0
Gördüğümüz, algıladığımız evrenin sadece biz görüp algıladığımız zaman var olduğunu kabul etmeye solipsizm denir. Yani ben baktığımda vardır demek. Solipsizmin en büyük argümanlarından bir tanesi, bizim gördüğümüz evreni tekrardan beynimiz içinde yorumlayıp şuuruna ermemizdir. Yani biz beynimizin içerisinde sıfırdan tekrar gördüğümüz evreni yaratıyoruz. Sıfırdan yarattığımız beynimizin içinde yaşadığımız bu evrene ben giza demek istiyorum. Aslında olmayan, ilizyon bir evren ve bunu deneyimliyoruz. Dışarıdan aldığımız veriyi bu şekilde yorumlarız. Peki dışarıdan derken neyden bahsediyorum ? Vücudumuzun dışındaki gerçek evrenden bahsediyorum. Gerçek evrenden gelen veriyi yorumlayarak yaşıyoruz. O evrenin gerçekliğine veya dışarıda olup olmamasına gelmeden önce beynimizin içerisindeki yalnızlıktan bahsedeyim.
Beynimizin içerisinde yalnızız dediğimizde yani ben kişisi beynimin içinde yalnızım dediğimde aslında benden kaç tane olduğuna göre değişen bir yalnızlığı var. BEynimiz içinde en az üç tane daha ben vardır. id, ego ve süper ego denilen bu benlikler kendi aralarında gerçekliği yorumlar ve bir sonuca bağlayıp şuura eriştirir. Bu üç benliği tanıyalım kim bu üç benlik ?
id bizim hayvanlık benliğimizdir. Hazla doymaya odaklanmış; istediklerini yemek, cinsellik gibi çok basit ve insanın en temel ihiyaçlarıyla doyan bir benliktir. yani gerçekliği fayda ile yorumlayan benliktir.
Egoya gelmeden önce süper egoya bakalım. Süper ego; gerçekliğin ne olması gerektiğiyle ilgilenen benliktir. yani hazla veya bir başka birşeyle doymaz. Bu benliğe vicdan da diyebilirsiniz. ne olması gerektiğini düşünür. ne yapmalıydım. ne olsaydı dogru ne olsaydı yanlıs olur. idin hedonist bakışı, süper egonun spirütüel duruşuyla tam olarak bir zıtlığı vardır. işte ego burada devreye giriyor.
Egoda bu ikisi arasında hakemlik yapan ve şuura son yorumu iletmekle mükellef olan benliğimizdir. yani sizin en çok taklidinizi yapan sizin kararlarınıza en çok benzeyen kararları veren sey egodur. Yani ego benliklerin arasındaki anlaşmanın son imzasını atar. Egoyu dinleyerek gizayı yaparsınız yani içinizdeki evren egoyu dinleyerek yaptığınız bir evrendir. Peki ego kimle konusur ? yani bu imzalanmış gerçeklik yorumu kime iletilir ve giza yapılır?
id sizin olmak istediğiniz benliktir. Süper ego olmanız gereken benliktir. ego ise olduğunu iddia eden benliktir. bu üç benliğin ortaklaşa vardığı sonuç şuura iletiliyor. yani içeride dört kişi var. Gelelim beynimizin dışında yorumladığımız, gerçek olduğuna inandığımız evrene. beynimizin dışında başka bir evren olduğuna dair elimizde mantıklı bir veri olamaz. çünkü biz egomuzu dinliyoruz ve egomuz dışarıda bir evren var diyor. onun yorumuyla, ona güvenerek biz dışardaki evrenin varlığını kabul ediyoruz. buna da realizm, beynimizin dışında bir evren olduğuna inanmak deniyor.
Hepimiz realist bireyler olduğumuzdan bahsederiz. Ancak dışarıdaki evreni bilmek; bizim taklidimizi yapan üç tane benliğin üzerine mutabık kaldığı sonuçtan başka birşey değildir. Yani realist olduğumuzu düşünürken aslında egoist olduğumuz sonucuna varıyoruz. Ve buda egonun bize soylediği bir şey. bu sonuca varma anımızda egonun şuura bu sonuca vardığını söylemesi anıdır. Peki neden biz egoyu dinleyip beynimizin dışında bir evren var olduğunu ve bu evrenin de bizim gördüğümüze benzediğine inanıyoruz ? bunun nedeni birazcık iz bırakma güdüsü ile ilgili birşeydir.
Bildiğimiz tek şey içeride dört kişi var ve bu dört kişide düşündüğünüzü sandığınız kişiler değil. Bu yuzden hiç birine güvenemezsiniz. bu yüzden beyninizin içerisinde yalnızsınız.
Tümünü Göster