-
151.
+10Daha doğrusu şimdilik canlı kalması lazımdı. Çünkü aklımda güzel ve etkili bir eylem vardı. Eylemi açıkladım. Kurultay kabul edince eylemi yapmak için Tulga’ya yola çıktık. Asugan Noyanı da bayıltıp bir ata bağladık. Reyvadin’den Dramug’a, oradan da Rduna Köyü’ye geçtik. Kergitin sınırı sayılan Malayurg Ormanına geldiğimizde bir grup insan bize doğru koşmaya başladı. Biz ne olduğunu anlamadan bize ok atmaya başladılar. Hemen Asuganı arkaya alıp Oklara karşılık verdik. Daha sonra Noyanlarıma kılıç çektirdim. Ben de sırtımdaki kargımı çıkardım. Kargıyı koltuğuma alıp saldırı emri verdim. 5 tane atlı bir anda koşmaya başladık. Benim kocaman kargım düşmana değdiğinde Noyanlarım da kılıçlarını vurmuşlardı. Böylece bozkır susadığı kanı tekrar içmeye başladı. Kargı fazla uzun gelmeye başladığında tekrar onu sırtıma taktım ve kılıcımı çektim. Her kılıcımı savurduğumda bir düşman daha uçsuz bucaksız toprağa ebediyen yatıyordu. Onlar yavaş yavaş geri çekilmeye başladığında Asugan’ı da alıp kovalamacaya başladık. Uzun bir kovalamaca sonrasında Zagush Tepesi’ne çıkarken onları yakaladık ve hepsini kılıçtan geçirdik. Grubun liderini yakaladığımda bana biraz tanıdık gelmişti. Biraz düşününce bunun babam Dhirim’e kaçtığında evlendiği kadından olan çocuğuydu. yani üvey kardeşim. Sanncar Han’ın emrinde ulak olarak çalışmaya başlamış. Unuzdaq’dan Malayurg’a mektup zütürürken de bizi görmüş. Sancar Han’ın “Malayurg Ormanlarında ata binen kimse olmayacak” şeklinde verdiği emre dayanarak bize saldırmışlar. Sonuç olarak, hepsini kesmiştik.
Ben-Beyler, artık durmak yok. Tulga’yı görmeden mola vereni keserim
Asugan-Ama ben yoruldum(Ağlayarak)
Ben-Sen sus lan hıyar deyip kılıcımın kabzasıyla kafasına vurdum.
başlık yok! burası bom boş!