/i/Tespit

  1. 1.
    +1 -1
    12 deneyi

    1. Orgon enerjisi iddiaları ve korkunç cihazlar

    Sigmund Freud'un izinden ilerleyen pgibanalist Wilhelm Helm, 1930 yılında Orgone ismini verdiği bir teori geliştirdi. Bir tür hayat gücü veya kozmik enerji olarak nitelendirdiği orgon enerjisi, aslında Freud'un libido teorisinin bir devamı niteliğindeydi ve Wilhelm bu inceleme alanını Orgonomi olarak adlandırdı. 1940 yılında, kansere neden olan virüsleri öldürmek ve bitki yetiştirmek üzere, Faraday Kafesi (elektriksel iletken metal ile kaplanmış veya iletkenler ile ağ biçiminde örülmüş içteki hacmi dışardaki elektrik alanlardan koruyan bir muhafaza sistemi) ismini verdiği bir tür orgon deposu geliştirdi. Wilhelm'in bu saçma iddiaları hiçbir zaman kanıtlanamadı. Geliştirdiği orgon cihazlarını kaçak yollardan yurtdışına çıkarmak isteyen Wilhelm, bir süre hapiste de yattı.

    2. LSD verilen fil

    Fil davranışlarını inceleyen Warren Thomas tarafından yürütülen bu deney, bilim tarihinin yüz karası olarak biliniyor. Lincoln hayvanat bahçesinde 1962 yılında gerçekleştirilen deney, Truko isimli bir file, 297 miligram LSD (insanın kullanabileceği dozun 3000 katı) vererek, filde ortaya çıkacak davranışları gözlemlemek üzere yapıldı. Fillerde geçici bir delilik hali olarak bilinen 'musth' durumunun ortaya çıkması bekleniyordu. Fakat işler planlandığı gibi gitmedi ve 1 saatin ardından Truko'nun cansız bedeni yere yığıldı. Hayvan ölmüştü ve bilim tarihinin en yüz kızartıcı anlarından biri yaşanmıştı.

    3. iki kafalı köpek

    Charles Claude Guthrie, ünlü bir Amerikan fizyolog, 1912 yılında Nobel ödülünü kazanan Alexis Carrel ile bir takım çalışmalar yürütmüş ve bilim alanına önemli katkılarda bulunmuştu. Fakat Guthrie'ye Nobel ödülü teklif edilmemişti ve bunun nedeni olarak da köpekler üzerinde yürüttüğü deneyler gösterilmişti. Bilim dünyasını şoka uğratan bu deneylerde, Guthrie bir köpeğin kafasını keserek, kesilmiş kafayı bir başka köpeğe dikmek ve çift kapalı köpekler yaratmak istemişti. Amacına ulaşamayan Guthrie, ilginç bir gerçeği açığa çıkarmıştı: Bedeninden ayrılan köpek kafası belli bir süre boyunca suni yollarla canlı tutulabiliyor.

    4. Frankenstein'ın köpekleri

    Transplantasyon konusunda oldukça obsesif olan bir diğer bilim insanı Vladimir Demikhov, bilim dünyasında kalp naklinin temellerini atan kişi olarak biliniyor. Hayvanlar üzerinde oldukça tartışmalı deneyler yürüten Demikhov, tıpkı Guthrie gibi, bir çok konuda başarısızlık yaşadı

    5. Mamut klonlama

    Teriyojenoloji ve biyoteknoloji alanlarında yaptığı çalışmalar ile profesör ünvanını kazanan Hwang Woo-Suk, bir mamutu klonlamak istiyordu ve bu amaç için yüz milyon dolarlar harcadı. Fakat etik kanunları çiğnediği gereçesiyle çalışmaları durduruldu ve bilim dünyasından dışlandı

    6. Kusmuk içen doktor

    Sarıhumma hastalığı üzerine yaptığı araştırmalar ile tanınan Amerikalı doktor Stubbins Ffirth, bu hastalığın bulaşıcı bir hastalık olmadığını iddia etti ve bu hipotezini kanıtlamak için kendi bedenini kullandı. Bu hastalığın oldukça sık rastlandığı yerlerde yaşayarak, sarıhummanın kendisine bulaşmayacağını göstermek istiyordu ve bu nedenle sarıhumma hastalarının kusmuklarını bile içti. Ulaştığı bazı bulgular daha sonradan doğrulanmasına rağmen, sinekler yüzünden sarıhummaya kapılan doktor son nefesini bu hastalık yüzünden verdi.

