şimdi hava acayip gergin, öyle gereksiz bi stres yarattı ki üstümü başımı düzeltme ihtiyacı hissettim. sonra bi silkelenip dur oğlum ne oluyoruz, alt tarafı bi pelinsu dedim. bunların hepsi bikaç dakika içerisinde cereyan ediyor tabi. neyse oturduk, hal hatır soruyoruz arkadaşla, arada da pelinsuya bakıyorum her bakışta bu beni süzüyor ince ince. bir pelinsu boşuna bakmaz, dövecek galiba diye geçirdim içimden. bu arada hatunun adı da çisem'miş, pelinsunun görümcesinin eltisi. bişey biliyoruz da söylüyoruz dimi?

arkadaş dedi -çisem'le yıllardır tanışıyoruz biz de. -ivet, dedi pelinsu böyle mırıldanır gibi. baktım hatun garip garip şekillere giriyor, böyle enteresan el hareketleri, 2 saniyede bi saçları kabartıp kabartıp salıvermeler, gözler desen ayrı yönlerde kayışta. bana bi bunaltı geldi, dedim -siz orda rahat edemediniz galiba? -aa evet yhaa, ben bi lavoboya gidip geliyorum, dedi kalktı gitti