/i/Devlet

    başlık yok! burası bom boş!
  1. 1.
    0
    “Gerçek ülkücü olabilme ülküsü”



    Ülkücü iman konusunda görüşleri açık ve yararlı olan kişilerin arasında itibarlı bir yere sahip olan

    Galip Erdem yine bir başka yazısında ülkücüğün tasdikine ve hayat boyu süren bir sınav olduğuna

    olan inancına dikkat çekmiştir. Ara ülkücüler diye nitelendirdiği grupların içinde en önemli grup

    olarak belirttiği “gerçek ülkücü olabilme ülküsü” grubu hakkındaki fikirlerini neşrettiği yazısı ise

    şüphesiz okunmaya değerdir;



    “Ülkü son hedeftir. Son hedefe varılmasını kolaylaştıracak ara hedeflerin seçilmesi şarttır. Ara

    hedefler gibi, ara ülkücüler de olacaktır. Sohbetimize, ara ülkücülerin en önemlisini anlatmağa

    çalışarak başlıyorum: Ara ülkücülerin en önemlisi, gerçek bir ülkücü olabilmek ülküsüdür. Kırılma

    ve üzülme. “Anlayamadım gerçek bir ülkücü değil miyim sanki!” diye de şaşırma. Bilirsin: Seni çok

    severim. Bir insanın çok sevdikleri üzerinde çok hakkı vardır. Evet, henüz gerçek bir ülkücü değilsin.

    Ruhunun zenginliği, yüreğinin büyüklüğü, ülkü yolunda verdiğin mücadeledeki yiğitliğin sonucunu

    değiştirmez. Gençsin. insanoğlu, gençlik çağında, her şeye olduğu gibi, ülkücülüğe de adaydır.

    Hiç unutma: Bugün, tamamen haklı olarak, ülkücülüğe aykırı davranışlarından ötürü kınadığın

    ağabeylerin, senin yaşında iken, ülkücülüklerine asla toz kondurmak istemezlerdi. Ama hayat adını

    verdiğimiz düşmana yenildiler. Şimdi sapmalarını bağışlatmak için, münasip bir bahane aramanın

    peşine düşmüşlerdir. Sana, kendi neslimin durumunu anlatayım: Çoğumuz ülkücülük imtihanını

    kazanamamış, sınıfta kalmışızdır; kaydımız silinmiştir! Pek azımızın adaylığı hâlâ devam ediyor.

    Dikkat etmelisin: Adaylık kelimesini kullandım. Çünkü hiçbirimiz, bütün gayretlerimize rağmen,

    tam bir ülkücü olamamışızdır. Daha bir kısmımız yarı yolda tükeneceğiz. Gerçek ülkücülüğe ne

    kadar yaklaşabildiğimizin hesabı son nefeslerimizi verdikten sonra çıkarılacaktır

    .

    Neden böyle oluyor? Sorunun cevabını daha önce de vermiştim: Hayat dediğimiz en büyük

    düşmana yenilmemiz yüzünden böyle oluyor. Yapımız çıkarlarımızdan vazgeçebilmeye müsait

    değildir. Hele çağımıza hükmeden maddecilik, belki de hiç kavuşulmayacak bir sevgili uğruna

    zahmet çekmemize, acılara katlanmamıza imkân vermiyor. Ancak bir müddet, özellikle hiçbir

    sorumluluğu yüklenmediğimiz gençlik yıllarında her türlü baskıya dayanabiliyor, biraz yaşlanıp

    çoluk çocuğa karışınca dökülüyoruz.
    ···
   tümünü göster