+6
Şaheste'nin bu hali yüreğimi sızlatmıştı, doğrusu bu kızla ne yapacağımı da bilmiyordum. Çok masum ve saf bir kızdı, üzülmeyi hiç hak etmiyordu. Gerçi onu kasıtlı olarak üzmüyordum. Aksine, ben de ona karşı asil duygular besliyordum. Ama huyum kurusun işte, gibilecek yeni bir amcık buldum mu, akan sular duruyordu. O anda, aşkı da, sevgiyi de unutuyordum ve gibimin derdine düşüyordum. Hatta son zamanlarda Nurcan'a da aynısını yapmaya başlamıştım. Nurcan'ın telefonlarına ve görüntülü aramalarına cevap vermiyordum, derslerime çalıştığımı bahane ederek, arada bir, onu çok sevdiğimi ve özlediğimi belirten SMS yolluyordum sadece. Ama Nurcan yerine Şaheste'yle de evlensem, sonuçta benim için hiçbir şey farketmeyecekti. Kiminle evlenirsem evleneyim, hep gibilecek yeni amcıkların peşinde koşacaktım. Bu bir gerçekti...
"Sonra hepsini okurum aşkım!" deyip geri verdim günlüğü. Kilitleyip çantaya koydu geldi ve tekrar kucağıma oturdu, "Seni çok seviyorum aşkım!" diyerek, sımsıkı sarıldı. "Ben de seni çok seviyorum!" dediğimde, "Evet, hissediyorum!" deyip güldü. Hap etkisini göstermeye başlamıştı ve Şaheste kıçının altında sertleşen yarağımı hissediyordu. Dudaklarıma yumulup öpmeye başladı. Ben birşey demeden, iki elini sırtına atıp, sutyeninin kopçasını çözdü ve sutyeni aramızdan çekip yatağa bıraktı. Biraz öpüştükten sonra, dudaklarımı boynuna, ordan da memelerine zütürdüm. Tomurcuk uçları sertleşmişti küçücük memelerinin. Memelerinin güzelliğine övgüler yağdırarak 10-15 dakika emdim, yaladım, öptüm onları. Aslında yorgunluktan geberiyordum ve Şaheste'ye sadece sarılarak uyumak istiyordum. Ama şu anda Şaheste'nin bundan fazlasını istediğinden de emindim, "Bir dakika aşkım, şu elbiselerimi çıkarayım!" dedim. Şaheste kucağımdan indi, bana gülümseyerek külodunu çıkartırken, ben de çabucak elbiselerimi soyundum. ikimiz de çırılçıplaktık şimdi. Yarağım ise bayrak direği gibi dikelmişti.