Apar topar kalktik çanta ve silahları alip ciktik benim elimde silah yoktu nehirden düşerken kaybolmuştu. Sari sacli kizdan silahli istedim ve kendisini koruyacagimi bilmek istedim benim nisanim daha iyiydi. Silahini aldim. Ormanin içinde koşmaya basladik. Elimizde bir tane el feneri vardi en önde tekin kosuyordu.Onu takip ediyorduk. Gördüğümüz tek şey tekinin gittiği yol ve arkamizdan gelen igiblardi. Yaklaşık 500-600 metre duraksamadan koştuktan sonra tekin önde feneri kapatti ve:
galiba onlari ektik çok fazlaydilar dedi. Aklima birden bir fikir geldi ve biraz daha ilerledikten sonra:
Durun bir planim var dedim.
Tekin:Anlat bakalim kara dedi
Ben:Haritada safaktan önce oradan cikin diyordu ama şafak vakti olmadan pesimize düştüler bu bir işaret olabilir bizim saldiriyi safak vaktinden sonra yapacagimizi düşünüyorlar simdi saldirirsak basarabiliriz dedim.
Tekin kafasini salladi ve:
Başka caremiz kalmadi zaten dedi ve gulumsedi. Evin oraya doğru yola koyulduk. Sonunda varabilmistik.Ama ters giden birşey vardi burasi ev değil bildiğiniz askeri bir üstü. Tekin haritayi cikartti ve incelemeye basladi. Haritanin arka yüzünü cevirdiginde üssün kaç oda kaç asker olduğunu ne gibi bölümlere ayrildigini giriş ve cikislarini gösteren bir çizim vardi.Ve şöyle bir not yaziliydi:
Henüz şafak vakti olmadiysa saldirmayin. Unutmayin kurallara uyun yoksa hayatta kalmayi basaramassiniz yazıyordu.