+3
görev:betanın görüşlerini çürüt.
biraz plansız yazmışsın. gerçekten yanıt istiyorsan , yanıtlar seni tatmin edince susacaksan yazıyorum.
kız tavlamak için bir ton şey öğrenmiyoruz. kadınlar bir erkeğin en büyük tabularına malzeme günümüzde.biz de bize zarar veren bu tabuları yıkıyoruz. karnın açken tokluğu küçümsemen nasıl zorsa , cinsel bir açlıktayken kadınları küçümsemen de o kadar zor.
sevmek ve sevilmek , hem de bunu "taktik maktik yok , bam bam bam!" kafasıyla yaşamak... bunu ben de istiyorum , ancak elde etme konusunda görüşlerimiz farklı.ben bir kızı seviyorum diyelim , onu tavlamam gerek. evli , mutlu , çocuklu kafasında ponçik bir kız olduğundan da eminim.bu kız nasıl bir erkek ister sence? evlenebileceği bir erkekte hemfikiriz , değil mi?peki ya günümüz üzülen adamları olarak bizler bu kadının aradığı erkek tipi değil miyiz? hayatımızdaki ilk dişi modeli olan annemiz gibi şefkatli , anaç , bağışlayıcı , sevgi dolu bir kadın aramıyor muyuz?bu kadın aradığımız kadın , ancak o annemiz değil... nabza göre şerbet vermek diye bir şey vardır.bu kız için hayalindeki erkek heykelinin malzemesi olmalıyız , hayalindeki erkek değil. neden?çünkü tamamen istediği gibi olursak sıkılır. bunları düşünüp ona göre hareket etmemiz gerek.ne yazık ki biz taktik yapmasak bile o taktik yapacak , bu %100 olacak.
fazla düşünürsek insanlıktan çıkmayız. insan olmak düşünmektir. üzülmek senin hayatının bir parçası olabilir ancak hep mutlu olmak varken neden üzülelim?hep mutlu olunca hayatın bir anlamı , bir tadı kalmaz sanıyorsun değil mi?ben de öyle sanıyorum. inan aramızdaki tek fark şu:benim üst beynim hep mutlu olunabileceğini kabul ediyor , seninkiyse ilkel beyinle aynı düşünüyor. anlamsız bir hayat üzülmek demektir. yani hep mutlu olanın hayatı hep anlamlı olur. düz mantıkla gidersek de yanlış düşünüyorsun.
deneyimle bilgi üzerine kavram karışıklığı yaşıyorsun. deneyim zaman bilgiden bağımsız gelişmez. kimileyin de edindiğin bilgilerle birtakım deneyimler yaşarsın , ki bizim de amacımız bu.
hayatı oyun haline getirmeden nasıl keyif alabilirsin ki?mutlu da olacağız , üzüleceğiz de diyorsun. neden?koskoca yazında bir kez bile dinden söz etmemişsin , ben de buradan hareketle hayatı görev olarak değil de eğlence olarak gördüğünü düşünüyorum. mademki yaşamak zorunda değiliz , niye bir acı - bir mutluluk gidelim ki?sana korktuğunu , çok ciddiyim , kanıtlayabilirim.her zaman mutlu olunca hayatın bir anldıbının kalmamasından korkuyorsun.her zaman mutlu olmak mı önemli yoksa anlamlı yaşamak mı? anlamlı yaşamak nedir? bunlar senin yanıtlaman gereken sorular.bir kez olsun denemeye ne dersin? kaybedecek hiçbir şeyin yok... eğitimimize katıl ve yaşdıbının kısacık bir bölümünde üzüntülerinden fedakarlık et.hayat , seçimlerle doludur:ya bir şeyi seçersin ve diğerini kaybedersin ; ya da hiçbir şeyi seçmez ve her şeyi kaybedersin. mutluluğu seç ve üzüntünü kaybet.
her insan diğer dokuz milyar dokuz yüz bin dokuz yüz doksan dokuz insanın piyonudur. çünkü insanlar toplum olarak yaşar. bizim amacımız diğer piyonlardan ileri gidip daha da ve hep mutlu olmak.
biz bunları ne güç için yapıyoruz ne de ego için. bizim amacımızı henry david thoreau özetlemiş:"ormana gittim:çünkü bilinçli yaşamak istiyordum. hayatı tatmak ve hayatı iliğine kadar özümsemek istiyordum. yaşama dair olmayan her şeyi bozguna uğratmak için... ve ölümüm geldiğinde aslında hiç yaşamamış olduğumu keşfetmemek için." bizim amacımız hayatı iliğine dek özümsemek , geri kalan her şey yalnızca araç.
ölü adamlara hükmetmek biz yaşayanların ilgisini çekmiyor.
selamın aleyküm ey ehl-i kubur! (merhaba ölü adam!)
Tümünü Göster