/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 51.
    +1
    chapter; kacmak

    beni ben eden herseyden kacmak, en buyuk yetenegim buydu. kendimle yuzlesmektense kacmak cok daha cazip geliyordu. hepiniz gibi benimde icimde bir saatli bomba vardi. ve olume tikliyordu. ne kadar kacarsam kacayim o bomba patlayacakti. saatimiz hic nankor degil tikir tikir isliyor. ve bombamiz patlayacak.

    kacaktim ve azili bir takipcim vardi, her an nefesini ensemde hissediyordum. nereye gitsem pesimdeydi. izlerimi takip ede ede geliyordu hep. en buyuk hapishane insanin kendisine kurdugudur. ve ben bir daha donmeyecektim oraya. surek avi uzun zaman once baslamisti. hapishane de rutini yapan huzurlu bir mahkum olmaktansa, korkular icinde kacmayi secmistim. beni kendime teslim etmeyecektim. sonu ne olursa olsun kacmaya degerdi. sadece kendimden degil ulkemin kurallarindan, istemedigim halde bana dayatilanlardan da kaciyordum. oysa 6 ay askere gidebilsem, benimde bir meslegim olabilirdi. belki bir kizim olurdu. facebook a mutlu aile resimlerimi atardim.

    bu kadar elemani nasil besliyorsun dedim. esrarla dedi. nasil yani der gibi yuzune baktim. esrar veriyorum onlara onlarda islerini yapiyorlar dedi. aklim almiyordu esrar karsiligi kim calisirdi lan. sigrasini icli bir sekilde cekerek, unutmak zor istir ben onlara bunu veriyorum diyordu. sesi boguklasmisti, bir kac kuru oksurukten sonra toparladi kendini. cebinde para var mi dedi? var dedim. ver bana dedi cikardim 20 dolar verdim. bak dedi bu kagit, sonra ayaga kalkti zulasindan bir kitapla geldi. bu ne dedi, kitap dedim. yokkkkk bu da kagit dedi. parayi gostererek bunun ustunde ne yaziyor dedi. en belirgin olan seyi soyledim 20. peki bu kitapta ne yaziyor dedi ( kitabin ismini soylemeyecegim eksici pic olaylarindan gina geldi) dedim bunlar sunlar vs yaziyor. bak dedi ikisi de kagit, yarin bir coffee shop a gitsen hangisi ile coffee alirsin dedi. 20 dolarla dedim. tekrar bana dondu, 20 yi bilmen yeterli dedi. kendini doyurmak icin 20 yeterli, diger elindeki kitabi tutarak, bunu para diye kasiyere uzatsan, bir seyler alabilirmisin dedi. uzerinde 20 dolar yazan kagitla, uzerinde dunyalar yazan kagidin hikayesi idi bu, ve sizinde bildiginiz gibi, 20 dolar o kitabi da satin alabilirdi.

    birbirimizi anliyor olmanin verdigi huzurla, biraz durulduk. elemanlar, hayatimda gormedigim kadar otla yuklu torbalarla geliyordu. eleman bana donup, hava atarmiscasina, avustralyayi ben uyusturuyorum lan dedi. o an icimde, bir nefret olustuysa da belli etmedim. ne cesit bir intikamdi bu? o tarlada toplanan otlar, bir agizdan girip, derin bir ic cekisle bunyeler de gecici huzura gebeydi. huzursuzlandigimi anlamisti. gel dedi, bana imparatorlugunu tanitacakti.

    gozumun gordugu yer esrar tarlasiydi. durduk. eline bir cocuk alirmis gibi, usulca ve sevkatlice bir tanesini kavradi, bana dondu, gor kimin kafasi guzel olacak bununla dedi. o an esrardan ote binlerce kafa goruyordum tarlada, henuz haberleri yoktu bu aksam esintisinden ama. bu otlar o kafalari dolduracakti. koca bir tarla derin bir ic cekise gebeydi. esrar icmelerinden dolayi kendini kaybeden arkadaslarimi hatirladikca, daha da bir zorlasiyordu bu tarlada yurumek. dunyaya bahsedilmis huzur bir tarlaydi yanibasimda. ben yine huzursuzdum koca esrar tarlasi icinde. binlerce kafa boylu boyunca uzaniyordu onumde. sirf nedensiz gulebilmek icin. elemani takip ettim, tum imparatorlugunu bana gosterdi. polisle olan iliskisini anlatti. isin ilginci parasi ancak bu carki dondurmeye yetiyordu.

    ac tavugun dari ambarinda olmasi gibi, arkadaslarim goz kapaklarini bile zor kaldiriyordu. iclerinden birisi bana surekli ic bu suyu diyordu. elinde bir bardak suyla gelip ic bunu diyordu. her defasinda iciyordum. ertesi sabah bana, sana su veriyordum, cunku elimdeki su cennetin suyuydu, icersen sende oraya geleceksin diye sana veriyordum dedi. cennet bu kadar kolaymiy di la bir cigara uzaktamiy di? bende bir duman ceksem, herseyi unutacakmiydim. yani kisa sureligine bile olsa bende bunlari hissedecekmiydim. bildigim bir sey vardi. huzursuzlugumu huzuruma kurban etmeyecektim. hikayem boyle baslamisti boyle devam edecekti

    tarlanin sahibi ile benim disimda kimse ayik degildi. eleman bak dedi bana, iste dunya boyle yonetiliyor. ben yalanci cennetin bekcisiyim, tarlalarimda ki kolelere bak, hepsi beni bekliyor. hepsi huzurumu bekliyor. anlamistim. imparatorlugunun buyuklugunu, artik icimdeki kizginlik ta gecmisti ona karsi. dag basinda yasayabilmenin, nelerden gectigini biliyordum artik. bir yanardagdi orasi kulleri ile bunyeleri yakan. ve kendi cehennemlerinde yanmaya gonullu bir cogunluk vardi asagida. bizim elemanlar gotu yavas yavas toparlarken, arkamizda esrar tarlalarini birakacaktik, vitrini ineklerle suslenen.

    zula da kaliteli esrar gaz pedalina abaniyordu arkadasim. bense bir daha tadip tatmayacagimi bilmedigim saraplarla arkadaydim yine. cebimde de elemanin numarasi vardi. basima birsey gelirse arayayim diye. camdan bakiyordum, koca vadi bulutlar altindaydi. dumanli bir kafa gibi ardimizda usulca kuculuyordu. niye dumanli diye sormadim kendime, cunku dumanliydi. ayni duman minibus in icindeydi. cigarayi ceken agacin yapraginda bile gulecek bir neden buluyordu.
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster