Daha sonra kantinde otomattan 2 tane sade kahve aldık tekrar bankın yolunu tuttuk oturduğumuzda ismimi sordu Feveran dedim onunkini sorduğumda Nataşa dedi Rus musun diye sordum evet dedi tabi o sıra çaktırmıyorum ismini listede gördüğümü ardından yurda doğru yürümeye başladık kampüsü bilenler bilir her yer ağaç çiçek böcektir ağaçları göstererek sence de çok ürkünç durmuyor mu dedi ben de hayır dedim korkacak birşey yok hava da daha kararmamıştı 7felandı daha güneş batmak üzereydi o kampüsün küçükçekmece gölüne sınırı vardır bu arada beyler güneşin batarken oluşan o turuncu rengini göle bakarak görmek mümkündü işte bu çok mükemmel bir manzaraymış dedi daha yakından görmeye gidicem gelmek ister misin diye sordu neden olmasın dedim ve göle doğru gittik oturduk orda yine bir bankta ve izledik güneş batıyordu ama sonuçta 40 dakika önce tanışmışız öyle çok samimi bir ortam yoktu sonra birden bir ses geldi