Kel adama görünmemek için eğilerek boş duran bir taksinin cdıbını tıklattım. Taksici camı açtı ve amk çocukları tıklayıp kaçmışlar dedi. Sen kime amk diyorsun lan amk diyecektim ama ona ihtiyacım olduğunu hatırlayıp sakince elimi kaldırdım ve onu sadece adres sorulacak basit birisi olarak gördüğümü düşünmesin diye memleket nere hemşerim dedim. Korkmuş bi şekilde Allaaah benim bi hocaya görünmem lazım diye bağırarak gaza bastı. Günah çıkartacak herhalde diye düşündüm. Bu sırada gömleğim hala gelmedik mi diye sordu. Az kaldı tatlım biraz daha dayan deyip onu zeki yalanımla oyaladım. Az kalmıştı, belki de kalmamıştı. Bilemiyorum Altan.
Gördüğüm bir dükkana girip hay gayz diye bağırdım. Onlara turist gibi görünürsem cevabı alabileceğimi düşündüğümden böyle zekice bir oyun yapmıştım ve onlar da oyunuma gelmişlerdi. Dükkan sahibi anaokulu seviyesindeki ingilizcesiyle hello hello dediğinde anaokulunda ingilizce öğretilmediğini hatırladım ve nedenini sonra sorgulayacağıma dair kendime söz verdim. Adamın sessizliğimden daha fazla şüphelenmesini istemediğim için hemen sorumu sordum:
"Ver ar yu anadolu medeniyet muze?"
Harika ingilizcemi anlamakta biraz güçlük çekti. Sonra bana kam deyip dışarı çıkarttı. Sağ tarafa dönen yolu gösterip go go go dedi. Tam hareket edecekken omzuma dokunup arkamı dönmemi sağladı. Oyununa gelmiştim, ben bunun hüznünü yaşarken bana pişmaniye kutularını gösterip Törkiş fud fifti dolyar dedi. Bu kez oyununa gelmeyecektim. Bizi mi koparıyosun anlamadım ki Ekrem abi deyip koşarak uzaklaştım.

edit: imla