Geleli 1 ay oldu;garip geçiyor hayat.
Burada insan kimin ne tak olduğunu anlıyor.
Üs bölgesinde devlet sağ olsun arama yapabiliyoruz.
Arada bi bizimkileri arıyorum;bu arada bi itirafta bulunayım
Annem ve babama tugaydayım ben diyorum;desem üs bölgesinde
korkarlar hele bi de Irak'ta desem dayanamazlar.

Ceyhun geldi yanıma bende doldur boşaltın orada
kaldırımda oturmuş;sırtımı duvara dayamışım.
"Kanki naber?"
"-tak gibi"
"Hayırdır?"
"Ya bizimkilerle konuştum;özlemişim lan"
"Kim özleme olum?"

Öylece sustuk;Ceyhun yanıma oturdu, öylece baktık.
Ne olduğu anlamadan;müthiş bir ses duyduk;lan ne oluyor demen
ikinci seside duyunca biz hemen kendimizi mevziye attık.

içeriden de bölük komutanı ve diğer arkadaşlar çıkıyor.
Biz bağırıyoruz tabi;bizim silahlarıda getirin.
içeriden Kürşat diye bi arkadaş çıktı;benim silahı getirdi.
Ceyhun da koşarak içeriye girdi.

Ya dağa kafamızı kaldıramadan;üzerimize kurşun yağmaya başladı.
Bölük komutanı bağırıyor;"kafayı çıkarmayın"
"Olum sen makineliye geç;lan sen Kürşat rpg yi getir"

Tam anlamıyla kargaşa yaşanıyor;
bizim bölükte tecrübeli askerler zaten biliyor.
Bölük komutanı da tecrübeli olanlara bağırıyor;geri kalanlara
sipere yapışın diyor.

Ben baya bi korktum;ellerim titremeye başladı ama silahımı bırakmadım.
içeriye birisi dalarsa namluyu ona doğrultup ateş ederim yani edebilirim.
Bide çatışma anında nişan alma öyle kolay olmadığı için sen
namluyu çeviriyorsun hedefe öyle sıkıyorsun.

Bu arada bölük komutanı ve telsizci;telsiz odasına girdi.
Derken bizim taraftan da atış başladı.
Yani artık tek taraflı değil durum;iki tarafta sıkıyor birbirine.