1905 yılının 21 temmuzuydu. Padişah II. Abdülhamid Yıldız camisindeki cuma selâmlığından çıkmış, arabasına doğru ilerliyordu.

Hainlerin ele başısı Belçikalı ünlü anarşist Edvard Jorris'ti. Her şeyi planlamıştı.

Padişahın yürüyerek arabasına gelme süresini 1 dakika 42 saniye olarak hesaplamış ve arabaya yaklaşık 80 kg patlayıcı yerleştirmişti.

Ancak Şeyhülislâm Cemalettin Efendi padişaha soru sormak için durdurunca işler değişmişti.

Sonra aniden büyük bir patlama yaşandı, öyle ki etraf kan gölüydü.
Her yerde kolu bacağı kopmuş ölü insanlar parçalanmış arabalar vardı.

Padişahın yanında bulunanlar dehştere düşmüş canlarını kurtarmak için kaçıyorlardı.

Ancak bir tek kişi hariç Sultan Abdülhamit bu olanlara hiç bir şey olmamış gibi baktı ve yaveri Miralay Sadık Beyin korkudan kılıcını düşürmesiyle arkasına döndü ve şu sözleri söyledi:

"Kılıcını düşüren yaveri maiyetimde görmek istemem, Trablus'a sürgün gidecek!''

Tehlike savuştuktan sonra, sığındıkları yerlerden çıkanlara Padişah şunları söylemişti:

"Arabamı çekiniz, burayı kordon altına alınız, sorumluları tutuklayınız!.."

Töreni yöneten subaya: "Selâm emrini verdir, ne duruyorsun!." diye bağırmıştı.

Muhafız kıtası hazır ol durumuna geçince, cami kapısına getirilen arabaya binen Abdülhamid, âdeti olmadığı halde ayakta durmuş, dizginleri kendi kullanarak Çit köşküne varmıştı.

Ve o zamanın şarilerinden bir hain olan Tevfik Fikret Sultanın bir zarar görmemesinden yakınmış ve şu sözleri söylemiştir:

"Ey şanlı avcı, ddıbını bihûde kurmadın.
Attın fakat yazık ki, yazıklar ki, vurmadın"

Ne olursa olsun sonunda emellerine ulaştılar ve sonunda onu tahttan indirip yönetimi güçsüz bir padişaha bıraktırlar.

Ardından da Osmanlı'yı yıktılar.

Kaynak: http://www.ikinciabdulham...suikast-girisimi-t54.html

Not:Beyler şu prim diyen yarım akıllılara sesleniyorum. Ulan prim dediğiniz ne ki paramı kazancam sanki burdan ?
Yeter ki herkes okusun gerekirse sonunda sileriz.