+2
Selamın aleyküm beyler. Ben 21 yaşında bi kardeşinizim. Lise zamanlarından beri incide hikaye vs okurdum ama üye olmamıştım. Bu aralar dertleşmeye ihtiyacım olduğunu düşünerek üye oldum ve içimi dökmek istedim. Gelen şuku falan çok anlamıyorum ama umrumda da değil sadece yazıyorum.
Hatırlıyorum da, çocukken okuldan eve geldiğimde kapıyı beklerdim. Bazen bir anahtarla açardı bazen zile basardı. ikisinde de koşarak gitmezdim kapıya, hatta oyunun başından kalkmadığım zamanlar olurdu. Ama bilirdim geleni, severdim ama öyle anlatılacak kadar değil. Bir çocuk babasını nasıl seviyorsa bende o kadar severdim. Yaşım küçüktü ama bunu hissettirmezdi bana. Yeri gelir dertleşirdi, yeri gelir bişey olduğunda teselli ederdi. Beraber oyun oynardık bazen gece yarısına kadar bazen sabahlara kadar. Oynarken beraber heyecanlanırdık önemli bişey yapınca. Gurur duyardık birbirimizle. En çok bunu özledim mesela. Bi hırkası vardı hayattayken bile sürekli gizli gizli koklardım. Öyle çok belli etmezdim duygularımı, dile getirmezdim. En büyük pişmanlığımı bu sebepten yaşadım ben. "Seni seviyorum Baba" demedim, diyemedim.
Çocukken en çok onunla eğlendim ben. Beraber yüzdük, beraber bilgisayar oynadık hatta beraber yazılı bile okurduk o yaşımda. Hem yanlış yapmazdım hemde hoşuma gittiğini bilirdi. Belki pek çok şey yaptık beraber gezdik tozduk falan ama sıradan gelirdi o zamanlar. Zaten hep öyle olacak sanardım, yanılmışım.
Kalp hastasıydı babam. Ameliyat olmuştu ama iyileşmemişti. Bazı zamanlar fenalaşırdı anlamazdım çok, oda belli etmezdi hastaneye gider yine hiç bişeyi yokmuş gibi gelirdi, çok durmazdım üstünde iyi sanardım.
Günler böyle geçerdi genelde. Bi sabahtı tarihi hatırlamıyorum. Annemle ayrılmışlar üzülürüm diye söyleyemiyor. Annem gitmiş evden haberim bile yoktu. Akşam oldu eve geldi, yanına çağırdı oturttu karşısına anlattı olanları. Sanki 10 yaşında değilmişim gibi hissettim ilk o an. Büyük hissettim babamın bu hareketiyle. Adam yerine koyuyordu çünkü. Beraber ağladık o gece belki 2 saat. Uyuduk sonra. Uyumadan düşünmeye başladım da, ben anneme düşkün bir çocukken bu konuşmadan sonra çokta üzülmediğimi farkettim. Dedim ki babam var. içimi rahatlatmıştı hatta bu durum. Alıştık, devam ettik yolumuza. Bir süre sonra ben evleneceğim diye geldi karşı çıktım. Oturduk konuştuk ben ikna olana kadar evlenmedi. Sözümü kararımı dinledi yine gururlandım. Küçüktüm ama söz hakkım vardı, kırılmayayım diye 40 yaşında adam küçük bir çocuğu dinliyordu. Hem hoşuma gidiyor hemde daha çok seviyordum babamı.
13 yaşında falandım. Bir akşam halamlar geldi bizde kalacaklardı. Bi terslik vardı belliydi. Babam geldi yanıma tv izliyordum. Hiç unutmam o cümleyi. "iyi değilim oğlum. Bana birşey olursa ağlama, dik dur." Anlam veremedim, bişey olmaz bende ağlamam dedim kendi kendime, söz verdim. Gece oldu ben yatıyordum ama uyuyamamıştım, o sözleri düşünüyordum. O sırada halamla babam Kur'an okuyorlardı. Sonra bi süre sessizlik oldu, kur'an okumaları kesildi 10-15 saniye sessizlik oluştu. Garip sesler duymaya başladım sonrasında, korktum, koştum. Salonun kapısına geldiğimde babamı gördüm. Dizlerinin üstüne çökmüş bir eli kalbinde bi eli beni çağırıyo son kez sarılmak istemiş. Koştum sarıldım bi iki damla yaş aktı gözlerinden, yapma baba dedim kaldırmaya çalıştım kalkamadı. Elimden bişey gelmedi çok çaresiz hissettim. Çıktım evden gece 3 falandı koşmaya başladım zor tutuyordum kendimi, uzaklaştım evden oturdum bi ağacın dibine sabaha kadar ağladım. Hem sözümü tutamadım, hem de çok sevdiğimi söyleyemedim.
Daha öncede söylemiştim. En büyük pişmanlığım dile getirmediğim duygularım oldu. 9 senedir her aklıma geldiğinde evden çıkar sessiz biyerlere giderim. Bir ağaç dibi veya bir bankta oturur ağlarım.
"Sandığın kadar güçlü değilmişim baba, tutamadım verdiğim sözü. Affet."
Umarım okuyan olursa içinden kendisine tavsiye çıkarır