/i/Ben

Kendini ifade et !
  1. 1.
    +1
    sen, benim meskenim sayılabilecek sınıfa ağlayarak girdiğinde anında dışarı çıkıp sigara içen, kendi gözyaşını o aptal lise üniformasına silip bir sonraki derste uyuyorum izlenimi vererek seni üzen o çocuğa ne yapsam diye düşünen bir aşığa sahiptin.

    sen, ayrılığınızın üstünden geçen iki seneye rağmen beraber olmaya başladığınız günde her ay bayılana kadar içen bir aşığa sahiptin.

    sen, o saçma lise hayatı kurallarında "seviyorum olum hala seviyorum, ayıp mı?" denilebilecek olgunluğa kavuşturduğun bir aşığa sahiptin.

    sen, evinin arkasından gecenin dördünde koparılmış bir çiçeğe üç yıl boyunca seni anlatmış bir aşığa sahiptin.

    sen, adına açılmış şarap şişelerini toplayıp onlara şiir yazmış bir aşığa sahiptin, çünkü sen benim rüyalarımda bile bana yalnızca bir maddeyle ifade edilebilirdin.

    Dizdim şişeleri sonunda karşıma, biriktirme kararı verdikten sonra ilk kez indirip. Zihnimdeki sancıyı alıp zütürmüştü iki tanesi ve ancak gardolapımın üstünde tozlanmaya layık görüldüler sevgimin anice verdiği hükümle. Üç oldular, dört, beş ve hediyesini teslim aldığım hepsinin kaderi yazıldı, vefakar bir anne rolünü üstlenecekleri özetiyle.

    Çok oldu beni izledikleri,
    Azlıklarına tahammül edemeyip gözlerimi kaçıştırdığım dönemlerde,
    Çok oldu fısıldadıkları kulağıma,
    Bir mantarın canını alıp kavuşabilmem için senin buğulanmış hatıralarına,
    Çok oldu ruhuma dokundukları,
    Resmine bakma cüretini bulabilmem için içimde kapanmış bir sandıkta
    Ancak yine çok oldu…
    ilk iki şişenin yerini unuttuğumu farkettiğim andan bu yana.

    Karşımdalar, ve çoklar.
    Sayı olarak değil belki, ruhsuzca şişelendikleri fabrikaya kıyasla,
    Ne bir mantarları var kendilerini koruyacak, ne de kendileri, mantarların korumaya layık göreceği. Şekillerini veren işlenmiş toprak tek maddesellikleri. Ancak öyle dolular ki iki kişinin içinde yaşayacağı hayallerle, ne mantar engelleyebilir taşmalarını, ne de şişe şekil verebilir, bir zihinde bıraktıkları sonsuzluğa.

    Herbirine seni anlatan bir kağıt koyup atsaydım marmaraya, yetmişiki sahil kıyısı aşık olurdu sana değil, senin noktası gelemeyecek betimleme paragrafına. Hepsi toplandığında tek elde birgün, 4. kutsal kitap kabul edilirdi güzelliğinin cümlelere sınırlanışı, silüetini aklında canlandırmaya en yakın olanın peygamberlik ilanıyla.


    ve sen hala, altı yıldır yüzünü görmemiş, her şişeyi seni hatırlamaya devam edebilmek için açan bir aşığa sahipsin.
    ···
   tümünü göster