+8
Süleyman Askerî, Fuat Balkan ve Kuşçubaşızâde Eşref; sırtları pencereye dönük olduğu halde, hilal şeklinde dizilmiş üç koltuğa oturmuşlardı. Enver Paşa ile aralarında ahşap bir sehpa, sehpanın üzerinde henüz açılmamış ve eski olduğu anlaşılan bir harita vardı.
Enver Paşa, belindeki tabancayı çıkartıp haritanın üzerine bırakırken, Eşref Beyin arkasındaki pencereden dışarı baktı.
"iki görüşme; Abdülhamid'den bana, benden tarihe mirastır beyler!" dedi...
"Biri henüz genç bir subay iken, 1905 senesinde gerçekleşti. Diğeri ise, on gün evvel!"
Harbiye Nazırı'nın yüz ifadesi, konuştuklarının ötesinde mesajlar veriyordu. Kısa bir aradan sonra sözlerine devam etti:
"Teşkilat-ı Mahsusayü ve Teşkilata bağlı gizli hücreleri benim kurduğumu zannediyorsunuz. Teşkilatın sadece Trablusgarp ve Balkanlarda vazifeli olduğunu düşünüyorsunuz... "
Enver Bey, son cümlesini söylerken, bakışlarını duvarda asılı olan Osmanlı Sancağına çevirdi. Süleyman Askerî, Fuat Balkan ve Eşref Bey nefeslerini tutmuş; Paşanın sözlerine dikkat kesilmişlerdi.