/i/Tarih

''Tarih bir meslektir, bir hobi, gevezelik, anekdot ya da asparagas değildir.'' (Pierre Goubert)
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 76.
    0
    Astral Seyahat Deneyimleri, I

    Aşağıda Dr. Melvin Morse ve Paul Perry'nin yazmış olduğu "Trasformed By The Light" (Ölüm Sonrası Deneyimler) [1] isimli kitaptan aldığım bir örneği aktarmak istiyorum ÖYD (ölüme yakın deneyimler) yaşayan bayan, olayla karşılaştığında 15 yaşındaydı. Mutfaktaki telefonla yabancı dil sınıfından bir oğlanla konuştuğu sırada telefon hatlarına yıldırım düşmüştü. Telefon kablosu, toprak hattına bağlı olmadığı için elektrik akımı telefon telinden geçerek genç kızı başından çarpmıştı. Deneyimi şöyle anlatmaktadır: [2]

    "Zemindeki hat boyunca ilerleyen yıldırım, içimden geçmişti. Hattan elimdeki kulaklığa erişmiş, kulağımın içine girmiş, kulak zarımı patlatmış, işitme sinirimi yakmış, boynumdan aşağı doğru inmiş ve omzumdan dışarı çıkarak yaslanmakta olduğum radyatör dilimlerine geçerek evi terk etmiş. Annem evin içinde tüfek patlamasına benzer bir ses duyulduğunu ve çarpmanın şiddetiyle üç metre kadar savrulduğumu anlatmıştı. Beni buldukları zaman ahizeyi hala sıkı sıkı tutuyormuşum. Bütün bunları sonradan öğrendim, çünkü o sırada bunların bilincinde değildim. Kendimi aniden başka bir boyutta buldum. Bir tünelden geçtiğimi veya buna benzer bir şey hatırlamıyorum. Fakat çok huzur verici bir duruma, gayet beyaz ve pırıl pırıl parlayan ışık görünümündeki bir yere aktarılmıştım. Normalde böyle bir ışıktan gözleriniz kamaşır, hatta ona bakamazsınız bile. Fakat içinde bulunduğum durumda ona bakılabiliyordum ve o, sükunet yayıyordu.

    Kelimelere dökerek tanımlamak çok zor. Gün batımında, bulutların üzerinde uçan bir uçakta olmaya benzetilebilir. Fakat uçak yerine her tarafımdan kayıp giden bulutların ve kırmızı ışığın içindeydim ve ona dokunabiliyordum. Bunu tanımlamaya çalıştığımda yetersiz kaldığımı görüyorum.

    Bu manzaraya had safhada bütünsel bir barış duygusu eşlik ediyordu. Çocukken mutsuz değildim, yani bu, o zamana kadar mutsuz ve huzursuz bir yaşantım olduğu şeklinde anlaşılmamalı. Ancak buradaki barış duygusu o güne kadar hiç tatmadığım bir şeydi.

    Bedenim yoktu, fakat madde denilebilecek bir şeyin içindeydim. Eğer siz de orada olsaydınız ve bana dışarıdan bakıyor olsaydınız, jelatinden ince (süptil) yapıda bir kapsülün, ince uzun ilaç kapsüllerine benzeyen bir şeyin içinde olduğumu görebilirdiniz. Kapsülün beni denetleyen veya sınırlayan bir yanı yoktu, fakat her nasıl oluyorsa o bir biçimde duyularımı içinde bulunduruyordu."Benliğim"onun içindeydi ve görme, işitme, koku alma duyularım da... fakat bir bedenim yoktu ve olmamasına da aldırmıyordum.

    Yani hiç önemli değildi. Orası sıcacık ve aşinaydı. Ölüm korkusunu tamamen giderdi. Bunun bir sonra gidilecek boyut olduğunu idrak ettim. Yaşantımla ilgili herhangi bir şeyi düşünme isteğim yoktu. Endişelerim yoktu. Orada çok mutluydum. Birden aşağı doğru çekiliyormuşum ve bedenime doğru savruluyor muşum gibi hissettim. Çok kızgındım. Daha önce hiç böyle şiddetli bir öfke duyduğumu hatırlamıyorum. Bu öfkeyle avaz avaz bağırıyordum, çünkü bulutların arasındaki o yere geri dönmek istiyordum! Hiçbir şey duyamıyordum, çünkü kulaklarımda yüksek seste bir çınlama vardı. Fakat köpeğim Sparky'nin beni yaladığını hissedebiliyordum. Collie cinsi köpekler yalnızca sizi buldukları ya da korktukları zaman böyle davranırlar. Annem beni o sırada buldu. Onun tahminine göre yıldırım çarpmasının üstünden dört ila altı dakika geçmiş olmalıydı." [2]
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster