-
76.
+8Aslında Mürüvet yengeme alıcı gözle bakınca, bir çocuk doğurmasına rağmen, vücudu halen taş gibiydi. Yani amı zütü yerindeydi. Onunla nezaman görüşsek, benimle hep samimi olmaya çalışır, el şakaları yapardı. Ben de ona karşı samimi olmak isterdim, ama Hidayet'le aram pek iyi olmadığından, Mürüvet'e karşı da hep mesafeli davranıyordum. Yine de Mürüvet'i gibtiğimi düşünerek kaç kere 31 çektiğimi hatırlamıyorum bile. Hele Mürüvet'in o koca zütüne bayılıyorum. Yürüyüş tarzından olsa gerek, her adım attığında zütünün yanakları titriyor, bu da beni hasta ediyordu.
Neyse, arabaya bindik, yola çıktık. Zeynep binerken öne, yanıma oturcaktı, fakat Mürüvet'ten çekindiği için arkaya, Mürüvet'in yanına oturmuştu. Köyden ayrılıp otoyola çıkınca, ilk benzinlikte durdum. Hem depoyu fullemek için, hem de yolda içmeye soğuk birşeyler almak için. Çocuk Mürüvet'in kucağında uyumuştu. Ben de, "Zeynep, sen öne geç istersen, Mürüvet yengem çocukla arkada rahat etsin!" dedim. Zeynep te, "Tamam!" diyerek öne geçti. Benzinlikteki işimi halledip, tekrar yola çıkınca, onlara bir program yapmamız gerektiğini söyledim ve fikirlerini sordum. Her ikisi de, "Farketmez, sen karar ver!" dedi. Ben de yolumuzun üzerinde diye, önce Kuşadası'na uğramayı önerdim. Kabul ettiler.
başlık yok! burası bom boş!