0
***
Güneş tam tepeden inmeye başlamıştı.
Jeff bir bardak su uzatarak
'Güzel oldu ama' diyerek güldü.
'Elin çok yatkın bu işlere. Hepsini sen hallettin' diyerek suyu alıp içti.
Masa hallolmuştu.
Jeff üstünü temizledikten sonra kulubenin önüne geçti. Arthur bardağı yeni yaptıkları masanın üstüne koydu ve masaya baktı. iyi iş çıkarmışlar dı.
'Hey Arthur şuna bir baksan iyi olucak' sesiyle masadan kafasını kaldırdı.
'Noldu Jeff' diyerek Jeff in yanına gitti.
Sahilde dalgaların vurduğu bir sandık vardı.
'Bu ne Jeff?' diyerek Jeff e baktı.
'inan bir fikrim yok dostum. Sabah bunu görmüşmüydün?'
Arthur hafızasını yokladı. Sabah kalktıktan sonra sahile ve denize baktığı anı hatırladı. Görmediğine emindi.
'Bu sabah burda değildi. Biz arkadayken birileri getirmiş olabilirmi?'
'Hiç bir fikrim yok. içinde ne var dersin?'
'Ne olduğundan ziyade kimin getirdiğini düşünüyordum'
'Diğerleri getirmiştir belki. Ya da..'
Birbirlerine baktılar. Kafalarında soru işaretleri belirdi.
Kısa bir sessizlikten sonra Jeff
'Sence açmalımıyız?'
'Bir fikrim yok ama diğerleri getirdiyse açmamamız daha doğru olur. Gene birşeyin sorumlusu olarak görülmek istemiyorum. Onlar getirmedilersede onlar gelince beraber bakarız. içinde tehlikeli şeylerde olabilir.'
'Haklısın. Sadece şunu kulubenin oraya taşıyalım. Gözümüzün önünde olsun.'
Arthur onu başıyla onayladı. Kutuyu alıp kulubenin önüne koydular.
Akıllarında soru işaretleri kalmıştı.
Akşam üstü Frank ve diğerleri döndü.