-
451.
+20 -1O günü de sürekli konuşarak ve birbirimizi daha çok tanıyarak geçirdik. Çünkü bundan başka yapacak bir şeyimiz yoktu. Devletin bize yardım etmesini ummaktan ve bunun için dua etmekten başka elimizden bir şey gelmiyordu. Gece uyumadan önce birkaç şey atıştırdık ve karşılıklı koltuklarda uykuya dalmaya çalıştık. Mustafa Abiye kendi yatağında yatması için ısrar etsem de bunun daha güvenli olacağını söyledi ve ben de onayladım.
Sabah uyandım ama garip hissediyordum. Sanki vücudumu kontrol edemiyor gibiydim. Çantamı alıp aşağı indim ve apartmanın kapısını açtım. 3 adam bir kadını kovalıyordu. Yardım etmek istedim, ama vücudum buna izin vermiyordu. Beynimle bedenim ters hareket ediyor gibiydi. Kadın beni görünce yardım edin diyerek bana doğru koşmaya başladı ama kayıp yere düştü. Adamlar kadına saldırmaya başladı. Biri boynunu ısırıyor, biri kolunu almış ağzına zütürmeye çalışıyordu. Kadının ölmeden birkaç dakika önceki bana son bakışları, dehşet ve korku dolu yüz ifadesi beynime kazınmıştı sanki.
Bir anda kan ter içinde yatağımdan fırladım. Hepsinin bir rüya olduğunu anladığımda rahatlamam gerekiyordu ancak tarif edilmeyecek duygulara kapıldım. Kadının yemyeşil gözlerindeki çaresizlik aklımdan bir türlü çıkmıyordu. Suçluluk duygusunu bedenimin her tarafında, vücudumun en küçük zerresine kadar hissediyordum. Keşke kurtarsaydım o kadını. Belki de ölümüme neden olacaktı, ama yardım etseydim keşke. Pişmanlık nasıl bir şeymiş ve insana ne kadar ağır gelebiliyormuş o gece öğrendim.
O kadını kurtarabilir miydim? Bilmiyorum. Eğer deneseydim şu an hayatta olur muydum? Bilmiyorum. Ama bildiğim bir şey vardı. O da vicdanımla hesaplaşmam gerektiğiydi.
inanılmaz terlemiş ve susamıştım. Su içmem lazımdı. Etrafıma bakınıp tam yataktan kalkacakken bir şey farkettim. Mustafa Abi yatağında yoktu.
başlık yok! burası bom boş!