsun dedi. gülümseyerek
    -hayır dedim çok doğru bence
    -koşarak gelmek mi çok mantıklı dedi
    -hayır seni güldürmek dedim
    -tamam ama sapık fıkralarından beni uzak tut hatta babama bile anlatma dedi yine gülerek
    -tamam dedim.
    -ayrıykenki zamanlarımızı kalbimizi kandırarak geçirelim yani diyorsun dedi
    -çok mu acele etmişim düşünürken dedim
    -zaman gösterecek dedi
    -öpüyorum dedim
    -kimi dedi
    -seni dedim
    -kapatma hemen dedi
    -sıkıldım ama dedim
    -bu kadar kötü espriler yapacaksan başka çözümler bul lütfen dedi
    -bir de düşünerek arayayım çözümü o zaman dedim
    -düşünmeye dalmadan önce bir öp o zaman dedi
    -öptüm dedim
    -hadi iyi geceler dedi
    -aaa kapatıyor musun dedim
    -evet sıkıldım dedi
    telefonu kapattı
    arkasından bir mesaj attı
    -gördün mü ne kadar kötü espriymiş dedi. gülerek
    -iyi geceler dedim
    sanada dedi
    sonra içimdeki üzüntü hafifledi
    gülüyordum bile onu düşünerek uyumaya çalışırken
    bir iki mesaj daha attı ve onsuz geçen gece sayısını ikiye çıkaran uykuya daldım **günler günleri takip
    etti.
    ilk başlarda çok zorlansakta haftalar geçmeye başlayınca alışmaya başladık
    ben onu eğlendirmek için uzaktan uzağa ne kadar takla atılabilirse attım
    ona mektuplar içinde şiirler yazıp gönderdim
    her seferinde hiç beğenmediğini söyledi
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster