/i/Sözlük İçi

sözlük içi.
  1. 51.
    0
    âcerül Esved (Siyah Taş), Kabe’de tavafın başlangıç yönünü gösteren 18-19 cm ebadında, etrafı gümüş halka ile çevrilmiş siyah ve parlak bir taştır. Bu taş cennetten indirilmiştir. 30 cm çapında, 12 kg ağırlığındadır. Kabe’nin güney doğu köşesinde 1 metreden fazla yüksekliğindedir.[1]

    Not: Hâcerül Esved, hakkında en yanlış bilinen nokta, Hâcerül Esved'in Muallak Taşı'yla karıştırılmasıdır. Bir zamanlar havada asılı durduğuna inanılan taş Hâcerül Esved değil Muallak Taşı'dır. ikinci bilinen yanlış, Hâcerül Esved Taşı, istanbul'da bir camide değil, Mekke'de, Kabe-i Muazzama'dadır.

    Hz. Adem , yeryüzüne indirilmesinden dolayı çok üzülüyor ve günlerini ağlamakla geçiriyordu. Onun üzüntüsüne Melekler de ortak oluyorlardı. Bir defasında Hz. Adem, secde ederken:

    “Ya Rabbi! Bana ne oldu ki, artık meleklerin seslerini, senin zatını tesbih ve takdis etmelerini duyamıyorum. Onları göremiyorum.”

    diye dua edince; Allah, buyurdu ki:

    “Ey Adem! Senden sadır olan zelle, meleklerin tesbihini işitmene manidir. Ancak benim yeryüzünde bir beytim vardır. Sen onun temelini bulup üzerine bir Ev bina et. Beni takdis ve Ev’in etrafını tavaf et. Ey adem! O Evi Mekke’de kıldım. Evladından her kim Beytime gelip, sadece benim rızamı isterse, bizzat beni ziyaret eden misafirim gibidir. Bunları şanına laik bir şekilde ağırlarım ve bütün ihtiyaçlarını gideririm.” [2]

    Hz. Adem, Allah’ın bu emriyle Serendip Adası'ndan Mekke’ye doğru yürümeye başladı. Bir Melek, kendisine yol gösteriyordu. Mekke’nin bulunduğu yere gelince, Allah, ona yardımcı melekler gönderdi. Melekler, Beytül Mâmur’un tam hizasına gelecek şekilde, 7 kat yere kadar varan bir temel kazdılar. Kazılan bu temele toprak seviyesine kadar 30 kişinin ancak kaldırabileceği büyüklükte taşlar yerleştirdiler. Sonra Allah, Melekler aracılığıyla bu temelin üzerine bir Ev indirdi. Bu Ev, Cennet yakutlarından bir yakut olup, parlıyordu.

    indirilen bu Beytin biri doğu ve batı olmak üzere iki kapısı vardı. Beytullah’ın içinde ayrıca nurdan kandiller yakılmıştı, kandillerin çanakları Cennetin külçe altınlarındandı ve etrafında yıldız gibi parlayan beyaz yakutlar diziliydi. Hâcerül Esved de bunlardan biriydi. Hâcerül Esved’in daha sonra günahkar kimselerin el sürmesiyle karardığı rivayet edilmiştir. Böylece Beytül Mâmur’un tam altına gelecek şekilde yeryüzünde de Beytullah (Allah'ın Evi), yani Kâbe inşa edilmiş oldu.[1]

    Hâcerül Esved'le ilgili benzer bir rivayet de şöyledir:

    Hz. Adem ile Havva Cennet’ten çıkarıldıkları vakit yeryüzünde Arafat’ta buluşurlar ve beraberce Batı'ya doğru yürürler. Kâbe'nin bulunduğu yere gelirler. Bu sırada Hz. Adem, bu buluşmaya şükür olmak üzere Rabbine ibadet etmek ister ve Cennet’te iken, etrafında tavaf ederek ibadet ettiği nûrdan sütunun tekrar kendisine verilmesini diler. işte o nûrdan sütun, orada tecelli eder ve Hz. Adem, onun etrafında tavaf ederek Allah’a ibadet eder. Bu nûrdan sütun, Hz. Şit zamanında kaybolur, yerine bir taş kalır. Bunun üzerine Hz. Şit, onun yerine taştan onun gibi 4 köşe bir bina yapar ve o siyah taşı binanın bir köşesine yerleştirir. işte bugün " Hâcerül Esved" diye bilinen siyah taş, odur. Sonra Nuh tufanında bina kumlar altında uzunca bir süre gizli kalır.[3]

    Birgün, Allah, Hz. ibrahim'e Kâbe'yi inşa etmesini emretti.[4] Bunun üzerine Hz ibrahim, yeniden Mekke'ye doğru yola çıktı. Mekke'de oğlu Hz. ismail'i zemzem kuyusu başında buldu. Allah’ın emrini ona da söyledi ve Hz. ismail ona yardım edeceğini ekledi. Kâbe'nin nereye yapacağını bilmediği için, bir rivayete göre Cebrail, Kâbe'nin şu andaki yerini gösterdi.

    ilk önce temeli kazmaya başladılar ve Hz. Âdem zamanındaki temeli buldular. Aynı temel üzerine Kâbe'yi inşâ ettiler. Hz. ibrahim, oğlunun getirdiği taşlarla, Cebrail'in tarifine uyarak Kâbe'yi yapıyordu. Sonunda Kâbe'nin duvarları yükseldi ve yukarıya taş yetişemez oldu.[5]

    Bundan dolayı büyük bir taş getirdiler ve Hz. ibrahim, bu taşa basarak duvar örmeye başladı.[6] Kâbe de tavaf namazı bu taşın bulunduğu yer olan Makâm-ı ibrahim'de kılınır. Kâbe tamamlanınca Hz. ibrahim, oğluna: "Ey ismail! iyi bir taş getir ki, hacılara işaret olsun." dedi. Hz. ismail, bir taş getirdiyse de Hz. ibrahim daha iyi bir taş istedi. Bunun üzerine, Ebû Kubeys dağından: "Cebrail, tufanda bana bir taş emanet etti. Gel onu al!" diye bir ses işitti. Hemen Ebû Kubeys dağından Hâcerül Esved taşı alınıp, Kâbe'deki yerine kondu.[5]

    Hakem Olayı

    Hz muhafazid, 35 yaşlarında iken Mekkeliler seller ve çeşitli nedenlerle yıkılmaya yüz tutmuş Kabe’yi yeniden inşa etmeye karar verirler. Cidde kıyılarında fırtınaya yakalanıp karaya vuran bir geminin kerestelerini satın alırlar. Mekke’de bulunan Kıpti bir marangozun yardımıyla Kabe’yi yıkıp tekrar inşaya başlarlar. Hz muhafazid de, amcası ile birlikte inşaata taş taşımıştır.

    Mekke’de bütün kabilelerin ortak katılımıyla gerçekleşen bu faaliyet, Hacerül Esved’in yerine koyma aşamasına gelince durdu. Her kabile bu görevi kendisinin yerine getirmesini istiyordu. Anlaşmazlık, çatışmaya dönüşecekti. Yaşlı bir üye, "Babüsselam kapısı"ndan giren ilk kişinin hakem olmasını teklif etti. ilk giren kişi, Hz muhafazid oldu. Hz muhafazid, sırtındaki abasını çıkardı, yere serdi. Hacerül Esved’i oraya yerleştirdi. Her kabileden bir kişinin abanın bir tarafından tutmasını istedi. Taş yerine ulaştırıldığında Hz muhafazid, taşı yerine yerleştirdi.[7]

    Hâcerül Esved'le ilgili Bir Hadis

    Hz. Ömer, Hâcerül Esved taşına, karşı; "Sen bir şey yapamazsın, fakat Resulullah'a uyarak seni öpüyorum." dedi. Hz. Ali bunu işitince, Resûlullah'ın "Hacerül Esved, kıyâmet günü insanlara şefâat eder." buyurduğunu söyledi. Hz Ömer de hazret-i Ali'nin bu sözüne teşekkür etti. [8][9]

    Farklı Bakış Açıları

    Hâcerül Esved taşı muhtemelen bir meteor parçası olmasından dolayı parlak olduğu için tavafa başlama noktası olması açısından önemlidir. Bunun dışında o taşın Müslümanlar için taş olma dışında bir özelliği yoktur. Müşriklerin o taşa dokunmadıkları veya dokunamadıkları da savı da sağlıklı düşünememekten kaynaklanmaktadır. Sonuçta müşriklerin, kendileri için bu denli kutsal olan o taşa, bu taş Kabe’ye yerleştikten sonra ve Kabe yıkılmadan önce tavaf ederlerken binlerce dokunmuş olmaları tartışmaya gerek duymayacak ölçüde apaçık bir gerçektir.[7]

    Hâcerül Esved Hakkında Uydurulan Hadisler

    Hadis: “Hâcerül Esved cennettendir. O kardan daha beyaz idi ve müşriklerin günahı onu kararttı.” [10]

    Hadis: “Hâcerül Esved Allah’ın yeryüzündeki sağ elidir. Onunla insanlardan dilediği ile tokalaşır.” [11]

    Hâcerül Esved taşı için uydurulan bu tip hadisler, hac sırasında Kabe’de, islam’ın ruhuyla uyumsuz davranışların sergilenmesine sebep olmaktadır. Hâcerül Esved taşına dokunmak için birbirini ezenleri, dinimizi bilmeyenler görseler, ne düşünürler? Bu hadisler daha evvel de alay konusu olmuştur. Hadislerin güvenilmez olduğunu Abbasiler döneminde savunup, sonra siyasi konjonktürde yok olan Mutezileler: “Bu hadise göre Hâcerül Esved denen taş müşriklerin günahı yüzünden Kabe putperestlerin elinde iken karardıysa, şimdi Kabe Müslümanların elinde olduğuna göre, bu taşın beyazlaması gerekir” diyerek, bu hadisi savunanlarla alay etmişlerdir.[12]
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster