1. 151.
    0
    #
    Kars Antlaşması
    (13 Ekim 1921)

    Moskova Antlaşması Doğu sınırlarımızda bazı pürüzler bırakmıştı. TBMM Hükümeti ile Sovyet Rusya arasında hiçbir pürüzün kalmamasını gerektiriyordu. Sovyet Rusya kendine bağlı; Ermenistan, Gürcistan ve Azerbaycan’ın TBMM Hükümeti ile anlaşmasını öngördü. Sakarya zaferi’nden sonra bu cumhuriyetlerle yapılan Kars Antlaşması ile doğu sınırımız kesinlik kazandı.
    Ankara Antlaşması
    (20 Ekim 1921)

    Fransızlar, Sakarya zaferinden sonra TBMM Hükümeti ile kesin antlaşmayı imzalamışlardır.

    Ankara Antlaşmasına Göre:

    10. TBMM ile Fransa arasında çatışmalar sona ermiş, Güney sınırımız (iskenderun-Hatay dışında) çizilmiştir.

    11. Hatay’daki Türklere geniş haklar tanındı. Hatay için özel yönetim biçimi uygulanacaktı.

    Sonuç

    12. Bu antlaşma ile Fransa TBMM’yi resmen tanımıştır.

    13. Ankara Hükümeti’nin diplomatik zaferidir.

    14. Fransa Anadolu işgalinde işbirliği yaptığı dostlarından kopmuş, böylece itilaf Blok’u parçalanmıştır.

    15. Güney sorunumuz çözümlenmiştir. Bu cephedeki birliklerin Batı Cephesi’ne kaydırılma imkanı hazırlanmıştır

    Önemi:

    16. Fransız hükümetinin TBMM ile barış antlaşması imzalaması ile galip devletler arasında birlik olmadığı su yüzüne çıkmıştı.
    BÜYÜK TAARRUZ
    (26 Ağustos-30 Ağustos 1922)

    Hazırlık:

    Başkomutan M.Kemal düşmana kesin darbeyi indirmek için hızlı biçimde hazırlıklara girişti.

    17. Doğu ve Güney cepheleri tam anlamıyla güvenlik altına alındığından buralardaki birlikler tam bir gizlilik içinde Batı’ya kaydırıldı.

    18. Ordunun ekgiblikleri giderildi.

    Taarruz:

    M. Kemal Haziran 1922’de taarruz kararı aldı. 6 Ağustos 1922’de orduya gizlice taarruz için hazırlanması emri verildi. M.Kemal Akşehir’e gelerek komutanlarla toplantı yaptı. Toplantıda 26 Ağustos taarruz günü olarak belirlendi. Taarruz Afyon’un güneyinden Dumlupınar yönüne doğru baskın şeklinde başlayacak ve sonra da meydan savaşına dönüştürülerek düşman kuvvetleri tümüyle yok edilecekti.

    26 Ağustos 1922 sabahı saat 05.30 da topçularımızın ateşiyle Kocatepe’den taarruz başladı.Başkomutan Mustafa Kemal de bu esnada taarruzu Kocatepe’den sevk ve idare ediyordu. giblet merkezi 1 inci Ordu da olmak üzere, 1 inci Ordu güneyden, 2 inci Ordu kuzeyden taarruzla, harekat kısa sürede başarılı bir şekilde gelişti. Yunan savunma hattı parçalandı. 26/27 Ağustos gecesi Yunan mevzileri ele geçirildi. 27 Ağustos’ta Türk Ordusu Afyon’u Yunan işgalinden kurtardı. Dumlupınar mevzilerine çekilen düşmana karşı 29 Ağustos’ta taarruz eden ordumuz, 30 Ağustos’ta Yunan ordusunu tamamen kuşatarak büyük bir kısmını imha etmiştir. Düşman Başkomutanı General Trikopis esir alındı. Kütahya’da düşmandan temizlenmiştir. Bu savaşı Başkomutan Mustafa Kemal doğrudan kendisi yönettiği için bu zafere Başkomutanlık Meydan Muharebesi denir.

    Yunan ordusu, Başkomutan Mustafa Kemal’in 1 Eylül 1922’de, Türk ordusuna verdiği, Ordular ilk Hedefiniz Akdeniz’dir. ileri. emri ile izmir’e kadar kovalandı. Yunan işgalindeki tüm yerler tek tek kurtaran Türk ordusu 9 Eylül 1922’de izmir’e girdi.
    Biga, Ayvacık, Bayramiç ce Ezine'nin Calli Ethem Bey (Karabudak) tarafindan Yunan işgalinden Kurtarılması.
    21 Eylül 1922

    Ayvacık'ın Yunan işgalinden Kurtulması: http://www.kultur.gov.tr/...arih_tr.asp?belgeno=41844

    Türk orduları Dumlupınar’dan itibaren Yunan ordularını önüne katarak ilerlemeye başlayınca, durumu öğrenen Ayvacık’daki Yunan makamları daha Eylül’ün ilk haftasından itibaren çekilmeye daha doğru bir ifadeyle, kaçma hazırlıklarına başladılar. Türk birliklerinin izmir’e doğru ilerlediğini öğrenen Yunan komutanlarında, gözle görülür bir telâş başlamıştı. Daha Eylül’ün ilk haftası içinde Ayvacık’daki Yunan birlikleri Küçükkuyu istikametine doğru kaçmışlardı. Ayvacık’da görüştüğümüz Abdülhadi Çınar ile Rıza Usta (Taylan)’ın ifadelerine göre:

    “Küçükkuyu istikametine doğru kaçtılar ve giderken de karşıdaki çamlığı (Ayvacık’ın güneyindeki) ateşe verdiler. Ama bizim çetelerimiz de onlara yollarda kan kusturdular... ” demişlerdi. Hatta işgal sırasında Yunan hesabına çalışan “Altıncı Hoca” çeteler tarafından Papazlık (Altınoluk) da yakalanmış ve Ayvacık’a getirilmişti. Orada iki yıl boyunca halka yaptıklarının hesabı misliyle sorulmuş ve sonra da öldürülmüştü.
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster