Abdullah Ergene: Şuana kadar keşfettiğim *Ergene* ırkının 2. Örneği. Boyu bilnmiyor, kilosu 120kg olarak tahmin ediliyor. En tehlikeli yanı verdiği ödevler eğer bi gün dersimize girerse verdiği ödevleri yapalım aksi takdirde sağı solu belli olmayan soğuk kanlı bir *ödevster*. Bizim gibi *ödevist*lerin korkulu rüyası. Onunla ilk karşılaşmamı yazmak istiyorum...
Çarşamba günüydü. Son iki ders din Kültürü ve Ahlak Bilgisi idi. Eski din hocamız sayın Seyit Ahmet Çetin müdüryardımcısı olmuştu. Bu yüzden öğretmen değişikliğimiz oldu. Biz sabırsızlıkla yeni hocamızı bekliyorduk. Birden bire kapı açıldı içeri şapka takan ve ceket giyen şişman değişik biri girdi (meğer yeni hoca buymuş) büyük bi soğuk kanlılıkla Merhaba çocuklar dedi ve ceketini çıkartıp astı. O zaman duvarkenarında oturuyodum en önde yiğit vardı hoca ceketini çıkardığı gibi yiğit burnunu kapatıp arkasına yani bana doğru döndü ve çok kötü kokuyo lağn dedi. Ben gülmeye başladım inanmamıştım ve komik gelmişti. Bu komedi 15sn sürdü birden bire miğdemi bulandıran o koku burnumun direğini tırmalıyordu. Hoca şapkasınıda çıkardı ve keldi. Meğer kafa derisinde bi rahatsızlık varmış allah şifa versin dedim. Hoca kendinden bahsetmeye başladı. Her hafta sürekli ödev Sistemi varmış. Her hafta: 1 hadis ezberlenecek, 1 dua ezberlenecek, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersinden 20 soru çözülecek, tema sonu değerlendirme soruları deftere cevaplanacak ve 1.dönem sonuna kadar Hz muhafazid (s.a.v.) hayatını okuyup özeti çıkarılacaktı. Adam bunu bi A4e yazmış ve girdiği her sınıfa yapıştırmış. Adama göre hayatımız din... Tamam eyvallah din önemli ama bu kadar abartılmaz. Ayrıca bu "sürekli ödev" dışında bize verdiği ilk ödev: iMAM-I AZAM EBU HANiFE ve MATURiDi'yi araştırıp yazmamızdı. Bunada eyvallah ama en az her biri 3 yaprak olacaktı onu yazmak hiçte kolay olmamıştı. O gün bu gündür o hocadan hiç haz etmem, korkarım, ama ne olursa olsun kalbi temiz bi adam allah razı olsun bizi 1 sene okuttu...