Nehire düştükten sonra su beni sürüklüyordu gozumu actigimda topragin uzerindeydim. Bayilmis olmaliydim ama asil aklima takilan bu nehirden sağ kurtulmamdi. Ayrıca neden ipe ateş etmişlerdi de beni vurmamislardi. peşinde olduklari neydi bu sorulara cevap bulamiyordum. Kalkip etrafima baktim fakat yalnizdim. Cevremde silahim yoktu yelegim ve cantam hala ustumdeydi. Aksam olmak üzereydi ve ise yarar hiçbir şeyim yoktu.Bir ümit diğerlerini bulmak için yola koyuldum. öldügümü düşünmüş olmaliydilar çünkü nehirin akisi bir hayli hizliydi. Yolda ilerlerken bir tas önüme firladi tasin firladigi yone doğru baktim.Bu o adamdı. Koşarak yanina gittim ve:
Beni nasil buldun ? diğerleri nerede diye sordum. Adam:
Diğerlerini yolda karsimiza çikan kulübeye biraktim merak etme diğer adamları temizledik. Onlari orda birakip seni aradim yaklagib 2 saat geçmiş olmali sonunda bulabildim seni. Hadi kulübeye gitmemiz lazim neler buldugumuza sasiricaksin. dedi
Hemen yola koyulduk. Kulübeye geldiğimizde aksam olmuştu ve etraf kararmisti. Adam el fenerini yakip içeri girdi sari sacli olan kiz içeri girince Çiğlik atti Adam:Sessiz ol buralarda bizi izliyor olabilirler sesini kes ve bulduğumuz şeyleri masaya koy dedi.
Masaya koyduğu şey Bir haritaydı.El feneri ile haritayi aydinlatti. Kirmizi bir yaziyla:
"Haritada işaretlenmiş olan yere gitmelisiniz ve şafak vakti olmadan o kulübeden çıkın. Unutmayin kurallara uymassaniz olursunuz." yazisi gözüme carpti.