+1
Bir gün, Atatürk’ten Türk askeri hakkında ne düşün düğünü sormuşlar:
– Durun size bir hikaye anlatayım, dedi. Orduları kumandanı idim. Liman van Sanders Paşa da o sırada kıtalarımızı teftişe gelmişti. Hastaneden yeni çıkmış bazı askeri de her nasılsa bölüklerin arasına karıştırmışlar van Sanders:
– Canım böyle adamları ne diye buraya gönderiyorlar? diye söylenerek hasta ve cılız neferi göğsünden itti. Mehmetçik derhal yere yuvarlandı.
Alman generali davasını ispat etmiş olmanın gururu içinde:
– işte gördünüz ya, dedi düşmek için bahane arıyormuş! Oracıkta van Sanders’e bir azizlik yapmak aklıma geldi neferin yanına sokularak;
– Ne kof şeymişsin sen… Dedim. Dikkat etsene seni yere yuvarlayan adam bizden değildi. Ne diye karşı durmadın? Şimdi tekrar yanına gelirse, sıkı dur. Gücün yetiyorsa bir kakma da sen ona vur.
Sonra van Sanders’e dönerek:
– Sizin takatsiz sandığınız nefer boş bulunduğu için yere yıkılmış. Türk askeri amir karşısında, dünyanın en uysal insanı olur. Kendisine söyleyin:”hele gelsin bak bir daha beni yere yıkabilir mi?” diyor.
Van Sanders askerlerle şakalaşmasını severdi. Gülerek aynı askerin yanına geldi. Fakat eliyle dokunur dokunmaz o mecalsiz Mehmet’ten öyle bir kakma yedi ki, derhal sırt üstü yuvarlandı. Van Sanders, Mehmetçik’in bu mukabelerine hiddet etmemiş bilakis Türk neferine karşı olan hayranlığı artmıştı. O kadar ki yerden kalkınca ilk işi gidip hasta Türk neferinin elini sıkmak oldu.
Atatürk:
– işte Türk askeri budur! diyerek sözlerini bitirmişti.