-
101.
+547Tümünü Göster
zamanın hızlı geçmesi için eksta bir iki dua daha öğrenmem gerekiyordu
çünkü artık akşam olup onunla buluşmayı beklemeyecektim sadece
ayrılık ne zordu lan
sevdiğini gönülde tutup gurbete yollamaktı benimki
kalk gidelim diye kendimi kaldırdım
ayağa kalktığımda hala aklıma gidecek yer gelmedi
yok aga yok dayanılmıyordu amk
ayağa kalktım
bir tekele girip 5 tane bira aldım
ilki beni saçma sapan yürüyen ne düşündüğünü bilemeyen birine çevirmeye yetti
evet gittim
yatağa yattım
dünya hem sağdan sola hem yukarıdan aşşağıya dönüyordu
ben yatakta uykunun kıblesini aradım durdum saatlerce
akşam üzeri kaltığımda saat 4 olmuştu
yataktan çıkıp hayata dönmek benim için çok zordu
o koma halimle günlerce yatmak istedim
• *ama işe de gitmek gerekiyordu
duş aldım kendime gelmek için
sonra kendimi toplamaya çalışarak hayata adapte olmaya çalıştım
ama telefona bakmaktan da korkuyordum
adaptasyon sürecimi mahvedecek
bana yüzde 5 alkollü göz yaşlarını tekrar akıtacak bir mesaj almak başlıca korkumdu
ama ne yaparsanız yapın yarağa hep merakla koşarsınız
baktım telefona
bir tane mesaj
ebrudan
-şimdiden bu kadar özlenir mi bir insan yazıyordu
-denizin içinde boğulmakta olan bir balıkken bana insan olduğumu hatırlattın. bende seni özledim güzel
insan dedim
özlenmez mi amk. bende özledim işte.
gib gib yazmaya devam et böyle mesajlar
baktım olacak gibi değil beyler
zaten yediğim yannan zütümden taşmış aşık olmakla
böyle devam ederse gönüldeki şampiyonluk hep averajla ikici sırada kalacaktı
taktik bulmak lazımdı da
var mı amk ayrılığa bir çare
kim bulmuş ki biz bulalım **tek yapılacak şey ben seni özledim
sen beni özledin
birbirimizi özlüyoruz
peki 4 sene boyunca beraber değilken
o ankarada ben alanyadayken
birbirimize yazdığımız her mesajın sonuna seni çok özledim eklemek kime fayda getirirdi??
sadece biraz daha üzülmek
parmakların bir kaç tane fazla tuşa basması
bir saatten sonra seni çok özledim cümlesi rutinleşecek
kimi zaman yazmak zorunda hissedeceğimizden
kimi zamanda en içten şekilde yazacaktık ama
hangisi olduğu da bir zaman sonra tartışmalı ofsayt pozisyonu misali aşk maçınında mazi kalıp gidecekti
bir de telefon şirketinin veliahtlarına süper bir gelecek hazırlamaktan başka bir şey olmayacaktı
bu olayı ebru ile de konuşmak gerekiyordu
her baktığımda beni titreten birisi ile günler geçtikçe monotonlaşacak bir ilişki istemiyordum çünkü
aşk bana ne kadar şimdilik acı veriyor olsada
bir ayrılığın ikimizin arasına böyle girmesine engel olmam lazımdı
-annenler ayrılıp yalnız kaldığında ve kendini biraz toparladığında bana mesaj at arayacağım seni
konuşmamız lazım
dedim
-yani hiç sesini duyamayacak mıyım dedi
-gerçekten duymak istiyorsan erken toparlarsın kendini dedim
konuşma randevusunu almıştım **mutlaka ne konuşacağımı merak edeceği için anneleri gider gitmez
yalandan toparladım diye bana mesaj atacaktı
kadın milleti alayı aynı amk. benim de önümde nerden baksan bir gün vardı çünkü anneleri orda kalacaktı
bir gece
elime defter kitap alıp konuşma taslağı çıkarmaya çalıştım boş zamanlarımda
o kadar dertli birşey yazıp bunalım üstüne bunalım eklememeliydim
aslında o telefon konuşmasına kadar geçen süre bana birşey öğretmişti
yazarken özlem acısı azalıyordu içimdeki başka şeyleri düşündüğüm için
ebruya yazacaklarımı hazırladım
ebru yine bir kaç tane özlem içerikli ve aşkını belirten mesaj attı
sonra bir mesaj daha
-kalbim sendeyken kendimi toparlamış saymasam da yine de ağlamıyorum en azından dedi
-hep ağladın mı annenler ordayken de dedim
-annem benden çok ağladı. bana hak verdiğini söyledi. dedi
-tamam hazır olunca haber ver o zaman dedim
-galiba hazırım dedi
aradım
-senden bir söz daha istiyorum dedim.
