-
76.
+7Mürüvet ciddileşmeme bozulmuştu, aramızdaki samimiyet konusunda yine en başına, mesafeli halimize dönmemizi istemiyordu belli ki. Omzuma hafifçe vurarak, "Salak! Bak yine yenge diyorsun, hani birdaha demeyecektin?" diyerek zoraki gülümsemeye çalıştı. Ben de gülerek, "Mürüvet, sen de ne emmeye geliyorsun, ne gömmeye!" dedim. Mürüvet, "Senin de aklın fikrin emmede, gömmede!" diyerek güldü. Muhabbet yine istediğim yöne girmişti. Aynadan gülerek gözlerine baktım ve "Senin aklın fikrin de aynı şeyde değil mi? Demin yaraksızlıktan kudurduğunu söyleyen sen değilmiydin?" dedim. Mürüvet kaş göz işaretiyle parmağını dudağına zütürdü, 'Sus!' işareti yaptı. Zeynepten çekiniyordu demek ki.
Gülerek, "Ne kaş göz ediyorsun Mürüvet? Zeynebin canı yarak istemiyor mu sanki? Aslında ikinizi birden yatağa atıp güzelce bir gibsem, ne iyi olurdu!" dedim. Mürüvet de gülerek, "Bak ozaman olur işte! Hadi Zeynebi gibişmeye razı et, ben de gibtireceğim! Söz veriyorum lan!" dedi. "Öyle kuru kuru söz vermekle olmaz, bu söylediğini kaydececeğim!" deyip, telefonumu çıkardım ve Mürüvet'e doğru çevirip, video kayıt tuşuna bastım, "Hadi, tekrarla verdiğin sözü!" dedim. Mürüvet tekrarlayınca kaydettim ve telefonu kapattım, bu kadarı benim için yeterliydi. Arabayı derhal sağa, emniyet şeridine çektim. Kontağı kapamadan, elfrenini çektim, dörtlüleri yaktım ve uzanıp Zeynebin dudaklarına yumuldum. Zeyneple birkaç dakika öpüştükten sonra, arkaya döndüm ve Mürüvet'e, "Yaklaş!" dedim. Mürüvet yine iki koltuk arasından başını uzatınca, bu sefer onun dudaklarına yumuldum.
başlık yok! burası bom boş!