-
1.
+619 yıl süren mutlu evliliklerinin ardından babamı zamansızca kaybettiğinde, annemin bir daha toparlanamayacağından korkuyordum. Bazı günler olurdu, odasından çıkmaz, yemek dahi yemezdi. Mutluluğu için endişelenmeyi bırakıp akıl sağlığı için, son olarak da hayatı için endişelenmeye başlamıştık kardeşimle. Durumu gittikçe kötüleşiyor, tabağında bıraktığı yemek artıkları gittikçe fazlalaşıyordu; sigarasının filtresinin hep daha fazlasını içiyordu, o küçük tütün çubuklarından dumandan çok daha fazlasını çekmek istiyordu sanki.
Kadın gözlerimizin önünde eriyip gidiyordu adeta. Üniversiteyi her ne kadar anneme yakın olabilmek, onun yanında olabilmek adına aynı şehirde kazanmaya çalıştıysam da olmadı, uzak bir şehre yerleştim. Okulumun ilk yıllarında annemin gidişatı her zamanki gibi kötü yöndeydi, artık içinde yaşama isteğini barındıran yorgun kalbi son damlalarını akıtan bir serum torbası gibiydi; büzülüp, içe doğru buruşup kuruması an meselesiydi. Kardeşim annemi yalnız bırakamadığı için üniversiteye dahi gidememişti. Çaresizliği annemin mutsuzluğuyla yarışabilirdi, hissedebiliyordum.
Üniversitede ikinci yılımdı. Bir gün odamda televizyon izlerken telefonum çaldı, arayan kardeşimdi. Kardeşime ait heyecanlı ses, annemin evleneceği haberini verdi bana. Şaşırdım, o kadar şaşırdım ki arayanın gerçekten de kardeşim olduğuna inanamayıp telefonumun ekranındaki ismi kontrol ettim, tekrar tekrar teyit ettirdim. Birden nereden çıkmıştı bu şimdi? inanmayışım o kadar kuvvetliydi ki kulak çeperime dayanmış küçük hoparlördeki ses artık sıkılıp;
“-inanmıyorsan gel, gör. Hem tanışmış olursunuz, annem de çok istiyor seni görmeyi.” dedi.
Birkaç gün sonrasında sınavlarım olmasına rağmen hiç düşünmeden, o an gerekli eşyalarımı ufak bir sırt çantasına doldurup ilk otobüse bindim. Yolculuk boyunca bu adamın nereden çıktığını, daha önce neden hiç bana kendisinden bahsedilmediğini, nasıl biri olduğunu merak edip, evlenmelerindeki bu acelenin sebebini anlamaya çalıştıysam da; altı saatlik otobüs yolculuğumun sonunda sorularım hala kafamda şehrin kötü bir bölgesinin ıslak, karanlık, pis bir sokağındaki bir pavyonun kırmızı-pembe neon tabelası gibi yanıp sönüyorlardı. Hızlı geçtiğine pek sevinemediğim yolculuğumun ardından son bir taksi seferiyle artık bir bakmışım ki, evimin kapısını çalıyordum.
-
çıkarınn beni bu cehennemden
-
ilkokuldayken siniftaki kızları döverdim
-
tylerr dursun burayaa gel
-
cccrammsteinccc günaydın başlığı cügü rekoru
-
maske kafali ibo
-
yatiyom ben ya
-
türkiyenin dünyadan övgü aldığı video
-
ılki inci sozluk 3 ay uyeligi kapatiniz
-
amlı varmı kontrole geldim
-
lahana haşlamiştim kendime
-
köylü dedemi öldürdümmm
-
konstant ile öpüşmek
-
gassaldim
-
gapdan girk beri bag hele
-
biciksüel olmayan gay erkeklere ne denir
-
gözümü ifşalıyorum beyyler
-
kendimle ilgili beklentileri baya dusurdm
-
gay pataklayan allah şahidim olsun ki
-
çaycı hüseyin kendine bir horozz alsa
-
maske kafali ibrahim nikli yazar
-
gran torino sana selam getirdim
-
nee erkek penisimi yalayacaksınız
-
ınci sözlük geyler odası
-
los angeles i serkan inci yakmış
-
gassal izleyen ve ya izlemiş ne kadar insan varsa
-
ne gassalı
-
bazı bayanlar başına gelenleri hak ediyor
-
560bin tl olan adam insan eti satiyor
-
kaka deliğimi emmek isteyennnn
-
elazığ çuf çuf hikayesi
- / 2