-1
Altı Gün Savaşı’nda Suriye
Altı Gün Savaşı (1967 Arap-israil Savaşı)
Şubat 1966 darbesinden sonra rejimi Parti vasıtasıyla kontrol etmeyi tercih eden Salah Cedid, ordu üzerindeki nüfuzunu Baas askeri organizasyonundaki taraftarları aracılığı ile devam ettirmeye çalışıyordu. Esad ise, Savunma Bakanlığı ve Hava Kuvvetleri Komutanlığı mevkilerini aynı anda işgal etmesinin avantajlarını kullandı. Çabalarını ise sistemli bir şekilde ordudaki ve özellikle de rejimin gücünün odağı olarak gördüğü savaş birimleri üzerindeki kontrolünü genişletmeye yoğunlaştırdı. Yani Cedid, daha sivil bir nüfuz yöntemi benimserken, Esad ordudaki yandaşlarını arttırıyordu.
1967 yılı Haziran ayı başlarında israil’le yapılan savaşta alınan yenilgi ve Suriye’nin en stratejik bölgelerinden biri olan Golan Tepeleri’nin kaybedilmesi, Suriye ve Mısır’daki radikal sosyalist rejimlere duyulan güveni tamamen yok etti. Bunun Suriye iç politikasına yansıması ılımlılara ve sağcı grupların eline önemli bir koz verme şeklinde olurken, bir diğer sonucu da Esad’ın otoritesini arttıran dönüm noktası haline gelmesidir. 1967 yenilgisinden beceriksiz sivilleri sorumlu tutan Esad, ordu içinde rakibi bulunmadığı için bir yandan kendi etnik grubuna bağlı kişileri etkin mevkilere getirirken, hükümete yönelik eleştirilerini de sıklaştırmaya başladı.
Esad ile Cedid arasındaki tek ihtilaf savaşta alınan yenilgi değildi kuşkusuz. Cedid, israil karşısında çok sert ve militan politikalara başvurarak Filistin silahlı gruplarının (Saika, el-Fetih vb.) Suriye topraklarından Yahudilere yönelik saldırı yapmasına imkan verirken, Esad, bu tür davranışları israil gibi güçlü askeri yapıya sahip bir ülke karşısında Suriye’nin geleceğini tehlikeye atan macera olarak değerlendiriyordu. Bunun yanı sıra, Arap ülkeleri ile ilişkilerde Esad, Cedid’in dış politikasını fazla sert bularak, biraz daha pragmatist ve ılımlı bir tutum sergilenmesi gerektiğini düşünüyordu.
1970 yılı Eylül ayında Ürdün ordusunun, Filistin Kurtuluş Örgütü’ne (FKÖ) bağlı gerillaların kaldığı kamplara yönelik başlattığı saldırı sırasında, Filistinlilere yardım için yaklaşık 200 Suriye tankı Ürdün’e gönderilmişti. Kara Eylül olayları olarak bilinen çatışmalarda Irak’ın da Ürdün Kralına yardım amacıyla gönderdiği 12 bin kişilik askeri güç, Suriye birlikleri ile çatışınca Rakip iki Baas yönetimi, kozlarını paylaşma imkanı buldu. Cedid’in Ürdün kralının devrilmesine yönelik politikasını ve Irak’la karşı karşıya gelmesini benimsemeyen Genelkurmay Başkanı Esad, çatışmalara müdahale edilmesine karşı çıkarak uçak göndermeyi reddetmiş ve Cedid’le ipleri iyice germişti.
Ordunun tamamında gücü eline alan Hafız Esad’ın iki rakibi Başbakan Yusuf Zu’ayyin ile ibrahim Makhus tutuklanmış ve kendisine yakın adamları hükümette önemli görevlere getirilmişlerdi. Birkaç ay sonra Cedid’e direk meydana okuyacak hale gelen Hafız Esad, Baas Partisi’nin ordudaki faaliyetlerini askıya alarak, kendisine bağlı tankları Şam’da kilit noktalara yerleştirdi. 28 Eylül 1970 tarihinde Cemal Abdünnasır’ın ölümü, Esad’a göre Suriye’yi herhangi bir israil saldırısına karşı daha güç ortamlara sürükleyebilirdi. Kısa bir süre sonra, yeni Mısır Başkanı Enver Sedat, Libya ve Sudan ile birlikte bir Arap Federal Birliği kurma kararı aldı. Cedid’e karşın Esad, bu birliğe katılmaya oldukça hevesliydi. Böyle bir zeminde Esad, Cedid’in taraftarlarının bir kısmını evde göz hapsine alırken bir kısmını da görevlerinden uzaklaştırdı. Cedid’in askeri yandaşlarını da pasifize edip Baas’ın askeri kuruluşu olan Saika üzerinedeki kontrolü eline aldı.
1970 yılı 12 Kasım tarihinde toplanan Baas kongresi, Esad’ı ikilik çıkarmakla suçlayıp, Cedid hükümetinin iç ve dış politikasının desteklenmesi kararını aldı. Toplantı ardından harekete geçen Cedid, onu ve yardımcısı Mustafa Talas’ı görevinden almaya kalkıştı. Bunun üzerine Esad son hamle için harekete geçerek, Cedid hükümeti ve Baas’ın tüm yöneticilerini tutuklatarak, yönetime el koydu.
Tümünü Göster