+2
36- Fakat onu doğurduğunda -Allah onun ne doğurduğunu daha iyi bilirken- dedi ki: “Rabbim, doğrusu bir kız (çocuğu) doğurdum. Erkek ise, kız gibi değildir. Ona Meryem adını koydum. Ben onu ve soyunu o taşa tutulmuş (kovulmuş) şeytandan Sana sığındırırım.”
37- Bunun üzerine Rabbi onu güzel bir kabulle kabul etti ve onu güzel bir bitki gibi yetiştirdi. Zekeriya’yı ondan sorumlu kıldı. Zekeriya her ne zaman mihraba girdiyse, yanında bir yiyecek buldu: “Meryem, bu sana nereden geldi?” deyince, “Bu, Allah Katındandır. Şüphesiz Allah, dilediğine hesapsız rızık verendir” dedi.
38- Orada Zekeriya Rabbine dua etti: “Rabbim, bana Katından tertemiz bir soy armağan et. Doğrusu Sen, duaları işitensin” dedi.
39- O mihrapta namaz kılarken, melekler ona seslendi: “Allah, sana Yahya’yı müjdeler. O, Allah’tan olan bir kelimeyi (isa’yı) doğrulayan, efendi, iffetli ve salihlerden bir peygamberdir.”
40- Dedi ki: “Rabbim, bana gerçekten ihtiyarlık ulaşmışken ve karım da kısırken nasıl bir oğlum olabilir?” “Böyledir” dedi, “Allah dilediğini yapar.”
41- (Zekeriya) “Rabbim, bana bir alamet (ayet) ver.” dedi. “Sana alamet, işaretleşme dışında, insanlarla üç gün konuşmamandır. Rabbini çokça zikret ve akşam sabah O’nu tesbih et.” dedi.
42- Hani melekler: “Meryem, şüphesiz Allah seni seçti, seni arındırdı ve alemlerin kadınlarına üstün kıldı,” demişti.
43- “Meryem, Rabbine gönülden itaatte bulun, secde et ve rüku edenlerle birlikte rüku et.”
44- Bunlar, gayb haberlerindendir; bunları sana vahyediyoruz. Onlardan hangisi Meryem’i sorumluluğuna alacak diye kalemleriyle kur’a atarlarken sen yanlarında değildin; çekişirlerken de yanlarında değildin.
45- Hani melekler, dediler ki: “Meryem, doğrusu Allah Kendinden bir kelimeyi sana müjdelemektedir. Onun adı Meryem oğlu isa Mesih’tir. O, dünyada ve ahirette ‘seçkin, onurlu, saygındır’ ve (Allah’a) yakın kılınanlardandır.”
46- “Beşikte de, yetişkinliğinde de insanlarla konuşacaktır. Ve O salihlerdendir.”
47- “Rabbim, bana bir beşer dokunmamışken, nasıl bir çocuğum olabilir?” dedi. (Fakat) Allah neyi dilerse yaratır. Bir işin olmasına karar verirse, yalnızca ona “ol” der, o da hemen oluverir.”
48- “Ona Kitab’ı, hikmeti, Tevrat’ı ve incil’i öğretecek.”
49- israiloğulları’na elçi kılacak. (O, israiloğulları’na şöyle diyecek:) “Gerçek şu, ben size Rabbinizden bir ayetle geldim. Ben size çamurdan kuş biçiminde bir şey oluşturur, içine üfürürüm, o da hemencecik Allah’ın izniyle kuş oluverir. Ve Allah’ın izniyle doğuştan kör olanı, alaca hastalığına tutulanı iyileştirir ve ölüyü diriltirim. Yediklerinizi ve biriktirdiklerinizi size haber veririm. Şüphesiz, eğer inanmışsanız bunda sizin için kesin bir ayet vardır.”
50- “Benden önceki Tevrat’ı doğrulamak ve size haram kılınan bazı şeyleri helal kılmak üzere size Rabbinizden bir ayetle geldim. Artık Allah’tan korkup bana itaat edin.”
