Geçen günlerden birinde başıma geldi söz konusu olay. Hepinizin bildiği üzere devlet okullarının tuvaletleri işlemeli sıçmalı ayinler sonrası kullanılmaz hale geliyor. Bende zorunda kalmadıkça kullanmam ama her insanın başına bir kez gelir bu beyler. Evden çıkarsın bir şey yoktur da okula gelince içinde fırtınalar kopar ya. Önceki gün acıyı çok kaçırmışsındır. iste aynen bu durumdayım. Okula girer girmez bastırmaya başladı. Hemen yanında cami var öğle molasına kadar tutarsam gider hallederim kafasındayim ben ama yok başka yolu yok. Geldi kapıya dayandı beyler. Kendimi tuvalete zor attım ama anlattığım gibi sıçılacak bir yer değil burası. Ne yapayım ne edeyim derken aklıma bir fikir geldi o an parlak bir fikirdi ama kokuşmuş bir fikir olduğu sonradan çıktı ortaya. Tuvaletin musluk kısmında bir poşet vardı aldım bunu emanetleri güzel güzel buna bıraktım. Sonra ne yapayım ne edeyim derken çanta yanımda zaten poşet de sağlama benziyordu koy amk çantaya ne olacak sanki dedim. Dedim ama öğle arasına doğru sınıftaki koku artık çekilmez olmuştu millet cam açalım diyorlar sanki benim emanet bir camla hallolabilecek birşey. Neyse ben kokuyla kurtardık günü derken son derse doğru çantayı bi oynattım yerinden. Beyler çantanın altı ıslak. Koku zaten bu yüzden iyice artmış. Ulan eve böyle gidecek halim yok şunu helaya bırakayım öyle giderim artık koku ıslaklık falan bir şekilde idare etcez aq derken helaya geldim. Beyler ben içimde kimyasal madde saklıyormuşum. Benim emanet poşetin altını atış talimindeki tahtalara çevirmiş aq delik deşik alt taraf. Çantanın dibinde bir kaç emanetcik birikmiş. Çantayı en yakın çöpe içindekilerle attım eve gidiyorum. Bu ıslaklık ne diye soranlara da çay vardı o dökülmüş diyordum aq rezil olduk millete de. Kokulu çay