+4
O an farkettim, Hüsniye'nin elinde bir tek sigarayla çakmak vardı. Sigarasını yakıp, bir fırt çekti ve "Neden olacak, babam dikti gözünü Alexandra karısının bacaklarına, resmen gibecekmiş gibi bakıyor. Annem de bunu farketti tabii! Siz gittikten sonra bunun hesabını babamdan kesin sorar! Peki ya seni azdırmıyor mu bu karı? Sabah akşam onlarla birliktesin, üstelik Nurcan da burda değil, gözden ırak olan gönülden de ırak olurmuş! Senin yerinde ben olsaydım, yani erkek olsaydım, valla çoktan gibmiştim o karıyı!" dedi. Annesinin Alexandra'yı kıskanmasını anlayabilirdim, ama Hüsniye'de de bir kıskançlık sezinlemiştim. Bu da Hüsniye hakkındaki fikrimi değiştirmeme sebep oldu. Sadece Yeter'i değil, Hüsniye'yi de gibecektim.
Gülümseyerek, "Valla Alman karıları yanımda çıplak gezdiklerinde bile beni fazla cezbetmiyor, ben bizim köyün kadınlarını daha sexy buluyorum! Yanlış anlama, sadece örnek vermek için söylüyorum, mesela Alexandra'yla seni yan yana koysalar ve hangisiyle sevişmek istersin deseler, ben hiç düşünmeden seni isterdim!" dedim. Hüsniye çok şaşırmış, aynı zamanda da acaip heyecanlanmıştı. Alt dudağını emmesinden anlayabiliyordum bunu. Bu arada sigarasını içmeyi unutmuştu. "Parmakların yanacak şimdi!" dediğimde, sigarayı yere atıp söndürdü. Sonra neden gerek duyduysa artık, eşarbını açtı, saçlarını düzeltip tekrar bağladı eşarbını. Gözlerimin içine derin derin bakıyor ve alt dudağını emmeye devam ediyordu. Bu fırsatı değerlendirip, Hüsniye'yi en azından öpmeliydim. Yavaşça yaklaşıp, omuzlarından tuttuğumda, Hüsniye gözlerini yumup, dudaklarını uzattı.