+1
Liberal hükümetler tüm dünyada ne yaptıysa, Türkiye’de onu yaptılar. Okurlara kolaylık olsun diye “enter”ı bol biçimde aktarayım:
1 – Önce ülkenin tüm fabrikalarını, iletişim kuruluşlarını, limanlarını satarsın. Bu fabrikalar (genellikle çimento, çelik, şeker gibi temel üretim kollarıdır) senden önce nesiller boyunca yapılan tasarruflarla yokluk yıllarında açılmıştır. Ama bir gece alınan bir kararla ve komisyonu ihmal etmeyen eş dost müteahhitlere satılıverirler. Nenen deden, anan baban aç gezmiş bu fabrikalar yapılmış ama sen bir gecede sattın hepsini. Fetih törenlerinde havai fişek gösterisi var, hiçbir masraftan kaçınılmamış, sponsoru da şu büyük holdingmiş diyorlar, gidelim mi kız?
2 – Her ülkede her kamu kuruluşu ve çalışan birliğinin sigorta fonları vardır. Bu fonlarda işçi ve emekçinin alınterinden zorla alınan paylarla büyük paralar birikir. işte liberal hükümetler bu birikimleri de birkaç yıl içinde tüketirler. Mesela şu pek sevilen Obama, iktidara gelir gelmez bankaların trilyon dolarlık borçlarını böyle fonlarla kapatmıştı. Milyonlarca Amerikan işçisinin yetmiş yıllık birikimi yine bir gecede Amerikan bankalarına pompalanmıştı. Türkiye’de ise biliyorsunuz, deprem fonları bile harcandı. Bu fonların harcanacağı tek yer, fon sahiplerinin, yani halkın eğitimi, sağlığı, refahı olacakken, halkın bu hırsızlıklardan haberi bile olmadı.
3 –Enerji ve maden işletmeleri hemen özelleştirilir. Enerji için ekolojik uyum değil verimlilik esasıyla en pervasız hamleler yapılır. Bu kez birkaç neslin değil, insanlığın ve tabiatın binlerce hatta milyonlarca yıllık birikimi beş on yıllık servet yağması için bir kalemde yok edilir. Siz tabiat ananın Artvin’i kaç yılda bu hale getirdiğini sanıyorsunuz? Ama bakın Ali Cengiz sadece milletin değil, tabiatın da anasını bellemeye hazırlanıyor.