-bende seni özledim kelebek bey. dedi imalı imalı
uzun bir süre sonra gülmek geldi içimden
-hiç de komik değil.ben burda ölüyorum sen gülerek söz istiyorsun benden dedi
-toparlanınca tekrar arayayım ben seni istersen dedim
kızmış olsa gerek telefonu kapattı
hemen arkasından o aradı bu defa
—alo dedim
-pardon dedi
-önemli değil alışmaya başlamak şimdiden dedim
-neye alışmaya dedi
-aramızdaki mesafe mutlaka gerginleştirecek bizi sinirimizi birbirimizden alacağız mutlaka.
seni sevdiğim kadar kimseyi sevmedim. aslında ben kimseyi sevmemişim sana kadar
haliyle sensizliğide ilk defa yaşayacağım seni çok sevmeme rağmen
en az senin kadar tecrübesizim senleyken yalnızlığa.
ama böyle devam etmesi halinde sadece birbirimizi üzeceğimizi sende biliyorsun.
bunlar sadece başlangıç
daha ben senden sen benden şüpheleneceksin başkası var mı diye
hep merak edeceksin. beni aldatıyor mu diye
hep kendimize soracağız acaba sevgisi azalıyor mu diye.
şimdiki duygularla açık konuşmak gerekirse ne başkası olur ne de sana sevgim azalır
ama gelecek ne gösterir bilinmez ama geleceğe ikimizin birbirimize takınacağı tavırlar yön vereceği de bir
gerçek
iki haftamı hiç işim olmayan biri yüzünden mahvettin.
kendine göre gerekçelerinde vardı
haklı da olabilirsin kendince
ama seni bu kadar seviyor olmam
en azından sen bana tekme atarken popomda hissettme hakkı veriyor sanırım
daha da açık konuşmak gerekirse
tarkanı tekrar dinle.
benim için gerçekten bir hayalsin bir macera
seni seviyorum demek bile kalbimde parçalanmalar yapıyor
sana bakmaya ve koklamaya doyamayacağım uzun bir süre
ilk gün seninle tanıştığımızda ki sarhoşluk var hala üzerimde
lütfen ayıltmaya çalışma beni sarhoşun da olsam izin ver hep seveyim dedim **tam olarak nedir amacın
dedi
-ben sana atla gelmedim. prensin olmayı haketmiyor da olabilirim. aklının bugüne kadar hayal ettiği birisi
olmadığım için
şu an benim için delice attığına inandığım kalbini benim için atmaktan vazgeçirmesinden
korkuyorum.ama vereceğin her karara da saygı duyuyorum
beni sevmek zorunda değilsin.ama dürüst olmak zorundasın. beni peşinde kopacağını bile bile bir halata
bağlayıp süründürme lütfen
inanmıyorsan biraz dur ben kendim çözeyim halatı dedim
-sen beni sevmiyor musun kelebek dedi
-çok seviyorum dedim. düşünmeden
-benim seni sevdiğime inanıyor musun dedi
-inanıyorum dedim
-o zaman şimdilik bunları unut.şu üzüntü halimize bir çözüm düşün dedi
-koşarak gelsem kaç dakika ankara acaba dedim
-belli oldu hızlı düşününce iyi kararlar veremiyorsun dedi. gülümseyerek
-hayır dedim çok doğru bence
-koşarak gelmek mi çok mantıklı dedi
-hayır seni güldürmek dedim
-tamam ama sapık fıkralarından beni uzak tut hatta babama bile anlatma dedi yine gülerek
-tamam dedim.
-ayrıykenki zamanlarımızı kalbimizi kandırarak geçirelim yani diyorsun dedi
-çok mu acele etmişim düşünürken dedim
-zaman gösterecek dedi
-öpüyorum dedim
-kimi dedi
-seni dedim
-kapatma hemen dedi
-sıkıldım ama dedim
-bu kadar kötü espriler yapacaksan başka çözümler bul lütfen dedi
-bir de düşünerek arayayım çözümü o zaman dedim
-düşünmeye dalmadan önce bir öp o zaman dedi
-öptüm dedim
-hadi iyi geceler dedi
-aaa kapatıyor musun dedim
-evet sıkıldım dedi
telefonu kapattı
arkasından bir mesaj attı
-gördün mü ne kadar kötü espriymiş dedi. gülerek
-iyi geceler dedim
sanada dedi
sonra içimdeki üzüntü hafifledi
gülüyordum bile onu düşünerek uyumaya çalışırken
bir iki mesaj daha attı ve onsuz geçen gece sayısını ikiye çıkaran uykuya daldım **günler günleri takip
etti.
ilk başlarda çok zorlansakta haftalar geçmeye başlayınca alışmaya başladık
ben onu eğlendirmek için uzaktan uzağa ne kadar takla atılabilirse attım
ona mektuplar içinde şiirler yazıp gönderdim
her seferinde hiç beğenmediğini söyledi
başlık yok! burası bom boş!