    7. insan saybörk

    ingiliz Kevin Warwick, Reading Üniversitesi'nde profesör olarak çalışıyor ve bu üniversitede robotlar üzerine araştırmalar yapıyor. Dünya tarihindeki ilk saybörkü yapan kişi olarak da bilinen Warwick, kendi bedenine yerleştirdiği elektrotlar ve çipler ile, bedenini kullanarak internete erişebiliyor ve bedenine ait olmayan robotik bir kolu kontrol edebiliyor.

    8. Tırnak yeme terapisi

    Lawrance LeShan, insan beynine subliminal mesajlar göndererek kötü alışkanlıkların durdurulabileceğini iddia etmişti. Bu alışkanlıklar arasında tırnak yeme de vardı. Bir grup insanın uyumakta olduğu bir odada "tırnaklarım çok pis ve iğrenç" cümlesini yüzlerce kez tekrarlayarak, bilinçaltının derinliklerine ulaşmaya çalışan LeShan, bu uygulamanın %40 oranında başarıya ulaştığını gördü. Fakat sorulması gereken başka sorular vardı: Odadaki insanlar deney esnasında gerçekten uyuyorlar mıydı?

    9. Cüce insanlar

    Zehirbilim konusunda ilk bilimsel çalışmaları gerçekleştiren Paracelsus, 1500'lü yıllarda yaşamış bir kimyagerdi. 'Bilinçaltı' kavrdıbına klinik anlamda değinen ilk insan olarak da bilinen Paracelsus, homunculus ismiyle anılan 'cüce insanlar' yaratmasıyla ünlenmişti. Bu canlıları yaratmak için insan yumurtaları bir ata enjekte edildikten sonra at doğum yapana kadar insan kanıyla besleniyordu. Fakat Paracelsus'un başarıya ulaştığı gösteren hiçbir kanıta bugüne kadar rastlanmadı.

    10. Ölü canlandırma

    Henüz çocukken bir dahi olduğu anlaşılan Robert E. Cornish, Californiya Üniversitesi'nden 18 yaşında mezun oldu ve doktorasını 22 yaşında tamamladı. Cornish'in takıntısı ölü insanları yeniden hayata getirmek yönündeydi. 1930'lu yıllarda, ölü hayvanları yeniden hayata döndürmek için araştırmalar yaptı. Bu deney için yavru tilkileri kullanan Cornish, ölü hayvanlara adrenalin ve antikoagülanlar enjekte ederek kan akışlarında meydana gelen değişimleri gözlemledi. Bazı hayvanlar çok kısa süre için de olsa hayata geri döndü, fakat gözleri görmüyor ve beyinleri düzgün çalışmıyordu. Çılgın doktor, bu başarısını insanlar üzerinde hiçbir zaman elde edemedi

    11. Ruhumuzun ağırlığı

    Dr. Duncan MacDougall, insan ruhunun bir ağırlığı olduğunu ilk kez keşfeden kişiydi. insan öldüğü anda bedeninde yaşanan ağırlık kaybını ölçebileceğini ve bu ağırlığın da ruhun kütlesi olduğunu iddia eden Duncan, ölümü çok yakın olan hastaları incelemeye aldı ve her birinde ölümden sonra yaşanan ağırlık kaybının 21 gram olduğunu keşfetti. Bu da demek oluyor ki ruhumuz 21 gram ağırlığındaydı. Dr. Duncan'ın bu çalışmaları bilim dünyasında hiçbir zaman önemli bir yere sahip olmadı ve unutulup gitti.

    12. Kendi kalbiyle oynayan adam

    Alman bilim adamı Werner Theodor Otto Forssmann, 1929 yılında kendi bedeni üzerinde gerçekleştirdiği bir deney ile ün salmış. Hiç kimsenin yardımı olmaksızın önce lokal anastezik alan, ve sonra kolunda açtığı bir oyuğa kateter sokarak kendi kalbine ulaşan bu çılgın bilim adamı, bu çalışması yüzünden işten kovulmuştu. Fakat 1956 yılında, kardiyak kateterizasyon işlemine olanak sağlayan bir prosedür geliştirdiği için tıp alanında Nobel ödülüne layık görüldü.
    Edit:alıntıdır şimdiden boş yapıcak huur çocukları gibtirsin gitsin size ihtiyacım yok 1-2 kişi okusa yeter sizin gibi trendmi kasmaya çalışıyoruz ameke
    ···
   tümünü göster