/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 1.
    0
    Başını çevirip bir zütüne bakıyor bir bana bakıyordu, bana baktığındada zütünü işaret ederek göz kırpıyordu. yannanım elimde yavaş yavaş zütüne doğru yaklaşırken “içime girmeden önce ağzını daya” diye fısıldadı. zütünün önüne geldiğimde dizlerimin üzerine çökerek zütünü iki yana ayırıp zaten açık olan züt deliğini dahada açtım. Bilge hoca öyle bir eğilmiştiki züt deliğini yalatmak istediği çok açıktı, yani biraz daha eğilmiş olsa dıbınıda net bir şekilde görecektim ama şuan sadece açık bir şekilde züt deliğini görüyordum. Daha önce hiç züt deliği yalamadığım için biraz garipsemiştim olayı ama ağzımı zütüne sokup dilimi çıkartarak züt deliğine doğru iteklediğimde Bilge hoca kadar olmasada bende zevk alıyordum. Hele bir elini duvardan çekmeden diğer eliyle başımı sıkı sıkı zütüne bastırırken ve nefes almakta zorluk çekerken neredeyse boşalacaktım.

    Hiç abartmıyorum dakikalar boyunca sadece Bilge hocanın zütünü yaladım, zütünün deliğinden içeri dilimi sokmaya çalıştım ve başımı zütüne doğru sert sert bastırırken nefes almak için çabaladım ama hayatımda yaşadığım en farklı deneyimlerden birini o an yaşamıştım. Bir süre sadece zütünü yalattıktan sonra başımı sıkı sıkı tutup zütüne bastırdığı elini dıbına zütürerek dıbını okşamaya başladı. O dıbını okşarken ben bir kaç dakika daha yalamaya devam ettim ve sonrada elini amından çekerek saçlarımdan çekiştire çekiştire beni ayağa kaldırıp “artık girebilirsin, züt deliğimi gibebilirsin” dedi. Uzun uzun yalandıktan sonra Bilge hocanın zütü gevşemişti zaten, yannanımın başını birazcık ittirdiğimde zütünden içeri rahatça girivermiştim. Yalnız o an, yani zütünden içeri girdiğim ilk an Bilge hoca öyle bir inlemiştiki bir anda içine girmeyi bıraktım ve sabir bir şekilde ayakta beklemeye başladım. Yani birinin sesimizi duymuş olabileceğini düşünerek etrafı dinlemeye başladım.

    Ben ürpermiş bir şekilde ses varmı yokmu, acaba biri bizi duydumu gibisinden evham yaparken Bilge hocada elini zütüme doğru uzatarak zütüme bastırırıp fısıltı tonunda “hadi gib, hadi gir, gibsene neden durdun” gibisinden şeyler söylemeye başladı. Sekiz on saniye kadar hiç kıpırdamadan ve Bilge hocanın dediklerini duymamazdan gelerek koridorda birilerinin olup olmadığını anlamaya çalıştım, bir ses duyamayıncada Bilge hocanın zütüne çakmaya devam ettim. Yani çakmak derken lafın gelişi bir çakmadan söz etmiyorum. Bildiğiniz abana abana Bilge hocanın zütünü gibmeye başladım. Koridorda kimsenin olmadığına emin olunca rahat rahat gibişebileceğimi düşünerek sert bir şekilde Bilge hocanın zütünü gibmeye başladım. Ben ne kadar sert girersem oda o kadar derinden inliyor ve zevkten kuduruyordu, bunu bildiğim için bir kaç defa yavaş yavaş girip ardından tüm gücümle çakıyordum.

    Onbeş dakika kadar bir süre boyunca duvara dayayarak züt deliğini gibtim, giberkende iniltilerini can kulağıyla dinledim çünkü öyle güzel inliyorduki zütünü gibmekten ziyade iniltilerini dinlemek beni daha çok azdırıyordu. Ayakta gibişin ardından harita odasının en dibinde duran ve üzerinde bir kaç ıvır zıvırın bulunduğu masaya doğru ilerledik, tabi bu ilerleme sırasında Bilge hocanın zütünden çıkmadım. Masaya kadar yavaş adımlarla ve ikimizde aynı adımları atacak şekilde ilerlemeyi sürdürdük. Masaya vardığımızda ellerini masaya doğru açtırıp birazda orda zütten çakmaya devam ettim. Sonunda “züt deliğim acımaya başladı, birazda amıma gir” deyip masanın üzerine kendini atıverdi. Yattığında bacaklarını kaldırmamı söyledi ve bacaklarını birleştirip sağ yanıma yukarı doğru uzatmış bir şekilde çekerek açığa çıkan, sıkıca birbirine yapışmış dıbının dudaklarının arasından yannanımı iteklemeye başladım.
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster