-
1.
+11936-1938 arasında geçen hastalık süreci başlarda “geçer, iyileşecek,O neler atlattı hastalığı da yener!”gibi değerlendirilse de bir önceki yazımda gördüğünüz gibi günden güne ağırlaşarak yatağa düşürmüş ve kaçınılmaz son böyle yaşanmıştı.
Ama henüz başlarında, nerede ise uzun denecek bir süre esas teşhis konulamamış ,1938 yılının başında artık karaciğer görülmemesi mümkün olmayan belirtiler vermeye başlamıştı.Ölümüne kadar geçen bu sürede hem doktorlarının hem de aralıklarla yurtdışından getirilen doktorların izlenimlerini paylaşmıştık.Ama teşhis konuluncaya kadar geçen sürede doktorların ve yanındaki onca kişilerin kafalarında hep gelgitler ve şüpheler yaşandığı halde sadece kaşıntıya karşı savaş verilerek adeta zaman kaybedilmişti. Yakınında bulunanların üzüntüden gelen gayet samimi endişelerinin aksine o zaman da Ata’mızın biran önce bu dünyadan ayrılmasından mutlu olacaklar yok değildi…
Ölümünden sonra yapılan tartışma ve dedikoduların sebebi ve en büyük ekgiblik Atatürk’ün otopsisinin yapılmamış olmasıdır. Uzun yıllar görev yapan doktorlar bile bunun alkolden mi yoksa diğer faktörlerden mi olduğunu kestiremiyorlardı.
Atatürk'ün ölümüne yönelik iftiralar tümüyle deli saçmasıdır. Diğer iftira, yalan, uydurmalarında olduğu gibi ciddiye alınacak yanı yoktur.
Biz, ana amaç olarak, bu saçmalıklara yanıt vermeyi değil, sözü edilen konularda bilgilendirmeyi esas alıyoruz. Kişiler; doğrularla, gerçeklerle donatılsın ki bu saçmalara kapılmasın diyoruz. Atatürk tarafından bedava kazanç yolları kapatılan din tacirlerinin tabanı haline gelinmesin istiyoruz
Atatürk düşmanları, Atatürk'ün ölümünü alkole bağlarlar, içki içtiği için siroz hastalığına tutulduğunu ve içkiden öldüğünü işlerler. Amaçları; islam dinine göre içilmemesi gereken alkollü içkiyi Atatürk'ün içtiğini, dolayısıyla iyi insan olmadığına ve sonucunda da bunun karşılığını ölümle bulunduğuna inandırmak, böylece Atatürk düşmanlığı yaratabilmektir. Dinden geçinenler Atatürk düşmanlığı yaratmak için, O'nun ölümünü bu şekilde işlerlerken, diğer yurttaşlar da bilgi ekgibliğinden ve bu konunun yeterince işlenmemesinden dolayı, genelde bu şekilde; Atatürk alkolden ölmüştür şeklinde; bilirler. Bu nedenle, konunun ayrıntılı ele alınması ihtiyacı vardır.
Otopsiye de gerek olmadığı belirtilen ölüm raporunda;
"... Atatürk'ün vefatına sebep olan müzmin karaciğer hastalığı 'cirrhose ascitogene' tabii seyrinde devam ederek karaciğer büyük kifayetsizliğine bağlı derin koma ile husule geldiği ittifakla tesbit edilmiştir... " (karın içinde sıvı, asit toplanması)
Ölüm raporunda ise hastalığın teşhisi şöyledir:
"... hastalığın bir 'hepatite sclerocongestive ethylique' olduğu tesbit edilmiştir... " (alkolle ilişkili karaciğer iltihabı)
-
bu adamın tıptaki teşhisi ne la
-
allah anneme uzun ömürler versin
-
560 bin beni her geçen gün şaşırtıyo
-
memati ve kayra bakın
-
185 kere ciksi meğersem makaddan yapmış
-
muğlada düşen ambulans helikopter
-
mematinin özgüven kopartıyo amg
-
560 bin evlilik yıldönümünü kutluyor
-
560 bin rusyaya gitme la
-
no medicate kayraysa morbid obez kim
-
sakinliğimi koruyabiliyorum diyen kayranın
-
konstant 560ı e ziyaretine gitmiş
-
yatalak misiniz siz neden incidesiniz
-
didosçu memadi
-
560 binin düğün ne zaman
-
yapay zekaya 560 bini olan adamı çizdirdim
-
kayra çok karizmatik çıkmışsın
-
açık kan alma yeri yok mudur
-
mematinin annesi gençken eskortmuş
-
tıp okuyan reistir reis tom kaulitz de reistir
-
ezan okununca ayağa kalkmayan felçli dedemi dövdüm
-
yılbaşı gecesi eskort fiyatları
-
online listesindeki 1 çaylak kim
-
gannik buna kayar demedi demeyin
-
nietzsche nin bu lafı doğru mu
-
bekareti kafaya takmanıza gerek yok artık
-
sözlüğün adını huur çocukları
-
2 sene sonra tazminat davası
-
kayra zaten elektrikçi
-
ohh ysvrum benim
- / 3