0
Kapıyı açtık ve dışarı çıktık. Hava soğuktu. Bir taksi çevirdim. Daha araba almaya para yoktu. Ama o da olacaktı. Dövüşecektim. Benim güzel sevgilim her şeyi hak ediyordu. Güzel kumral saçlarından gelen gül kokusu beni mutlu ediyordu. O kadar narin ve zarifti ki. Gülen mavi gözleriyle bana baktı. Biraz rimel ve parlatıcı vardı yüzünde, sadece. Öyle fazla boyanmazdı. Zaten güzeldi. Çok güzeldi. ince belinden tuttum ve onu arka koltuğa oturttum. Kendimde ön koltuğa geçtim ve şöfore yolu tarif ettim.
Resturanta geldiğimizde Selin'in kapısını açtım. Şöfore teşekkür etti ve koluma girdi. Konuştuğu herkesi mutlu ediyordu. Çok güzeldi kalbi, kendisi gibi. Resturanta girdiğimizde garson bizi karşıladı ve uygun bir masaya oturduk.
Yemekler geldiğinde sohbetimize başlamıştık.
"Sonuna kadar senin yanındayım. Sen her şeyi yapabilirsin." dedi elini yumruk yaparak. Hayallerimden bahsederken sanki kendi hayalleriymiş gibi heyecanlanırdı. Gözlerindeki parıltıyı ve azimi görebilirdiniz. Üniversitede, hayallerimden vazgeçeceğim sırada o yine benim yanımdaydı. Okuyamamıştım ama taksördüm işte. Hatta bir gün, taks hocamın öldüğünü öğrendiğim o gün tam taksa lanet ederken, ağlarken, hayallerimden vazgeçerken yanımda oturmuş, incecik bedeniyle karşımda dikilip "Çalışacağız!" diye haykırmıştı. Sonra omuzlarıma defalarca yumruk atmış ona vurmamı istemişti. "Bana vur, hadi tıpkı hocanla yaptığın gibi antreman yapacaksın." diye bağırmıştı. Bu ince ve kırılgan bedenin ardında güçlü bir kadın yatıyordu.