-
26.
+12Kahvaltımızı yaparken önce Mürüvet'ten özür diledim. Sonra da Zeynebe, "Dün gece yaşadıklarımızın senin de hoşuna gideceğini düşünmüştüm! Kusura bakma, yanılmışım! Ama bana pekekentmisin demene gerek yoktu! Hoşuna gitmediğini adam gibi söyleyebilirdin!" dedim. Zeynep cevap vermeden kafasını öne eğmişti. Mürüvet de ordan, "Harun, uzatma artık!" deyince, "Tamam, konu kapandı, sorun yok!" dedim. Kahvaltımızı bitirip kalktık, tekrar Halime'nin yanına gittik. Onlar Halime'yle vedalaşırken, ben eşyaları arabaya bırakıp geldim. Ben de Halime'yle vedalaşıp, "Perşembe günü için ara beni!" dedim ve ayrıldık Otelden. Atalay henüz kalkmadığı için onunla vedalaşamamıştım.
Arabaya binip, hareket eder etmez, Mürüvet, "Oğlum, başını belaya mı sokmak istiyorsun? Ramazan çavuşun kulağına giderse valla kıyamet kopar! Sen olayları bilmiyorsun, aklın varsa görüşme Halime'yle!" dedi. iki ailenin arasındaki küslük olayını zaten Halime kendisi söylemişti, ama sebebini bilmiyordum. Mürüvet'e, "Niye ki? Ne olayları?" dedim. Ve Mürüvet beni şok eden olayları anlattı.
başlık yok! burası bom boş!