51- “Gerçekten Allah, benim de Rabbim, sizin de Rabbinizdir. Öyleyse O’na ibadet edin. Dosdoğru olan yol işte budur.”
52- Nitekim isa, onlarda inkarı sezince, dedi ki: “Allah için bana yardım edecekler kimdir?” Havariler: “Allah’ın yardımcıları biziz; biz Allah’a inandık, bizim gerçekten Müslümanlar olduğumuza şahid ol” dediler.
53- “Rabbimiz, biz indirdiğine inandık ve elçiye uyduk. Böylece bizi şahidlerle beraber yaz.”
54- Onlar (inanmayanlar) bir düzen kurdular. Allah da (buna karşılık) bir düzen kurdu. Allah, düzen kurucuların en hayırlısıdır.
55- Hani Allah, isa’ya demişti ki: “Ey isa, doğrusu senin hayatına Ben son vereceğim, seni Kendime yükselteceğim, seni inkar edenlerden temizleyeceğim ve sana uyanları kıyamete kadar inkara sapanların üstüne geçireceğim. Sonra dönüşünüz yalnızca Banadır, hakkında anlaşmazlığa düştüğünüz şeyde aranızda Ben hükmedeceğim.”
56- “inkar edenleri ise, dünyada ve ahirette şiddetli bir azapla azaplandıracağım. Onların hiç yardımcıları yoktur.”
57- “iman edip salih amellerde bulunanların ecirleri ekgibsiz ödenecektir. Allah, zalim olanları sevmez.”
58- Bunları Biz sana ayetlerden ve hikmetli zikirden (Kur’an’dan) okuyoruz.
59- Şüphesiz, Allah Katında isa’nın durumu, Adem’in durumu gibidir. Onu topraktan yarattı, sonra ona “ol” demesiyle o da hemen oluverdi.
60- Gerçek, Rabbinden (gelen)dir. Öyleyse kuşkuya kapılanlardan olma.
61- Artık sana gelen bunca ilimden sonra, onun hakkında seninle ‘çekişip-tartışmalara girişirlerse’ de ki: “Gelin, oğullarımızı ve oğullarınızı, kadınlarımızı ve kadınlarınızı, kendimizi ve kendinizi çağıralım; sonra karşılıklı lanetleşelim de Allah’ın lanetini yalan söyleyenlerin üstüne kılalım.”
62- Şüphesiz bu, gerçek bir olayın haberidir. Allah’tan başka ilah yoktur. Ve şüphesiz Allah, üstün ve güçlü olandır, hüküm ve hikmet sahibidir.
63- Eğer yüz çevirirlerse elbette Allah, fesat çıkaranları bilir.
64- De ki: “Ey Kitap Ehli, bizimle sizin aranızda müşterek (olan) bir kelimeye (tevhide) gelin. Allah’tan başkasına kulluk etmeyelim, O’na hiçbir şeyi ortak koşmayalım ve Allah’ı bırakıp bir kısmımız (diğer) bir kısmımızı Rabler edinmeyelim.” Eğer yine yüz çevirirlerse, deyin ki: “Şahid olun, biz gerçekten Müslümanlarız.”
65- “Ey Kitap Ehli, ibrahim konusunda ne diye çekişip tartışıyorsunuz? Tevrat da, incil de ancak ondan sonra indirilmiştir. Yine de akıl erdirmeyecek misiniz?”
66- işte sizler böylesiniz; (diyelim ki) hakkında bilginiz olan şeyde tartıştınız, ama hiç bilginiz olmayan bir konuda ne diye tartışıp-duruyorsunuz? Oysa Allah bilir, sizler bilmezsiniz.
67- ibrahim, ne Yahudi idi, ne de Hıristiyandı: ancak, O hanif (muvahhid) bir Müslümandı, müşriklerden de değildi.
68- Doğrusu, insanların ibrahim’e en yakın olanı, ona uyanlar ve bu peygamber ile iman edenlerdir. Allah, mü’minlerin velisidir.
Tümünü Göster